ayva. 2-3 sokak aşağımızda yan yana bahçeli evler vardı. şimdilerde apartmana döndü tabi ama doksanların başında müstakil evlerdi. orada ayvalar olurdu hep. duvar biraz yüksekti tırmanmak gerekiyordu kedi gibi. tırmanmak bir şey değildi de evin sahibi görürse inene kadar kapıdan koşup yetişebilirdi. ilk başlarda vicdanım veya korkum veya ikisinin birleşimi el vermedi çalmaya. sonradan baktım herkes ağzı yamula yamula ayvaları yutuyor fazla riski de yok zaten atletik ve seri idim bayağı ben de ayva yiyeceğim ulan dedim çıktım.
tabi alışmamış g..te don durmaz derler. tırmandım duvara ayvaya parmaklarım değdiği anda adam elinde kocaman kürekle fırladı evden "omoğooo godoklorommm" diye haykırarak. allahtan seri idim de belime yediğim tek kürek darbesi ile yırttım. ama isabet almıştım yanıyordu sırtım avul avul. o gün işte kırılma anı oldu galiba o günden bugüne kadar hep bir şanssızlık furyası takip etti hiç ara vermeden *
6 7 yaşlarındayken büyük iki çocuğa uyup dayımın düğününden kaçıp marketten jelibon çalmıştık.
kötü bi şey olduğunu biliyordum ama hepsi yapmıştı ben de yaptım işte..
sonra ne mi oldu?
çıkışta güvenliğe yakalandık asdjk
5 kişi falandık kaçabilenler olarak kaçtık kuzenimi güvenliğin eline bırakıp sonra döndüğümüzde herkes bizi arıyormuş üstelik eksik döndük bi ton azar yedik sonra babalarımız gidip parasını ödemiş kuzenimi almışlardı düğünün ortasında
bu da böyle bi anımdı.
bundan gayrı ne arkadaşımın oyuncağını ne de bir marketten sakız yürütmüşümdür. birisinin bahçesinden meyve aşırmak nedenae hiç günah gibi gelmezdi çocukluğumuzda.
Kardeşimin kumbarasından bozuk para çalar, çaldığım parayla kardeşimi markete götürür canı ne istiyorsa alırdım. Vicdansız her zaman en pahalı çikolatayı seçerdi haliyle beni de daha büyük paralar çalmaya teşvik ederdi.