jeux d'enfants'da en son kızla erkeğin üzerine çimento dökülen sahnedir. koyduğu kadar da sinirendirmiştir. bok mu var afedersiniz, gidin sevişgen sevişgen yaşayın işte, ne gerek var çimentoya demirdöküme.
van helsing filminde kuyudan çığlık atarak çıkan vampirelerin sahnesi. korkudan elimdeki mısırı düşürmüştüm. öğrenci halim ile verdiğim ve boşa giden parayı düşündükçe bu sahne hala çok koyuyor.
Agent smith: "Neden, neden, bunu neden yapıyorsun bay anderson? niye, ayağa kalkmak niye? kavga etmek niye? inandığın şeyler için kavga ettiğini mi sanıyorsun? sağ kalmadan öte bişeyler için mi? bana söyleyebilir misin? biliyor musun? Özgürlük mü? gerçek mi? belki de barış yada sevgi olabilir mi? yanılsamalar bay anderson. algılamada aldanmalar. herhangi bir anlamı yada amacı olmayan bir varoluşu ümitsizce haklı göstermeye uğraşan zayıf insan zekâsının ürettiği geçici kuruntular..."
sahibi ölen hachiko köpeği kendisi de ölene kadar sahibini her zaman beklediği yerde bekler, bekler, bekler. ölür.* pür sevgi var bu filmde ağlatır adamı.
das boot filminin final sahnesi, uçakların limanı bombaladığı sahne, ulan saatlerce izledik ki burda directors cut versiyondan bahsediyorum 3 saatten daha uzun, adamlarla o kasvetli klostrofobik denizaltının içinde acaba destroyer yine farkedecekmi, batacakmıyız diye kastık, tam mutlu son derken, geldi uçaklar içine sıçtı hayatın. biri spoiler mı dedi.