16 yaşındaydım , 3 bira sallamıştık arkadaşımla o zamanlar çocuğuz tabi alkollü araba sürmeyi marifet sanıyoruz.
neyse efem. mahalleye dönüyoruz hiç çevirme olmayan yerde çevirme var , yaş 16 alkollüyüz anlıyacağınız menüde yaprak var.*
neyse işte polisler bizi çevirdi , kimlikleri istedi üstümüz arıyacaklar falan aralarında yaşlı bir polis vardı. arabaya baktı ;
polis- oo mercedes , güzel arabaymış , senin mi ?
ben - yok abi babamın
polis- baban ne iş yapıyor.
ben -xxx işi ile uğraşıyor.
polis- babanın adı ne ?
ben - **** abi
polis- sen ****'ın oğlu musun?
ben - evet abi
polis arkadaşlarına kimliklerimizin getirilmesini söylüyor ve ekliyor ;
polis- babana çorumlu polis mehmet abinin çok selamı olduğunu söyle ellerinden öperim
ben - eyv abi.
dedim ve hemen eve gidip babamın taşaklarına üfledim.*
yaş 11-12 olması lazım polisin erkek çocuğu gözüm gibi baktığım çiçeği yolup atmıştı ben de kapılarına dayanıp çiçeğimin hesabını sormuştum. beyefendi (!) evde yoktu , akşam işten gelince bizim kapıya gelip hoş olmayan laflar söylemeye başlamışken annem içeriden çıkıp ağzına geleni sayıp evden kovmuştu. kahraman annem polise de oğluna da gerekli cevabı verip çiçeğimin hakkı aramıştı. bir daha da polisle alakam olmadı , olmasın da.
arabada arkadaşla oturup sohbet ediyorduk. polis arabası karşı yoldan el kol yaparak u çekti. o an sıçtığımızı az çok tahmin ediyordum. yanımıza geldiler. kolay gelsin iyi akşamlar faslından sonra ''arabadan inin bi arama yapacaz'' dediler. tamam dedik indik arabadan. 3 kişilerdi. önce birisi benim, diğeri arkadaşın üstünü arıyodu. geriye kalan 3. ise o an napıyordu bilmiyorum çok heyecanlıydım. her yerime baktı polis. kibrit kutumun içine bile. bu sırada arkadaşı arayan polis arkadaşın aramasını bitirmiş muhabbete başlamışlar. şöyle bir şey duydum.
+lan yarın hava nasıl olcak?
-yok abi meteoroloji değil metalurji okuyor.
içimden noluyor amk dedim. bu adam ne ara bu polisle arkadaş oldu da konuşuyor. beni arayan polis gayet sertti çünkü. meteoroloji sözünü duyduktan sonra arkadaşı arayan polis amça sordu bana.
+ne okuyon sen?
-metalurji.
+meteoroloji?
-metalurji (amına koyayım metalurji burası içerden. yemez ki.)
+haa metalorjii.
-malzeme mühendisliği deyin siz boşverin metalurjiyi diyemiyorsunuz zaten babam gibi. sinir oluyorum o olaya.
(beni arayan polis) yok yok o seni sinirlendirmek için demedi bilmediğinden dedi.
+hee iyi yoksa sikerim yani (şaka amk)
sonra arkadaşa ''ne gülüyosun lan sen'' dedi. bütün bildiğim küfürleri ettim piçe. sen kimsin ki güleceksin lan polis memurunun karşısında? amk trollü seni. ''yok abi gülmüyorum'' dedi. ''ne içtiniz lan siz'' dedi. ''ben kola içtim de onu bilmiyorum'' dedim. panik olsun piç. ama olmadı direkt söyledi. ''hee iyi xd'' dedi polis abe.
sonra ''fazla dolanmayın buralarda'' deyip gittiler. troll bir arkadaşa sahip olmaktan daha kötüsü troll bir arkadaşla polis aramasına girmekmiş bunu anladım. burdan kendisine ''senin ben amk'' diyerek noktalıyorum yazımı.
sigaram bitti gece yarısı. içmeden de uyunmuyor içenler bilir. Tek açık yer terminal kaldığım yerde. oda en az 1,5 km. Bi baktım polis otosu. Islık çaldım durdular. Hayırdır? Sigaram bitti abi madem polis halkın kötü gün dostu, verin bikaç çöp siz arabayla terminalden alırsınız. Al lan mk'un manyaa. Biz karını filan kestinde teslim olacan sandık o gelişinle.
