Mutfakta kendime bir seyler hazirlamistim, tepsiye koydum ve salona dogru gectim. Televizyonu actim ve agzima ilk lokmayi almak uzere yemegi agzima goturuyordum ki.. Birden buzdolabinin kapisi acilip masaya carpti. Her yer kapaliydi ve evde de tek idim. Cinler geldi a dostlar cinler...
birgün köyde otururken yan bahçeye bir ışık topunun düşmesi üzerine altımıza ederek eve kaçmamizdir hala merak ederim o neydi ulan uzaylı falanmiydi diye.
Geçen yaz fabrika da bbitirilmesi gereken işler yüzünden yanıma bir eleman ile sabaha kadar çalışmak zorunda kalmıştık.
Fabrika alanı çok büyük olduğu için çay modasında dışarı çıktık muhabbet sohbet ediyoruz. Fabrikanın önünde bekçi Kulübesi var fakat alanında tel örgü yok allaha emaneti yer.
Zamanında arka kısmında da bekçi bulumuyormuş fakat terk edilmiş. Tek başıma her nedendir bilmiyorum oraya doğru gittim. Karaltı olduğu gördüm, sanırım kulübe içerisinden sandalye almış oturumuş kafasını yan çevirip bana kıs kıs gülüyordu. Bekçiler şaka yapıyor sandım fakat iyice yüzünü görünce buralardan biri olmadığı anladım. Nasıl uzaklaştığımı hatırlamıyorum güvenliğe haber verdim. Adamlar gidip bakmışlar tabi korkudan gitmedim işime devam ettim. Eve giderken sordum Bekçilere arabayla gitmişler aynen dediğim gibi oturmuş kıs kıs gülüyormuş. Jandarmaya bildirmişler. Yanına cesaret edip birisi gitmiş. Şu sözleri sarf etmiş deprem olucak onu izlemeye geldim, siz çok şanslısınız burda kimseye bişey olmuycak demiş. Jandarma götürüyor tabi adamı. Bir daha haber alamadık kim di neyin nesiydi bilmiyorum fakat beni baya etkilemişti.
teyzemlerde olduğum bir ramazan günü melekler tarafından sahura uyandırılmıştım.
büyük kuzenimin kılığında gelip beni yataktan kaldırdı elimi yüzümü yıkamam için banyoya kadar götürdü
olayın aslını kuzenimi yatakta uyuyor bulunca beni uyandırdın sen neden yatıyorsun diye sorduğumda anlamıştık.
2003 yazında akşam 10-11 arasında gökyüzünün belirli bir kısmındaki tüm yıldızları örterek yavaşça ilerleyen devasa bi siyah üçgen gördük. Sonra internetten baktım, üçgen ufo varmış. O olsa gerek dedik.
son haftalarda sadece sol kulağımda uyku arasında çığlık duyuyorum. fren gibi, çığlık gibi. önceleri çok korkuyordum. şimdi küfredip uyumaya devam ediyorum.
yazarların yaşadıkları normal olmayan durumlardır.
Evin koridorundaki fotoselli lamba bozuktu ama bundan haberimiz yoktu. Annemle evde tektik o meşhur cumartesi geceleri tvde yayınlanan korku filmlerinden birini izliyorduk house of wax olabilir. Reklam oldu ikimizde salondaydık fotoselli lamba birden yandı tabi bir bağırış çağırış...
H3n2 virusunun bim posetiyle bana bulaşması sonucu tam 8 gün yatakta kaldım.
Arada çıkıyordum.
Tylolhot ictim yok geçmiyor limonlu çay yok ballı çay yok terliyorum yok.
Gecelerden biriydi...
Yatagimda uzaniyorum.
Kalın giyinmisim ama usuyorum.
Bilmiyorum yani atesim 39-40 civari ama sirtimda bir usume vardı.
Yorgani iyice sardim usuyorum.
Gece 3-4 gibi uyandım.
Yorganim yok.
Nasıl tarif ediyim yan yatmistim. Omuz üzerine.
Ben de bir şey var hangi pozisyonda uyursam öyle uyanirim.
Ama o gece öyle olmadı.
Maximum işareti gibi uyandım.
Amator cin ali resmi gibi.
Eller açık ayaklar açık bildigin x harfi gibiyim.
Ve dua ediyorum.
Bilincim yerinde ismimi hatırlıyorum.
