izmir bostanlı da bisikletli polisler var hayatımda ilk defa gördüm... Motorsiklet değil normal bisiklet.
neyse işte arkadaşın arabasını kullanıyordum, arkadaşım da yanımda. yanlış yere park ettim diye, bisikletli polisleri görünce
ani bir şok yaşadım, gülmek ve gülmemek arasında tereddüt yaşadım.
Ceza kesti akabinde.
sene 19bilmemkaç. ankaragücü - fenerbahçe maçı. gittim salak gibi ankaragücü kale arkası sırasına girdim fenerbahçeli olarak. sıra derken, 5 şerit otoban sanki. sağdan soldan sıkıştırdılar. polisler ellerinde gürgen copu sallaya sallaya geziyolar sıranın etrafında, sırayı bozmayın lan filan diyerek. bir anda iki taraftan birden kaynak yaptılar, ben sıkışıp sıranın dışına fırladım. polisin biri görmüş, hemen arkama gelip gürgen copu yapıştırdı bacağıma, sırayı bozma dedik lan diye. bere çöktü şerefisizm. hocaya rica ettim, değiştirdi beni. iki hafta sahalardan uzak kaldım melis.
Antalya inferno çıkışı king locayı kapatmışız 3 erkek 5 kız takılıyoruz. Çıktık kulüpten, arkadaşın çiftliğe doğru gidiyoruz. Çevirmeye girdik, durdurdu beni üfletmeye çalışacak belli halinden. Ehliyeti, ruhsatı verdim ruhsatın içine iki tane yüzlük koydum. O sert adam gitti yerine pamuk geldi. Buyrun beyfendi, devam edebilirsiniz sözcükleri, gerçekten çok ilginçti. ilk kez rüşvet verdim birine.
Polis: Sen nasıl konuşuyorsun, ben Polisim
Ben: Bende mühendisim. Ne oldu? Etiket mi yarıştıracaz? Sidik yarışına mı dökücez olayı?
ve Polis kalır.
Bunu yaşadığımız yeni polis olmuş benden yaşça küçük bir memur arkadaştı.
Benim babam emekli polis memuru, her zaman saygı ile yaklaşırım polislere ama yeni genç polisler, 20 yaşında 3000TL yi cebe aldığı için, şımarık ve kendini beğenmiş oluyorlar.
Polis gazi Bulvarı'nda konağa yürümek isteyen dev sol cu mudur pkklı mıdır komünik midir bi takım rahat götüne batan tiplere dalmış.
Önümde yatırdılar birini yere tesadüf başladılar copla baklava yufkası gibi açmaya kelepçe basacak eleman kaçmaya davranıyo yardım edip bacaklarından tuttum kaçmasın diye sevabına hepsi sivil zannetmişti ahahah.
bilader bizim eşşek herif, kız kaçırdığı yıllardı. yaşı ufakmış kızın bilmiyoruz babası şikayetçi olunca gece 4:00 te ekip geldi. beni aldılar polisler.
--karakola geldik neyse. nöbetçi memur soruyor şimdi; işte kardeşin nerde, baban nerde filan ben işte aklımca bilmiyorum ayağına yatmaya çalışıyorum. böyle 10 dk geçti filan. memur ciddileşti sinirlendi;
--bana bak gecenin dördüne kadar kafayı yedim milletle uğraşmaktan canımı sıkma adam gibi anlat yoksa atarım içeri. nerde kız, nereye kaçırdınız !!!?
--ben tabi korkmuş numarası yapıyorum o arada bir iki yeri arıyorum telefondan falan şansıma kimse de açmıyor. neyse oturduk.
--ben misafir gibi ağırlanıyorum bu arada. nezarette adamın biri karısını dövmüş, şikayetçi olmuş kadın biraz hırpalamışlar atmışlar onu içeri. ona baya bi kötü davranıyorlar bana kimse ilişmiyor. oturdum bir köşede seyrediyorum geleni gideni. baktılar bunlar benden hayır yok konuşmuyorum. polislerden biri geldi yanıma sokuldu sohbete başladı. işte noldu nasıl oldu, ordan burdan işten güçten evlimisin bekarmısın gibi konuşuyoruz. biri çaktırmadan sıkıştırıyor bir benden taraf gibi yapıyor. benden çıt yok gene. safa yatıyorum.
--hiç unutmuyorum yaşlı olanlarından bir tanesi en sonunda dedi ki rahat bırakın çocuğu ya, birinin ateşi başına vurmuş, biri kaçırmış, bu garibim napsın bunun suçu değil. nasıl rahatladım anlatamam.