Bu sabah saat dört buçukta gaziantep'in Nizip ilçesine indim iş için. işim saat tam dokuz buçukta başlayacaktı.
En azından bir kaç saat uyurum diye atladım taksiye öğretmen evine dedim. Oteller ne idüğü belirsiz. Şansıma kapalıydı öğretmenevi. in cin top oynuyor gece karanlığında sokaklarda. Lan bi de rüzgar esiyor. Bi camiye yanaştım götüm götüm. Şöyle bi içeriyi süzdüm cık yatılmaz. Mecburen gittim merkezdeki parkın banklarına oturdum.
5 dk sonra bi ekip arabası yanaştı. Kardeş s.a. Hayırdır ne bekliyorsun burda dedi. Dedim valla memur bey avukatım ihaleye gircem bekliyorum böyle.
Meğer beni ihbar etmişler amk yfjshsjsh. Sırt çantasıyla şüpheli bi şahıs dolaşıyor diye. Kimliğimi verdim kısaca kontrol ettiler. Kusura bakmayın avukat bey deyip gittiler.
Kalktım ordan arşınladım sokakları. Patlıyorum amk sıkıntıdan. Sigaram da bitti. Bu sefer başla bi parka oturdum. 10 dk sonra bi ekip arabası daha yanaştı. Hay dedim sikeyim böyle işi. Meğer bizim daha önce gelen ekipmiş. Gel avukat bey poğaça falan alalım dediler. Bindim arabaya poğaça aldık, oturduk bi kahveye gömdük hepsini. Sonra Diyarbakırlı sarma bi sigara uzattı. Havada kaptım. Sohbet muhabbet. Kalkarken de bi hatıra fotoğrafı. Güzel bir anı oldu gerçekten.
hava soğuktu, atkım olmadığı için bandana ve bere takmıştım yağmurlu havada kırtasiye arıyordum kulaklıklar kulağımda herşey güzel gidiyordu, sonra iki polisin önünden geçip giderken bir şey olacağını biliyordum ki tam bunları düşünürken arkamdan bağırdılar. Daha sonra sorguya çektiler ayak Üstü bu ne dediler bandana dedim Türk bayraklı mı bu diye sordular neden sorduklarını anlamadım ama bandanam kırmızıydı, sonra tc kimlik no ma bakıp sicili temiz bir kişilik olduğumu duyunca bıraktılar, bandanama konacaklardı fakat bırakmadım.
sanırım sene 2001-2002 filandı, haftasonu için üniversitede okuyan abimin yanına gitmiştim. öğlene doğru evden çıktık ve abide-i hürriyet caddesinden geçmemiz gerekiyordu. o gün de büyük bir miting varmış ve bütün yollar kontrol için polis tarafından kapatılmıştı. her gelen aranıp daha sonra caddeye geçişine izin veriliyordu. tabi o zamanlar mp3 playerlar filan nerdeeee? ben montumun cebinde walkmanle dolaşıyorum. polis barikatına geldiğimizde üzerim aranırken sivil bir polisle aramızda şöyle bir diyalog geçmişti;
Saat sabaha karşı 4. Yer izmirin ünlü halı sahalarından biri.
Maç bitmiş olanca erkeklikle yaklaşık 20 kişi perem perem sağa sola dağılmış. O an başıma geleceklerden habersiz arabama doğru gelmiş bulundum. Ulan kaputtan ses geliyo baya bildiğin bişey cıyaklıyo neyse açtım kaputu baktım bi kedi yavrusu, uğraşıyorum çıkarmaya ama ne mümkün elimi uzattıkça kaçıyo bizim ufaklık, neyse dedim bu böyle olmucak polis çağırayım, neyse uyku sersemi iki tane polis geldi.
+ Hayırdır gardaş ( muhtemelen iç anadolulu )
- abi kedi var çıkmıyo bi türlü aklıma siz geldiniz aramak zorunda kaldım bende.
+ su varmı arabada gardaş varsa getir hele.
- dur abi getireyim
suyu alan polis abimiz tüm suyu motora boca etmek suretiyle kediye doğru döktü. Ulan bi baktım bizim ufak yaratık atladı kaputtan kaçtı.
+ gardaş az yaratıcı ol yav kediler sudan kaçar.
- eyvallah abi demekle yetindim, üstüne de kedi tarafından cırmıklandım anasını satıyım.
