Okula gitmedim. Geç uyandım. Sevdiğim müzikleri dinleyip, sevdiğim şiirleri okudum. Yapmam gereken işleri bitirdim sayılır. Sevdiğim insanlarla konuşup içimi döktüm, rahatladım.
anneme benden bahsedilirken ' cemiyet hayatına faydalı bir birey olacağı kesin çok saygılı ve terbiyeli' dendi ya göğsüm kabardı. en son lisede böyle övüldümdü.
Anneme benden bahsedilirken ' cemiyet hayatına faydalı bir birey olacağı kesin çok saygılı ve terbiyeli' dendi ya göğsüm kabardı. En son lisede böyle övüldümdü.
tüberküloz hastası kız arkadaşım bugün biraz fenalaşınca staj okulundan ayrılır ayrılmaz ona çıkmasını söyledim. onu evinin yakınındaki duraktan otobüsle alıp balibeye götürdüm. açtı halsizdi ağrıları vardı iki büklümdü. sonra ona beraber ite kaka 1 porsiyon pideli köfte yedirdim. azcık dinlendikten sonra ona kültürparka inelim hava güzel dedim. aslında maksadım yürümesi hareket etmesiydi. kendini iyi hissetti yavaş yavaş altıparmaktan kültüre indik. kültüre gelmeden şaypadan 2 meyvesuyu ve ona snickers bana popkek aldık. şaypa poşetlerimizle kültürden içeri girdik. biraz yorulmuştu biraz yürüdük bir bankta oturduk. nevaleyi gömdük. biraz daha yürüdük yine bir banka oturduk. biraz daha yürüdük bu sefer herzaman oturduğumuz banka oturacaktık ki kapmışlardı. ben de üzülmesin diye gel biraz salıncakta sallıyayım seni dedim. azcık salladım yan salıncağa ben oturdum o sallanırken sohbet ettik. yüzü gülmeye biraz enerji toplamaya başlamıştı. sonra bi banka daha oturduk. her zamanki gibi soluma onu oturttum azcık konuştuk uykusu geldi. kafasını omzuma koydu. bi yarım saat uyudu dinlendi. ordan metroya yürüdük o arabayatağına giden trene bindi ben üniversiteye giden trene bindim yollarımız ayrıldı. o eve gitti ben okula. ve yine benim o boktan hayatım tüm hızıyla devam etti. hayata verdiğim kısa güzel sigara molası çok çabuk bitmişti. oysa 3 saattir beraberdik.
Sporda eski sevgiliyle karsilasip sanki cok uzun suredir gormedigin aile ferdiyle konusr gibi konusmak hafif utanmak ve eski sevgilinin elini tutmaya calismasi.
Not:beyler korkumdan sporda dus alamadim terli terli arabaya binip eve gittim dusta yakalar beni siker lan bu.
düşündüm de, yok! vay arkadaş ben bugün hiç mi mutlu olamamışım yani. sınav feçes gibiydi ordan geldim üstüne babam ve oğlum izledim, yirmi yıllık gözyaşı stoğumu tükettim bugün, hayırlı olsun.
her gün yaptığım gibi bugün de akşam üzeri çilek almaya gittim.
çileğimi taze yerim.
bizim bir üst caddeye her akşam el arabasıyla gelen bi abi var, adını bilmiyorum.
orta boylu, güleryüzlü tatlı mı tatlı bi herif böyle.
bugün kese kağıdına çilekleri koyarken onu izledim.
adam çilek seçiyor gibi değil de sanki gökten yıldız topluyor gibi.
yüzünde tarif edemediğim bi aydınlık var hep.
bir insan çileklere dokundukça gülümser mi? bizimki içinden mutluluk saçıyor.
gerçi bi insan çilek satarken ne kadar mutsuz olabilir ki.
ilk başta hep gözüyle nerde en güzelleri olduğunu kontrol eder.
yeterince kırmızı olduğunu düşünmediklerini araya kaynayıp da satılmasın diye kenara ayırır.
adamda öyle bi adam işte.
daha yemedim ama bugünün çileği çok lezzetliymiş, öyle dedi.
bir de geçen sefer arkadaşımla muzlu süt üzerine konusuyorduk onu hatırlamış,
poşetin içine bi kaç muz attı seviyosun sen dedi.
yaşantıları içinde mutluluklar yakalayabilen insanları gördükçe mutluluktan çıldırıyorum.
yemeyecek olsam bile sırf o adamın o mutluluğunu görmek için her gün gidip çilek alabilirim.