--sabah 7,30- 8.00 oldu karakol amiri geldi çift yıldız komiser genç pırlanta gibi belkide yaşıtız neyse dosyaya bakmış yanıma geldi hemen. dedi ki;
--bizimkilerin yerini bildiğim halde sakladığımı ve söylemediğimi anlamış olduğu konuşmasından belli oluyordu. fakat hiç zorlamadı. hemen dedi babana haber ver gelsin ifade versin, kızın yaşı küçük babası şikayetçi olmuş yoksa alıkoymaktan mahkemeye çıkar ceza yer.
--sabah polislerle birlikte çay içtik börek yedik. sohbet muhabbet güler yüzle beni gönderdiler. bu olaydan sonra polise bakış açım değişti.
şimdi askerden izine gelmişim malum sivil kimlikleri vermiyorlar izine çıkarken olurda kaçar gelmezler diye askerler askeri kimlikle dolaşmak zorundayız. neyse izin gününün son günü dolaşmaya çıktım arkadaşla yarın teslim olacağım birliğime. o günde arama yapıyorlar rutin kimlik kontrolü lavuğun biri polis genç benden ufak belli tüysüz ibne. durun! kimliklerinizi göreyim dedi.
arkadaş çıkardı;
arkadaş: ''buyur'' dedi.
ben: ''yalnız ben askerim sivil kimlik taşıyamıyorum bende askeri kimlik var izine geldim'' dedim.
polis: nasıl sivil kimliğin yok vermiyorlar öyle bir şey olur mu? '' dedi.
mal evladı sinirimi bozdu. zaten uyuz olurum böyle artislere ulan bir sikimden haberin yok bari yorum yapma amına soktuğum.
ben: sen askerliğini yapmadın herhalde buyur kimliğim.
polis: bu sahte mi? bi garip.
diğer polise kimlik numaramı veriyor bi araştır diyor.
ben: körmüsün orda askeriyenin kırmızı mühür var. acemi birliği bölük komutanının mührü imzası ayrıca usta birliği bölük komutanının mührü imzası da mevcut inanmıyorsan araştır ara sorgula ben 22 yıldır buranın yerlisiyim bir sıkıntın varsa buyur evime konuk edeyim dedim.
diğer polis: ''yok bir şey görünmedi. temiz'' dedi. kimlik sorgulamada.
polis: ben nerden bileyim senin buranın yerlisi olup olmadığını ben işimi yapıyorum.
ben: ''o zaman işini doğru düzgün yap, saçma sapan sorular sorma'' dedim.
arkadaş: ''dur! sakin ol! tamam''dedi.
kimliklerimizi verdi. bende söylene söylene gittim. ben askerdeyken ekip otosu göndermişler beni soruyorlar samet burda mı? diye. annem de tedirgin olmuş ne oldu hayırdır! oğlum askerde bir şey mi oldu? diye. polis yok abla bir şey demiş. ben bunu terhis olduktan sonra öğreniyorum. öğrendiğim an yine tepem attı. büyük çoğunluk inanmamış gerizekalı tekrar kontrole gelmiş. keşke ben orda olsaydım harbi bu sefer yapıştırırdım ağzına yüzüne ibnenin.
bizzat yaşanmıştır.
edit: askerler polislerden üstündü rütbe olarak o zamanlar. olay 2009 yılında yaşanmıştır.
bir bayan arkadaşla yeşillik bir alana gidilir, alkol yiyecek içecekler alınır. bayan daha önce alkol kullandığını söyler, hatta alttan alttan ayar verir 'sen benim içtimin yarısını içemezsin falan filan' eyvallah denilir. neyse içmeye başlanır. ilk bardak karışım yapılıp etkisi azaltılır tekte kaldırılır 2. bardak da aynı şekilde tekte kaldırılır olay artık x için erkeklik meselesine döner. 3. bardak ta aynı anda kaldırılır. en son çileden çıkan delikanlı sek doldurur bardakları o da fondip yapılır. aradan 5 dk geçmez kız delikanlının kucağına bayılıp kalır ve olaylar gelişir.
polis:ne işiniz var burda zorla mı getirdin kızı buraya.
ben: hayır kendi geldi, hatta beraber geldik.
polis:kıza bişey yaptınmı.
ben:ne yapayım kıza abi bişey yapmadım bayıldı kaldı.
polis: ha bayılmasa yapacaktın yani.
ben: yok abi ne yapım arkadaşım zaten sadece.
