neyse... durum basit. herkes tarafından bilinen tarihsel olayların sözlük yazarları tarafından saptırılarak, aralara yalan dolan serpiştirilerek tekrar anlatılması.
açılışı saçma bir şekilde ben yapacağım.
bu earl grey denen ibne zamanında mersin e mevsimlik işçi olarak gelmiş. cebinde beş kuruşu yok pezevengin. dedemin portakal, mandalina bahçelerinde işçilik yapıyor. topladığının da yarısını mideye indiriyor hayvan. molalarda ninem çay demleyip falan geliyor. o zaman bargemotu herkes bilmiyor tabi. çok hoşuna gidiyor bunun çay aklının bir köşesine yazıyor hemen bunu. görürsünüz siz koduğumun mersinli kekoları diye iğrenç,nalet şeyler geçiriyor aklından.
neyse epey para biriktiriyor bu. gidiyor sevdiği kızın başlık parasını ödüyor. geri kalan parayla da ingiliz halk partisinden vekilliğe aday oluyor sonrasında baş vekilliğe kadar yükseliyor. en sonunda da liptonu kurup bizden çalıyor bu çay tarifini. şerefsiz ya.
dedem bu hikayenin sonunda tırmık bıyıklı dudaklarıyla somurduğu sigarasından son bir nefes aldı sonra fırlatırken bir kenara sigarasını ' mikerin böyle dünyayı' dedi.
daha insan yeni yaratılmış, muhtemelen konuşmaktan bile aciz ama adem ile havva sanki birçok sözlük yazarının önünde sevişmiş gibi anlatılır veya saptırılır.
yok ademin erkeklik organı şu kadardı, havvanın kadınlık organı bu kadardı
çocuklarını birbirine çaprazlayıp seviştirdiler, çaprazlayamadıklarını dinazorlara peşkeş çektiler