önce tanım: bireyden bireye fark eden miktarlardır. sadece sayıdır bunlar.
şimdi yorum: keşke benim devletim bana 600 700 lira maaş verse, evimin kirası, faturalar,çocuğumun masrafları vs.ile uğraşsam,sıkıntı çeksem, arabam olmasa,evimde eşyam, bankada yatırımım olmasa ;
ama
bağımsız ve hür yaşasam kendi topraklarımda, yapılanlara bakınca atamdan,dedemden utanmasam, milletime koyun muamelesi yapılmasa, yolda gördüğüm bir kardeşime yobaz,laik,militan gibi sıfatlar takmasam, karnımı doyurduktan sonra vatanıma hizmet etmekten dolayı mutlu olsam, deniz mavi,dal yeşil,tarla sarı olsa ve bilsem ki
ben ne kadar ezilirsem, yokluk çekersem de başımda toprağına ve vatandaşına değer veren birileri olsa.
yoksa bana trilyonlar verseniz neyime yarar?
öğretmen, o jopu hunharca kullanan polis de dahil, doktoruna varana kadar tek tek yetiştirsin fakat doktordan da, kendisini joplayan polisten de az alsın?
doktorlara lafım yok. adamların yaptığı iş hayat kurtarmak. onlara maaş falan hikaye, paha biçmek imkansız ederlerine fakat en azından
bir öğretmenin maaşı bu kadar olmamalı diye düşünüyorum.
Hak edilen maaştır. Birkaç sene öncesinde ALmanya'da okuyan bir akrabamın bir öğretmen maaşını Almanya'da 2,500 tl olduğunu söylemesi ve ardından benim 1.100 tl aldığımı söylemem de ayrı bir ironidir. Bilmem anlatabildim mi?
yazarların kendi kişisel görüşlerine göre memurların alması gerektiğini düşündüğü maaşlardır.
milletvekilliği 1.500 lira olsun, olsun ki oraya çalmaya çırpmaya hevesli olan adam değil de vatanını seven ve halkına hizmet etmek isteyen samimi insanlar otursun. asgari ücret de yoksulluk sınırının altında olmasın diyecektim ancak yoksulluk sınırı 3.200 liraymış. biz açlık sınırıyla idare edelim asgari ücreti 1.000 lira yapalım diyeceğim o zaman da adam sadece karın tokluğuna mı çalışsın diye geliyor akla. o halde asgari ücret de 1.500 lira olsun çocuklarını da arada sevindirebilsin gariban vatandaş.
miktar belirtmemekle birlikte devlete prim sisteminin getirilmesi gerekir. devlet memurları vatandaşa hizmet etmek için değil yan gelip yatmak için memur olmaktadırlar. tek dertleri hiç bir iş yapmadan para kazanmaktır (öğretmenleri ve üst düzey kurumlarda(merkez bankası, spk gibi) çalışan memurlarımızı ayrı tutarak söylüyorum).Bu sebeple ne kadar ekmek o kadar köfte denmelidir ve ayrıca vatandaşa nasıl davranılması gerektiği eğitimi verilmeli, maaşlarını vatandaşın ödediği vergilerden aldıkları uzun uzun anlatılmalıdır bazı örümcek beyinli memurlara ve özellikle polislere!
kaanatimce babayı almalıdırlar.çünkü: vatandaşın önünde solitaire oynamak ve sorulan soruya cevap vermeme şeklinde sarf edilen emeğin değeri sıfırdır. ha istisnaları tenzih ederek söylüyorum tabi.