polis: bak doğru söyle uyanınca ifadesini alacaz yanlış söyledini anlarsam azına ederim.
ben:yok abi valla bişey yapmadım.
polis: olum doğru söyle valla bişey yapmıcam.
ben: abi yapmam ben öyle bişey.
polis: niye lan erkek değil misin sen.
ben: niye abi sen erkeksin diye yolda gördün her kıza tecavüz mü ediyorsun.
polis: s*ktir ordan pezevenk. hafif gülümseyerek dua et kafan güzel yoksa yolda gördüğüm ilk kız sen olurdun.
ortaokula giderken miray diye bir arkadaşım vardı, babası trafik polisiydi. sürekli görüşürdük, evlerinde kalırdım o bizde kalırdı öyle bir samimiyet.
neyse hollanda'dan amcam geldi, çıktık arabayla dolaşmaya. tatlı mı alalım dedim bir şey alalım dedim o sırada plaka yabancı olduğu için polis durdurdu. bir baktım miray'ın babası. amcama bir şeyler sorarken beni gördü, "kadir amca naber ya" dedim. iyidir iyidir dedi, amcamın hiçbir şeyine bakmadan geçmemize izin verdi.
peki ya bir sapığın arabasında olsaydım? işte o zaman şu an muhtemelen yoktum.
bir keresinde de sivas'taydım, bir apartmanın önünde arkadaşımı bekliyordum. o sırada polis arabası geldi yanımda durdu, kimliğinizi görebilir miyiz dedi.
çıkardım, adamlar bir kimliğe baktı bir bana. sonra karakola gidiyoruz dediler. allah'ım ne yapmış olabilirdim? kafamda bir sürü soru döndü, ama karakola gidecek kadar büyük ne yapmış olabilirdim?
karakola gittik, bir ailenin kızı evden kaçmış beni de ona benzetmişler. sahte kimlik kullanıyorum sanmışlar. en büyük vukuatım budur.
türkiye´de arabayla bi avm´nin otoparkından çıktım, 500m gittim çok hızlı gittin diye ceza kestiler. daha yeni yola çıktım, nası olur , dedim. üstümde de alman kağıtları vardı, international ehliyet gösterdim- çünkü alman ehliyeti alınca türk ehliyetini alıyolar elinden.
polisler buna taktı iyi mi, biz bunu anlamıyoruz, bunun türkçesi yok mu, falan... dedim bu international olduğu için ingilizce bak yazıyo işte , diyorum.
sonra sen bizi yalancılıkla mı itham ediyosun, falan...dedim, kardeşim ispatlayın o zaman - kardesim var arabada, abi ne biçim konuşuyosun, diyo, atmış tepemin tası, daha yeni çıktık çıktığımız yer iki bina arkamızda daha falan...resmen yalan söylüyo yani....
bayaa kabarık ceza yazdı. üstümdeki para çıkışmadı kardeşim tamamladı, sonra ben ona verdim tabii...
tayyibin polisiyle aram hiç iyi değil benim. ehliyeti almaya falan kalkıyo, dedim o elinizdeki ehliyet geçerli bir ehliyettir....biz diyo ne bilelim, bunda türkçe hiçbişey yazmıyo...dedim kardeşim, macarca da bişey yazmıyo ama almanya´dan verilmiş ab ehliyeti olduğu belli olduğu için macar polisi hiçbi problem yapmadı, dedim...burası macaristan, diil ,diyo...
dedim kardeşim, bunda benim suçum ne, yazın o zaman almanlara, üstüne türkçe yazsınlar, benim konum diil ki o, dedim.
vermedim ama ehliyeti, bayaa onlar bana bağrıyo, ben de onlara bağıra bağırdım...ehliyeti aldı mı sıçtık çünkü, geri dönemeyiz almanya´ya...
almanya´ya dönünce bunu gittim, en üst makama şikayet ettim. anlattım durumu. onlar da dediler ki, o polisler sizden rüşvet istemişlerdir, bi 50 euro koysaydınız araya, problem çözülürdü, bu international ehliyeti fransa´da da ispanya´da da aynı böyle verirler. türkiye´de o ehliyeti tanıdı, o polis sizin ehliyetinizi kesinlikle alamaz, ve el koyamaz, dediler.
ama bi daa arabayla türkiye´ye gitmedim. türkiye de kanun falan yok çünkü. herhangi bi dokumanı alacak olurlarsa, türkiye´yle almanya komşu diil, aradaki ülkelerde sıçarız çünkü.
