O kadar çok sey varki. Aslında son yıllarım söylemem gerektigi halde susmakla geciyor. Cünkü çatısmadan kaçıyorum. Birine bir fikrimi söylesem karşımda tırmalamalarından bıktım, herkes her fikri cürütmek yada üstüne katma yarısında. En akıllı, en vizyon sahibi, en haklı, en güclü, en adamın agzının payını veren sizsiniz. Yordunuz yaa, gördügüm yanlısları ve hatta bana yapılan yanlısları bile söylemiyorum. Cünkü bunun farkında olmam bile yapana orgazmik bir zevk veriyor. Umursamıyor görünüyorum, kücük kücük seytansı akrep ignelerini sokup sokup cıkarıyorlar, ben sadece isime bakıyorum. Bu da hatalı bir davranış aslında cünkü daha da zavallı insanların hedefi haline geliyorsun ama orda höst yani. Keske söyle aylarca tek basıma bir dağ başına gitsem de kendi kendime bir yenilensem tazelensem.
yer yüzünde bir dine tabii olan tek bir insan kalmayacak şekilde toplumsal temizlik yapan bir lider olmak istiyorum, gelecek nesilleri bu nesillerden bağımsız olarak eğitmek dünyayı tek bir kaynaktan 'dünya yönetimi' adı altında yönetmek istiyorum.
tanrı istiyor, bize huri verecek, diyerek sağ sola saldıran dinci görmek istemiyorum
Söylemek istediklerim mi? Bitmez ki. işimden olan şikayetim mi, patronun narsist tavırları mı, müdüre aslında evet tam da böyle olduğunuz için evde kalmışsınız diye haykırmak istemem mi, ablamın evde tek birşeye elini sürmeden yaşayıp gitmesine mi,hasta olmam kimsenin umrunda değilmiş gibi bir de hastasonu annemin günü var diye sarma saracak olmamız mı,oda yetmez gibi haftasonu çok önemli bir seminere gitmek için işten izin alamamış olmam mı,blablala yazarsam biymez şikayetlerim, yorgunluklarım, söylemek istediklerim, söyleyemediklerim bitmez bitmez.
Son 20 gündür Gün içerisinde 4 5 defa arayıp, "napıyorsun" diye soran sayın koordinatöre telefonunu açtığımda what the Fuck! What the Fuck! Demek istiyorum.