Hayatını kaybetmis aşık olduğum kızı da hatirliyorum.
Üstüne sehadet getiriyorum durmadan.
Sakasiz şunları soyledigimi hatirliyorum:
"allah'im bana yardım et."
"allah'im kurbanin olayım iyilestir beni ölmek istemiyorum."
Bunlari sürekli robot gibi söylüyorum.
Ama kipirdamiyorum korkuyorum.
Derken zaman geçiyor.
Sabah ezanı okundu.
O ezan.sesiyle yataktan ciktim.
Gittim abdest aldım.
Yüzüm sapsari yüzüm düşmüş.
Sabah namazini kıldım.
Sonra yatağa döndüm.
Bir şeyim yok gibiydi sanki.
Hemencecik uykuya daldım.
Rüyada saçma şeyler görüyorum.
Sabah 8,30-9 gibi uyandım.
Işte hayatimin en kötü anları.
icimde seytan vardı sanki.
Bana bu dunyayi benim yarattığımi söyleyen bir his vardı.
Başımı vuruyorum saçımı çekiyorum yok.
O his sanki haşa allah'a şirk kosmami istiyordu.
üzerimi çıkardım soyundum değişen bir şey yok.
nefes alma sayım artıyor.
oksijen bulamıyorum odada.
kafayı yiyordum sanki.
saçımı cekiyorum bağırıyorum ama olmuyor.
en sonunda tekrar üzerimi giydim.
kostum kur'an-i kerim'e sarıldım.
tam kalbimin üzerine koydum.
öyle rahatladım ki dünyanın en huzurlu insaniydim.
ama şöyle bir şey var o hisleri bana yasattiran ya bir cindi ya da seytandi.
üniversite dönemimde cin muhabbetine aşırı takıntılı bir erkek arkadaşım vardı.
Bu küçükken ablası birşeyler yapmış siluetler görüyormuş sürekli tabi inanmadım pek ben bu duruma. Ama ablası ciddi anlamda psikopattı karabüyü kitapları falan vardı el yazması notlar falan her neyse efendim gelelim konumuza.
Erkek arkadaşım yaz tatilinin sonuna doğru memleketi orduya gitti gece saat 3 de arıyor ki o saate kadar hiç aramamış mesaj atmamış. Açtım ne oldu bu saatte diye ağlıyor
"beni takip ediyor mezarlığın içindeyim burada yatacağım." diyor.
Ben de dedim herhalde sarhoş falan mal gibi 3te neden arasın yoksa.
Kim takip ediyor diye soruyorum.
"O, demirlerin arkasından bana bakıyor mezarlığa giremiyor burada güvendeyim. " diyor.
Oranında mezarlıkları uçsuz bucaksız tam korku filmlik zaten.
Neredesin sen neden kimse yok yanında diye soruyorum.
Ağlayarak "ben burda iyiyim ama hissetmiyorum hareketlerimi öylece süzülüyorum aynı şu havlu gibi. Havlu gibi süzülüyorum mezarın üzerinde."
Evde çıldırmak üzereyim dalga geçiyorsa zaten canına okuyacağım sabah da eve dönermisin artık lütfen diyorum.
"olmaz aniden önüme çıkıyor uçurum var yolun kenarında olmaz öldürecek beni." diyor.
Hay allahım koca kafalılığına bak. Uykumun içine etti bir de ağzıma sıçtı.
Yine aynı ses tonuyla ağlayarak "aynı bu havlu gibi süzülüyorum " derken telefon kapanıyor.
Aha hassiktir ara telefon kapalı şarjı bitti. Derken kuzenini arayıp anlattığı yeri tarif ediyorum dayısıyla almaya gidiyorlar.
Sabah konuştuğumuzda hiç bir bok hatırlamıyor.
O an gırtlaklayasım geldi yalnız sesindeki o ağlama korkudan çok arınma, kutsanma sonrası mutluluk tonundaydı.
Bu olayın üzerinden 2 hafta geçti geçmedi yaylara gideceğiz arkadaşlarla birlikte.
O gece dışarıda otururken erkek arkadaşımın yüzü bir anda değişiverdi. Sanki başka biri oldu ve ben dondum kaldım ne oldu diye sordu ben cevap bile veremedim. Öyle şeytani bir gülümseme hiç görmemiştim.