Kızılay güvenpark'ta kimlik kontrolüne denk gelmiştim. Kimlik sordu falan derken babamın memur olduğundan bahsettim. babamın görev yerini sordu. Canının sıkıldığını ve Sohbet etmek için durdurduğunu söyledi ayak üstü lafladık. Sonra kolay gelsin diyerek gittim.
Lise sondaydık okul çıkışı polis arama falan yapiyodu 1 2 ay ariyodu neredeyse tum okul ogrencilerini aramisti biz haric polislere yalvariyoduk bizide arayin ustumuzu diyorduk 3 4 5 derken polis abi dedi gelin gencler dedi ben sevincliyim tabi polis ustumuzu aricak cevredeki kızlara serseri olmadigimizi gostercez diye neyse polis ustumu aradi ben temizdim okan isimli arkadaşımı ararken adamdan çakı çıktı dedik aha yandın polis tuttu dördumuzu karakola aileler geldi falan o degilde balkonda duran kizlara rezil olduk ogunden begri polis gorsem yolumu degistiriyorum.
Yolda arkaşımla yürüyoduk Arkadaşın ayakkabısı dızo diye tabir edilen bir ayakkabıydı trafik ışığı gibi parlıyodu. Önümüzden iki tane ekip geçti ve bi tane ekip arabasını kullanan bir polis direk arkadaşın ayakkabısına baktı arabadan indiler çağırdılar bizi .
Polis: Bi üstünü arıyalım bakalım.
Ark:Gizlimiz saklımız yok abi ara ( semt abisi tavırları).
Polis aramayı abarttıktan sonra Arkadaş :Abi Çorabıma bak istersen.
Polis: Çıkar lan çorabını .
Arkadaş ayakkabısını ve çorabını çıkarttı ve polisler hadi bakalım temizsiniz devam edin diyerek gittiler tabi biz giderken arkadan gülüşme sesleri geliyordu.
Yıl 2014 kasım.
Ankara jandarma genel komutanlığının önü, Araba aküden arızalı olduğu için çalışmıyor.
Devriye atan resmi polis arabası yanımızda durdu, Arabadan çıkıp yanına gittim.
p : Kardeşim arabayı çeksene 2 şeritli yolu tek şeride indirmişsin.
B : Abi Araba arızalı, arabayı çalıştırmaya çalışıyorum, marş dinamosu yanacak artık.
p : Kardeşim tekrar geç direksiyona çalıştır, teyit edelim. ( Arabadan inip camı indirmemi istedi, çalıştırıyorum çalışmıyor o da görüyor )
B : Abi araba aküden arızalı, akü takviyesi yapsak ?
Öğrenciyim edebiyatına girip polis otoparkının parasına gerek olmadığını vurguladım. polis arabasını, benim arabanın önüne çekti.
Velhasıl kelam resmi polis arabasından akü takviyesi yapmakta tuhaf bir duyguymuş.
Yoldan geçenlerin fotoğraf çekmesi de insanı monalisa gibi yapıyor durumuna ağlasa mı gülse mi bilemiyor.
(yanımda eczacı bir arkadaşımla birlikte karakoldayız)
A - evimize hırsız girdi
P - Yaa öyle mi? Vah vah.
A - Bir şey yapmayacak mısınız?
P - Ne yapalım arayacağız işte. Kapıyı kitlemiş miydiniz?
A- Hayır, ardına kadar açık bırakmıştık.
P- (ters ters) Bu kadar zeka çok fazla zararlı olabilirsin seni içeri atmayayım sonra?
A- Memur bey ne diyorsunuz evime hırsız girdi bilgisayar televizyon gitti diyorum.
P - Tamam anladık. Ama sen sağsın ya (pişkin gülümseme). (arkadaşı işaret ederek) Bu arkadaş ne iş yapıyor?
A- Eczacı???
P - Haaa öyle mi? Ya bak kimseye demeyin ama bana beş kutu has viagra getirsenize haftaya_
E- Eki kökü tamam yani ama...
P- Ya öderiz parasını korkma ya (pişkin pişkin gülümseme 2). Yani dostlar arasında paranın sözü mü olur.
E - (Olayı çakozlayıp) Yok canım para falan almayız, siz bizim için gecenizi gündüzünüzü birbirine katıyorsunuz.
P - Aaa veririz canım (bir süre düşünürmüş gibi yapıp) Neyse bunu o zaman konuşuruz. Şimdi dosyanızı hemen savcılığa intikal ettiriyorum bizzat takipcisi de ben olaağım, üzülme Aşure artık. yakalanmış bil o yavşağı. bak bu da numaram ne zaman istersen ara sor.