Benim 45 dakka uğraşıp çıkaramadığım kediyi 30 saniyede çıkardı adam. Yaratıcı polis dalında 1.liği hakketti bence.
gece 4 civarı eve dönüyorum. oturduğum ilçenin girişinde 1 adet ekip otosu durmuş, yanında iki adet polis... birisi benim aracı fark edince hemen el kol yapmaya başladı. durdum tabii...
-iyi yolculuklar.
+sağ olun... (ehliyet ruhsat çıkarılmaktadır)
-nereden böyle?
+(şaşkın şaşkın adamın suratına bakmak)...
-yok ya ehliyete falan gerek yok. biz bi şey soracağız.
+buyurun abi?
-bi araçtan iner misin?
+(şaşkın şaşkın) niye iniyorum araçtan arkadaşım? kimliğini göstersene sen bana!
-(kimliğini çıkartarak) in diyosak ineceksin!
+tamam da neden? ihbar mı var?
-yok arkadaşım in araçtan bi şey danışacağız...
araçtan inilir;
+buyurun?
-gel şöyle araca doğru geçelim...
+abi noluyo ya?
-arkadaşım bi şey yok gel...
+tövbe estafurullah yarabbim sen koru beni amin.
-geç bakalım.
+nereye?
-direksiyona?
+niye?
-yahu geç.
+abi neden?
-geç ulan!
+bu muydu abi?
-buydu kardeşim. yanında hanımı görünce biz açıklamak istemedik durumu. malum türk polisi karizması çizilmesin... hehehe.
+yok abi çizilmezdi. polis seven insanlar değiliz zaten... hehehe...
-ne diyon lan?
+şaka abi.
-hee... ya bi de bizim kontak arada boşa dönüyo? nasıl olacak o?
+evet abi fark ettim. bi iki tur haybeye dönüyo.
-evet ya onu da yapsana...
+nasıl yapıyım abi onu? götürün servis yapsın onu da...
-hee tamam o zaman. oldu. şu kilidi nasıl açtın onu söyle?
+kontakla direksiyonu aynı anda çeviriyosun abi.
-hee hadi yaaa hehehe ulan o kadar kolaymıymış... bak sen yaa hehehe. acemiyiz biliyon mu?
+anladım abi. hayırlı geceler.
-eyvallah sağolasın. iyi geceler.
X şehrinin tarihi sokaklarında dolaşıyorum ama yabancı olduğum belli oluyor. sokaklardan geçerken teyzeler, amcalarla konuşuyoruz. sokaklar eski ermeni ve rum mimarisiyle birlikte eski türk evlerini barındırıyor. her sokakta farklı bir keşif. taşlar, duvarlar inceliyor, fotoğraf çekiyorum. aradan beş dakika sonra bir polis arabası geldi. ben de karşıya geçeceğim. arabalardan kurtulmak için yürüyorum. polis arabası dat, dedi. ben önemsemedim, yürümeye devam ediyorum. Ben durmayınca bu bir kez daha dat sesini verdi. baktım iki polis heyecanla geliyor.
polis:merhaba
ben: merhaba.
ne yapıyorsunuz?
Geziyorum.
kimlik alabilir miyim?
Tabi, ama neden soruyorsunuz?
Hakkınızda ihbar var?
Ihbar mı?
Ilk önce kimlik alalım?
Buyrun.
Polis bu arada telsizle anons geçiyor. bidı, bıdı numaralar gbt'sine bakalım diye. sorgu sürerken.
polis: ne iş yapıyorsunuz?
Geziyorum, işim bu. yazıyorum bir de.
merkezden temiz onayı gelince.
tamam, siz evlere, taşlara bakınca sizi defineci sanmışlar. onun için yanlış anlaşılma olmuş. iyi günler.
iyi günler.
Küçükken çevirmede sinirli bir anımda bana üzüm veren polise 'sıçarım üzümüne' dediydim. Tövbest Allah affetsin bide nimet ama küçüklük yani ne yapalım. Sakin bir anımda sorsaydı o ibnede.
Pazar sabahı saat 5.30 suları
Adalardan birinde tek basıma bi otel de uyumakta iken ısrarla kapının calması ve kim o sorusu ardından gelisen durumlar
Kim o
Aç
Pardon
Aç aç
Sinir bozukluluğu açılır
Polisiz
Hayırdır
Karakola gelecen
iyi de hayırdır
Gel sen.
