Puslu bir mart sabahıydı, hastahanedeki sessizliği yırtarcasına yankılanan bir ağlama sesi ve bir sürü hayal kırıklığıyla geçecek bu hayata gözlerini açan ben.
kucağında bacakları kopmuş (ya da en azından kanlar içinde) çocuğunu taşıyan bir anne ya da baba, petrolle kaplı körfezin üstünde yüzen ölmüş hayvanlar. merhaba körfez savaşı, merhaba insanlığa olan inancın bittiği nokta, merhaba daha çocuk yaşta tanışılan üzüntü.
allah belanızı versin lan. para kazanma, lider olma hırsıyla tutuşan nefes alan varlıklar.
Gençliğime denk gelen yılardır. Sanırım lise 2 ye gidiyordum. Hayat hep bahardı, umutlar ise toz pembe. O günler ancak insanın eline cennete geçer. Ne mal, ne mülk hiçbir şey ogünleri getiremez.