bugün iş çıkışı servise binmeden önce birkaç dilim kuru ekmeği suyla ıslatıp kaldırımın kenarına yaydım. biraz uzaklaşıp kaldırıma baktığımda 3-5 tane serçenin gelip ekmekleri hunharca yediğini gördüm. ve bu beni aşırı mutlu etti.
sokakta kendi halinde yürüyen kızlara laf atıp korna çalarak bayrak sallayan asker konvoyunun esnaf tarafından şiirsel biçimde dövülmesi. o ne tekmeydi be neco abi sen ki mahallemizin efendi esnafısın paket almaya gücü yetmeyen gençlerin kurtarıcısı 5 liralık dondurmaya 1 lira alıp aman be olm çocukların yüzü gülsün yeter diyen adamsın nasıl hımııınaaaa godumun jojukları diyerek uçan tekme attın öyle.
geceleyin bile hafiften sıcak olunca ve pencereyi açınca, dışarıdan gelen ne sıcak ne soğuk olan bahar esintisini hissetmek. şu anda mutlu eden bu evet. yazı sevmem aslında ama, nisandan mayısa geçişi çok seviyorum.
odama girdiğimde beni karşılayan yeni bilgisayarım.
bilgisayarların değişeceği söylenmişti geçen haftalarda. ben de beklentim yerlerde "bari işlemcisi vasat olmasa, ram 2 değil dört olsa da en azından yavaş olmasa" diyerek bekleyişlerdeydim.
şimdi "tanrı türk devletini korusun" diye uluyorum arkadaşlar.
bu monitör, bu işlemci, bu ram, bu hdd!
evdeki ekran kartımı buraya taksam 150 fps alırım gta 5'te.
arada burda sabahlamayı düşünüyorum şu an. gece geç saatlere kadar çalışır, sonra film, oyun akarım, öyle gaza geldim.
yeditepe: tahminimden çok daha az eksi gelmesi umudumun taze kalmasına yardımcı oldu. ama başkaları mutlu olmasın yazarlarına selam olsun.*
az önce eski sevgilimin instagram sayfasına baktım. hiçbir fotoğrafında yanında erkek yok. bu mutlu olunacak bir durum mu emin değilim ama yine de içim bi rahatlamadı değil.
ayrıca bu kız hangi kafayla benimle sevgili olmuş diye düşünmekten kendimi alamıyorum. nasıl bir boş anında yakaladıysam artık.