5 dk da hazırlanılır ve cıkılır fakat kimliğime bakma ihtiyacı bile hissedilmez. Karakol dan iceri girilir ve olaylar söyle gelisir.
Niye ifadeye gitmedin lan
ifade
Hee
Ne ifadesi kardesim
Şu şu gün ifaden varmış
E ben ona vekil gönderdim düşüm yapılmamış
Nasıl
Baya
Nasıl la bize öyle bi bilgi gelmedi
Baktınız mı polnet e
Yoo
E ne diye aldınız
E orda öyle sey yazıyodu
Nerde ne sey yazıyodu
Siz avukat mısınız
Fark eder mi
O rahat atmosfer bir anda gergin bi hava alır ve devam eder.
Tamam suraya imzalayın biz sizi bırakalım kusura bakmayın
Darp raporu
Avukat bey biz sizi darp etmedik ki
Ettiniz demedim rapor almanız gerekmez mi dedim
Haklısınız
Ve uyuyan doktor uyandırılıp rapor alınır sahsım otele bırakılır ardından söyle bi teklif döneceginiz zaman haber edin deniz polisi bıraksın.
şehir bursa, mevkii çarşı polis karakolu karşısı. saat gece 4 civarı. siyahinin çirkin adıyla seslendiğimiz sevdiğim bir arkadaşımla akat tekel bayiiden almış olduğumuz biraları yudumluyorduk. yoldan geçen orospu çocuğu bir tinerciye sinirlenen sevgili ak saçlı memur abinin bize sarmasıyla gelişti. bu arada not düşeyim. her gece aynı saatlerde o mevkiide yorgunluk birası içerdik. bu ak saçlı memur abide hep görür afiyet olsun gençler derdi.
ak saçlı polis abi: gelin lan buraya.
bubama kim vurdu: buyur abi.
aspa: nabıyonuz lan.
siyahinin çirkin adı: ??!11??!!!
bkv: bira içiyoruz abi.
aspa: neden?
bkv: canımız istedi.
aspa: gelin lan hele siz.
sonrasında gbt sorgulaması yanımdaki arkadaşın kimliğinin çıkmaması ve kimlik bilgileri üzerinden yapılan sorgulama esnasında yaşanan ilginç diyaloglarda var ama efsaneydi. onları da başka bir vakıtta tekrar anlatırım.
Çok yakın polis arkadaşlarım var. Sana ai-kido öğretelim ayağına dövmeye çalışıyorlar güç uygulayınca da, polise güç uygulanıyor deyip kelepçiyolardı. Çok kafa adamlardır gülmesem yapmayacaklarını belirtmişlerdi.
umarım biri algı da seçicilik yapmaz.
anaokulu öğrencisiydim. 23 nisan kutlamaları için bütün okullar şehir stadyumuna götürülüyordu, büyük sınıflar bando takımı olarak gidiyordu biz de arkadan yürüyorduk falan filan. benim annem bizi izlemeye biraz geç gelmiş, diğer velilerin olduğu bölümden izleyememiş yani. neyse, mevzular bitti, dağılacağız. baktım herkesin annesi tek tek gelip alıyo çocuğunu, annesi gelmeyene de öğretmen gidip soruyo "yavrum annen nerde" falan filan. benimki ortalarda yok. tedirgin tedirgin bekliyorum. hayatım boyunca tedirgin oldum zaten.
öğretmenimiz bana hiç sormadı, oğlum annen nerede, sen ne bok yiyeceksin diye. o gün çocuklara bile sosyal statülerine göre ayrımcılık yapıldığını anladım, bu ayrıntıyı da vermek istiyorum. o yaşımda ben siklenmediğimi anladım, ailem biraz paralı olsaydı ya da ne bileyim babam kamyoncu değil de memur olsaydı o gün anneme teslim edileceğimi biliyordum. o öğretmenden de hala nefret ederim.
neyse, baktım beni sikleyen yok, çıktım dışarı başladım bağıra bağıra ağlamaya. iki tane polis geldi hemen yanıma ama onlar gelince bende film iyice koptu zaten. ulan zannediyorum ki annem beni asla bulamayacak, hayatımın geri kalanını kimsesizler yurdunda geçireceğim. çünkü polis gelince otomatikman iş ciddiye binmiş gibi bir algı oluşuyo, yaş altı.
aradan beş dakika geçti annem geldi. hiçbir şey olmamış gibi eve gittik. biraz hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur yalnız, en azından bi karakol yapsak iyiydi.
