hocanın sıramın altında bulduğu kopya kağıdına bu ne lan diye sorduğunda. - ne bilim hocam kim koymuş nasıl gelmiş hemen beni suçluyorsunuz alla alla diye verdiğim cevap kağıdımın beş'e bölünmesine sebep olmuştu fazla inandırıcı olamıyorum ne yapayım o anlık gerilim işte.
daha lise 1 de idim. ilk matematik sınavı sabahı minibüsle okula gidiyordum. minibüste aynı yerde oturduğum ilkokul arkadaşımla karşılaştım muhabbet ediyoruz geceden hazırladığım kopyadan bahsettim gülüşüyoruz falan.derken okula yaklaştık arkamdan bir ses ver o kopyayı bana dedi döndüm ki ne göreyim okulun en azılı kadın hocası tarih hocam.korkudan hemen çıkarıp verdim zaten. çok şanslı olduğum için sınav dördüncü saatte tarih dersinde oldu. kadın yerimi değiştirdi ne kopya var ne birşey. dolayısıyla zayıfta almıştım.
ben bunu niye yazdım bilemedim şimdi(entriy-başlık uyumsuzluğu).
Şimdi herkez kağıt peçete gibi ilkel yöntemlerle yakalanadursun. Tablet zamanında abiler bile varmış hıeh. Genç nesil. Para biriktir iphone al ibooks un içine word dosyası gibi at bacak aranda dursun. Reflekslerin iyiyse yırtarsınız.
çok şükür kötü bir şey yaşamadım. yöntemim küçük bir not kağıdına yazıp kalem kutuma koymaktı. kalem alıyorum ayağına bakar dururdum.
gece gece çok güldüm başlıktaki entrylere, neşem yerine geldi.
felsefede önümdekinden soruyu kontrol ederken hoca sessiz çek bari kopyanı dedi. yoo hocam ne kopyası falan diye inkar da edemiyorum. başkasından kopya çekemeyeceğimi o gün anladım. üst dönemlere de rezil olmuştum.
genelde çalışarak gidilince sadece kısa notlar yazılır sıraya akılda kalmayacak olanlar. şüphelenilen bir öğrenci olmadığımdan tedirgin olmam hoca bakmadığında sınav kağıdında yazanları siliyor gibi silerim sırayı -panik yapılmamalı- eğer hoca sınıfa girip liste sırasına göre oturulacak derse bütün planlar yatar çalıştığın kadarını yazar çıkarsın.