O gece grupça içkiyi fazla kaçırmışız ve erkek arkadaşım pompalı ile neredeyse bir arkadaşın bacağını uçuracakmış sabah fark ettik koca çukuru. Aynı gece bu iki erkek yatır mı varmış oraya gitmişler arkadaş mezarına işemiş. Çocuğun vücudu sabah kızılcık olmuş gibiydi.
Ister ele geçirilme ister ablasının büyü denemelerine kurban gitti deyin, o günden sonra bir daha aynı insan olmadı huyları, bakışı, değişti.
Kedimi ailemin yanına giderken ona bıraktığımda geceleri çok gürültü yaptığını sabahları ise saklandığını söyledi. O hayvan eskiden öyle bir şey yapmazdı ki o evden geldikten sonra karanlıkta kaldıkça odamın kapısını tırmalayıp adeta yalvarışacasına miyavlardı, ışığı acınaca susardı.
Ben bir evi rüyamda gördüm.
Rüyamda birisinin bana o evde iki gecit olduğunu ve hazine olduğunu söyledi.
Ben de hala ruyadayim tabi gittim o eve.
Aldım eşyalarımı el feneri su bıçak tahta falan girdim eve.
iki gecit var o kişinin dediği gibi.
Sağa baktım banyo vardı.
Sola gittim kıpkırmızı bir oda.
Korktum derken uyandım.
Sonra kahvalti falan giyindim ciktim evden.
O ev bizim mahallede.
Ve önünde ambulans polis var.
Sasirdim gittim sordum ne olmuş diye.
içeride birinin cesedi varmış dediler.
Ulan ev 10 senedir hurdalik. Enkaz gibi evde 10 yıllık ceset.
Işte o gün bugundur altima siciyorum.
bu da bir arkadaşımın başından geçen paranormal bir olaydır. anlattığına göre bu birgün abilerde kalırken çay demlemeye karar veriyorlar ve son çayın suyunu falan koyuyorlar,çayda olmak üzere çok az kalmış falan. bu iki abimiz; süleyman, biz çay almaya gidelim abim o zamana kadar çayda olur hepberaber içeriz inşallah gibisinden şeyler söylüyorlar ve markete gitmek için evden çıkıyorlar. bizim sülo bir güzel demliyor çayları ve abiler çıkalı 4-5 dakika olmadan kapı çalıyor, bizim sülo birşey unuttular heralde diye düşünürken kapıyı açıyor direk ve abiler diyorki ya çayı içelimde öyle gidelim çay almaya, hadi süleyman kardeşim bize bir çay koy oturup bir içelim boğazımız kurudu diyorlar. bu sülo çayları koyuyor ve bunlar çayı yarıya kadar içiyor. sülo o sırada diyorki abi hayırdır şekeri bıraktın heralde hiç şeker atmadın, o da diyorki evet kardeşim zararlı olduğunu öğrendim bende atmadan içiyorum artık. bu sıra kapı tekrar çalıyor ve abiler diyorki hayırdır misafirimiz var heralde falan diyorlar, sonra sülo kapıyı açmaya gidiyor, kapıyı açıyorki ne görsün? abiler çayları almış gelmişler, tabi bunun dili falan tutuluyo, heycandan konuşamıyo içeriyi falan işaret ediyo, abilerde anlayamıyorlar mevzuyu içeri girip bakıyorlarki çaylar konulmuş içilmiş, sonrasında sülo anlatıyor tabi mevzuyu kendine durum ondan sonra anlaşılıyor.
sıcak ve kurak bir yaz tatilinde tek başıma dağa ormana gidip maksimum 2-3 gün orada kalıp kamp yapardım. aile dırdırı, sevgili özlemi, şehir stresinden uzaklaşıp yine böyle bir akşam üstü 2 saat yürüyüşten sonra güneş batmadan önce kamp bölgesine varıp çadırımı kuruyorum ve uzaklaşıp acilen odun, kav, kozalak vs toplamaya gidiyorum. hava kapkaranlık olmasıyla dönüyorum ve yolda uzaktan çadırın yanında bir ateş yakılmış görüyorum. feneri surviving axe'ımı çekiyorum ve çadırın yanına gidiyorum. yerdeki kaynağı bilinmeyen çıplak ayakizlerini görünce, çadırı vs bırakıp kaçıyorum oradan. buranın sakinlerini rahatsız etmemek gerekiyor.