Bir keresinde arkadaşımla iki kişi tarafından gaspa uğruyorduk neredeyse. iki adam ellerinde sopamsı aletlerle bize doğru yaklaşmaya başladı. Akşamdı , saat 18 civarı. Uzaktan naber gibi sözler kuran bu iki kişi yaklaştıkça korkuyor, ürkütücü hale geliyordu tüm olay. Noluyo be?! Diye başlayan bağırtılarımız birden imdatlara dönüşmüştü. Bağırıp çağırmaya devam ediyorduk ve yaklaştıkça yaklaşıyorlardı. adamlar cüzdan ve tel istiyorlardı. Neyse yakınlarda birisi duymuş olmalı ki, "polisi aradım" diye bağırdı uzaktan, her neredeyse. ve şansımıza, bunu duyan adamlar kaçtı. Polis geldiğinde resmen bayılacak gibiydim. Dizlerimin bağı çözüldü birden ve polis tuttu beni. O an içimden sadece birisine sarılıp ağlamak geliyordu. O derece korkunç bir olaydı benim için.
16-17 yaşlarındaki hemen hemen her türk genci gibi amatör kümede futbol oynadığım dönemde çok ağır bir antreman dönüşü yorgunluktan bitkin vaziyette son bir can ile koşar adım sırtımda çanta eve doğru seyirtirken eski yedikule infaz amirliği civarında polislerin benden kıllanmaları sonucu durdurmaları ve "nereye gidiyon la koşa koşa sırtında çanta" sualinin hemen akabinde "ne var çantada" sorusu üzerine bitkinlikten gelen rahatlama ile espri yapma amaçlı "ne olacak abi bomba var zaman ayarlı yetiştirmeye çalışıyorum" cevabı vermem ve polislerin renginin değişmesi can hıraş şekilde bir tanesinin çantayı sırtımdan alması diğerininde kollarımdan yakalaması sonucu çantanın açılması ve içerisinden kesif bir ter yağmur karışımı sonucu oluşan koku bombasının çıkması polislerin küfürleri ve kafama patlattıkları tokatın akabinde sittirrreelaaaaa nidaları eşliğinde kovalamaları ama benim hala işi şebekliğe vurup "söyledik abi bomba var diye açmayacaktınız o çantayı" diyerek kaçmam güzel bir anımdır. tabii yediğim tokat güzel değildi ama gençken pek koymamıştı.
neden çıktığı çıkartanlar hariç bilinmeyen 50-60-70 şerli gruplar halinde ettiğimiz kavgalar neticesinde gene yedikule infaz başta olmak üzere samatya çınar karakolunda biten bir kaç olayda vardır ki onları anlatmayayım fazla. zira derin yaralar açabilir genç bünyelerde *
gezi parkı direnişi sırasında önce polisler ile kovalamaç oynayıp bize biber gazı atmaları coplar ile saldırmaları aradan zaman geçip taraflar yorulunca resmen mola verip ellerde gözlere sürülen limon ile karşılıklı çay içilmesi gibi mevzular da vardır. tabiki bu hayatının baharında hayatları ellerinden çalınan çocuklar olmadan önce idi. sonrası malum zaten oralarda yaşananları evde g.tlerinin altında minder annelerinin getirdiği çay poğaça eşliğinde buralarda estirenler bilemez..
ramazan ayındayız ben işten dönerken arkadaşlara denk geldim. gittik 1inin evinin sokağına oturduk. sokağın da 30-40 metre ötesinde karakol var. Konuşuyoz falan 1 də dünya kupası var o sıralar. (bkz: 2014 brezilya) neyse sohbet koyulaştı. ben işten 12de çıkıyordum o hafta mahalleye varana kadar da 00.30 gibi oluyo. Saat 2yi geçiyordu bu olayın yaşandığı gün. 1den 1 kargaşa falan oldu bunlar baktım koşuyor. ben n'olduğunu çıkmadım ilk. sonra baktım karşıdan it geliyor. arkadaşlar o ara eve girmeyi başardı zaten. Daha önce bunlara saldırmış aynı it o yüzden tecrübelilermiş. sonra baktım it bana doğru geliyo. eve gitsem yetişemem. ben de karşıda 1 elektrik direği vardı koştum ona çıktım. it də gəldi tam direğin altında durdu. bizimkiler nasıl korktuysa bahçeden çıkmıyorlar. kimi gülüyor. kimi yazık falan diyor. 1inin de aklına yardım etmek gelmiyor. o ara polis geçti direğin önünde hafif duraksadılar. büyük olasılıkla devriyeden dönüyorlar. bana baktılar, yerden 8 metre kadar yüksekteyim. saçlar uzun, uzundan ziyade dağınık. kafamda da gecenin o vakti cap var. ben polisleri görünce raadladım yırttık işte 1 de vereceğim cevabı düşünüyom yok işte abi işten dönüyom işe giderken capi taktım, kimlik yok ama tc'm şu falan diye düşünürken polis amcamız kafasını tekrar pencereden içeri soktu ve devam edip az ötedeki karakola gitti.
