bir kadını seversin. onun gelişini dört gözle beklersin yaz tatili bittiğinde. üniversitedesindir ve umutların vardır. yaz biter ve tabiki ilk olarak yine sen gitmişsindir ilk olarak okuduğunuz memlekete. o gün gelir. terminale 1 saat önceden gidilir ve beklemeye başlanır. beklersin. onun gözlerinin ışıltısının tekrar senin yüzünü gülümseteceği anı beklersin. o kadar çok özlemişsindir ki otobüs otogarın ucunda belirdiğinde kalp atışların duyulur 1 km öteden.
sevgi mi aşk mı bilmem ama çok bağlıydım be sözlük..
fi tarihinde sayısal loto trt 1'de canlı olarak çekiliyordu. şimdi canlı olarak izleyemiyoruz. cansız da izleyemiyoruz. bildiğin izleyemiyoruz. kim bilir neler oluyor orada haberimiz yok. neyse konumuz o değil.
programın adı sayısal geceydi. normalde loto oynarım ama izlemem bu programı. kim iki saat boşu boşuna izleyecek ki. ertesi gün bak gazeteye, olmadı bayinin önünden geçerken benim şu kuponu okutsana de öğren çıkıp çıkmadığını.
ama yok o gün izlemek istedim. neyse geldi çattı vakit. 49 tane top var fanusun içinde bilmeyenler vardır belki söyleyelim. böyle usulca dönüyorlar. neyse ilk top düştü döne döne durması gereken yere doğru gidip durdu. yanlış hatırlamıyorsam 4 kolon oynamıştım o gün. bir kolonda vardı bu sayı. ama iplemiyorum ne de olsa devamı gelmeyecekti...
sonra ikinci top çekildi. bir televizyona baktım bir kupona baktım. az önce çıkan sayının yanında bu da var. n'oluyo lan dedim kendi kendime. sonra sakinleştim: olur mu lan öyle şey, kendine gel, bir sonraki sayı çıkmayacak ne de olsa.
derken 3. top yuvarlanmaya başladı. hoop kamera yakınlaştı, yine bir topa baktım bir kupona, bir topa bir kupona. vay babayın kemiğineee. aynı kolonda o numara da var. benim nabız yükseldi, kalp hızlı hızlı atmaya başladı.
tamam lan dedim, bu iş oldu. zenginsin uv. normalde siksen izlemeyeceğim programı izliyorum ve aynı kolonda 3 tane top tutturdum. bu haftanın şanslısı benim çok belli. yediğin önünde yemediğin de önünde olur bundan böyle. bir rehavete kapıldım falan. bu sırada tabi adamlar ciddi işlerine devam ediyorlar. dördüncü topu yuvarladılar. top hızlı gidiyor ama bende durum slow motion. neyse top döndü durdu kamera yaklaştı derken baktım bu top da çıkmış benim kuponda. çıkmış çıkmasına ama yanlış kolonda ibine. itiraz ediyorum sayın yargıç desem de pek sikleyen olmadı.
ben de olsun olm 5 tuttururum o da güzel zaten demeye başladım. hem tutturduğum parayla bir sürü sayısal yine oynar şansımı artırırım diyorum. mantıklı geldi o an. beşinci topun bırakın kolonu kuponda bile olmamasına çok kırıldım ne yalan söyleyeyim.
bari son top çıksın da güzel bir yemek ısmarlayayım babamgile seviyesine düştüm milyarder (o zamanlar milyar var evet) halimden.
altıncı top da bir yemeği çok gördü bize. yamuğun kralını yaptı belki de. babamı anamı mutlu edecektim hevesimi kursağımda bıraktı. üç tutturunca da aşağı yukarı yatırdığım parayı aldım ona da direkt yine sayısal oynadım. ertesi hafta ne mi oldu? bir bok olmadı tabi.
halen oynarım. ama bu kadar heyecanlandıran başka bir çekilişle karşılaşmadım.