anlatacağım olay kurmaca veya hayal ürünü değildir, burada kaynatmak içinde yazmadım, sadece başımdan geçen bir olay ve sizle paylaşmak istiyorum o kadar. fazla ciddiye alıp etkilenmenizide istemiyorum ayrıca.
neyse,
bir keresinde uyandım ramazan bayramıydı, genellikle sabah ezanına 5-10 dk kala uyanırım irkilerek hepte saate bakarım takıntım vardır telefonun tuş kilidini açıp kaparım falan, yine uyandım saate baktım işte sallıyorum 5.45 falan, yine tuş kilidini kapattım birden kalbim çok hızlı çarpmaya ve gözlerim sürekli hareket etmeye başladı, yani sanırım tansiyonum düştü, sabit bakıyordum ama görüntü sürekli titriyor gibiydi, su içmek için mutfağa giderken salonda benim siyah kedimle hiç tanımadığım beyaz bir kedi bana bakıyordu, normalde çok şaşırmam gerekirken hiç şaşırmadım ve mutfağa doğru yürüdüm hiçbirşey yokmuş gibi, bizimkilerin yatak odasından manyetik bir ses geliyordu dikkatimi çekti, televizyonun sesi cızırtılı geliyordu, bunlar uyumuş en iyisi televizyonu kapatıyım dedim ve odaya girmemle şok oldum. bu hep çizilen bir uzaylı görünümü vardır ya hani, ona benzer 3 tane varlık, ama görünümleri insan şeklinde kafaları öyle çok büyük değil bildiğin insanlar renkleri falan ama gözleri çok büyük ve simsiyah. birden ne yapacağımı bilemedim ve koşarak tekme atmak istedim ama tam zıpladığımda onlar sadece bana bakarak beni havada asılı bıraktılar ve beni biraz büktüler, belim çok ağrıyordu ve ses çıkaramıyordum, beni havada asılı bir şekilde yavaş yavaş odama götürüyorlardı televizyona falan baktım çaresizce çünkü önümdeydi, ismini bile bilmediğim bir kanalda dini konular üzerine bir tartışma veya sohbet vardı sanırım.
beni götürüyorlar o sıra, salondan geçerken benim siyah kedimle beraber o beyaz kedi beni izliyorlardı, işin garip tarafı onlar hiç korkmuyordu sadece oturmuş sakin sakin izliyorlardı ama benim kalbim yerinden çıkcakmış gibiydi,kafamda atan damarları hissediyordum ve nefes alış veriş sesim öyle net geliyorduki anlatamam, bağırmak istiyordum ama sanki oksijen yokmuş gibi sesim gitmiyordu,odama geçerken ellerimi kapıya falan vuruyumda ses çıkartıyım dedim ama nafile, hareket edemiyorumki amk. yatağıma yatırdılar resmen, hiç dokunmadan uzerime yorganı dahi çektiler, sonrasında gözlerim kapandı ve değişik semboller gördüm, sembollere baktıkça rahatladım ve sonrasında uyuyakaldım.
sanki aradan 2-3 dk geçmiş gibi uyandım. yine kalbim böyle aşırı bir şekilde çarpıyor ve üstelik aşırı bir şekilde terlemişim, bu sefer kulaklarımda bir basınç var ama anlatamam, üstelik belim öyle bir ağrıyorki sanki çok ağır birşey kaldırmışım gibi. direk telefona sarıldım, biraz halsizim ve belimin ağrısından duramıyorum, telefona baktım saat yine aynı amk. bi konuşuyum dedim kendi kendime, telaşlıyımda biraz, anne diye bağırdım kısık bir sesle ve öksürmeye başladım, rahat bir 3-4 dk öksürdüm, kendime geldiğimde yine aynı şekilde su içmeye gidecektimki salonda benim kediyi aynı şekilde otururken gördüm, resmen şok geçiriyordum, mutfağa gittim o sırada yine televizyondan sesler geliyor, gidip televizyonu kapatıyım dedim, birde baktım ne görüyüm aynı program amk. resmen şok geçiriyordum sözlük, kulağımdaki basınç 2-3 saat sonra geçti, belimdeki ağrı ise rahat 1 ay falan geçmedi, hatta fizik polikliniğine gittim mr falan çektirdim yok, hiçbirşey yok belimde falan. bu yaşadığım paranormalmi, psikolojikmi ne anlayamadığım bir olay, sadece sizle paylaşmak istedim. iyi geceler.