dediğim gibi az 1az olay yaşamışlığım var polisle ama bu içime oturduğu için aklıma hep bu geliyor.
ha sonrası mı ben arkadaşlara bağırınca onlar da bana bağırdılar. itin dikkatini çekti onlara doğru gitti aramızda az mesafe oldu. direkten inip kendi evime topukladım.
iki anı daha anlatayım.
doğma büyüme ankaralıyım, şu an edirnedeyim.
Akparti binasının orada, ( söğütözüne çıkarken ) bilenler bilir, hafif bir rampa var orada arabanın yakıtı bitti. geldiler gbt yaptılar, abi dedim biz arkadaşla bu arabayı iteriz, sıkıntı yok benzinliğe kadar. 1 km falan yol... şu yokuşa yardım edin, geldi 4-5 tane terör ve mücadele polisi araba itti.
Jandarma genel komutanlığının orada araba arızalıydı ( araba aküden kesti ) resmi polis arabasından akü takviyesi yaptık.
Kuşadasında sahilde arkadaşlarla biralanıyorduk,daha önce defalarca köpek gezinirken görüp muhabbet ettiğim semih abi uğradı bi birada ona açtık derken bizim çocuklardan biri çıkardı Esrar sarmaya başladı bana geldi çektim verdim semih abi de çekti,gitti sonra.aradan haftalar geçti aynı mekanda bu kez babamla oturuyoz semih abi slm verdi babamada nasılsın falan deyip gitti. babama nerden tanıyon dedim,Semih sivil dedi, haliyle siville oturduk cigaralık içtik diyemedim.
Olay 2 ; arkadaş bankamatik önünde bekleyen 2 polisi gördü şaşkın bir ifadeyle aaa poliss dedi poliste aynı şaşkınlıkla aaa vatandaş dedi gülme krizine girmiştim aga.
Bir tane sapık vardı. Sürekli iş yerime gelip rahatsız eden. Bir gün tek başımaydım. Yine geldi. iğrenç şeyler söylüyor falan. Müdür aradım hemen geldi. Adamı müdür bir şekilde dışarı çıkarttı.adam gitti. Sonra polisi aradık. Polis geldi. Bana soruyor neler olduğunu falan. Sonra adam tekrar geliyordu ki polisleri görüp kaçmaya başladı. Polisler de peşinden. Yakaladılar uzaktalar bazı polisler ve o. Bende iş yerindeyim müdür ben diğer çalışan arkadaş ve polis. Ama sapık dediğim kişi ruh hastası. Merkez bankasında çalışıyorum yok şöyle yok böyle. Şizofren gibi bir şey. Ben şikayetçi olacağımı söyledim, polis de gerek olmadığını uğraşmaya değmeyeceğini deli gibi bir şey olduğunu söyledi. Dinledik devletimizin polisini. Sonra aradan bir ay geçti geçmedi müdüre bana bir telefon. Karakola bekleniyorsunuz hakkınızda şikayet var! Gittim karakola sapık şizofren pislik beni şikayet etmiş. ilk ifademi bu yüzden verdim sözlük. Bir sapık beni rahatsız ediyor ve sonra suçlu benmişçesine iş yerinden kovduğum için suçlu ben oluyorum.işin özü Burası türkiye.
Hiç kötü anım yok. Zaten polis olan arkadaşlarımda var tanıdıklarda var hepsi iyi insanlar. Ben seviyorum polisimizi askerimizi bolcada muhattap oluyorum gayette iyi anlaşıyorum. Allah razı olsun koşturuyorlar.
