Kaseye sıçıp doktora götürmüşlüğüm vardır. Gördüğüm en acayip sıçılan yer ise pisuvardır. Lisede, arkadaşlarımdan birinin yaşanan bir olayı şakaya dönüştürmek istemesiyle görmüş oldum.
Samsun-izmir arası yolculukta gecenin bir yarısı Ankara-Eskişehir arasındaki tundralık arazi.
Otobüsün koridoruna sıçmak daha cazip bir fikirdi ama 45 kişinin gözü önünde yapamazdım. o yüzden otobüsü durdurdum, daha atlarken donumu indirmeye başladım, koşarken düz ovada yıldırım çarpar mı diye düşündüğümü hatırlıyorum, çömeldim, sıçtım, temizlendim, kalktım, geri koşarken donumu topladım aa bi de ne göreyim?
Bütün otobüs inmiş sıçıyor, işiyor, çocuğunu kapan gecenin bir yarısı olmayan ağaçların altını arıyor.
Otobüs tekrar yola koyulduğunda yüz kilo hafiflemiştir muhtemelen.
kayseri erciyes dağı kuzey yüzü tırmanışı öncesi konakladığımız dağ evinin dışarıda bulunan ve yarısı çökmüş tuvaletinde püfür püfür soğuk dağ havasını alttan alarak erciyes zirvesini izleyerek sıçmıştım.
15-16 yaşlarımdaydım. Gece dışarı çıkmıştık ne yediysek artık dışarda eve 200 metre koşarak gitmiştim. Tutamadım altıma sıçtım paçadan apartman merdivenlerine bile akmıştı. Ertesi gün merdivenleri çingen karısının birine yıkatmıştık.
böcekten çok korktuğum için 8-9 yaşlarındayken bir keresinde tatilden geldiğimizde evi böcek basmıştı alt kattan gelmişti hepsi. ben de tuvalete gidemeyip odadaki kitabın içine sıçmıştım. sonra kitabı atmıştım.
şimdilerde kitabı bırak atmayı kirletmeyi hor kullanmayı bile sevmiyorum çok değer veriyorum. hala pişmanım neden oraa sıçtım diye. *
Yazarların sıçtığı absürt yerlerdir oha der insan o sıçmığı görünce. işte bunlardan biride angrypanda ile aynı yurtta kalan insanımsılardan birinin maşrafaya sıçmasıdır. (bkz: maşrafaya sıçmak)