Kucukken evde olan sorunlar yuzunden gordugum annemle ilgili kabuslardir. Hep carsida, insanlarin cok oldugu kalabalik yerlerde annemi arardim bu kabuslarda. Daha dogrusu annem sadece bir kac metre ilerimde, ama ne kadar kosarsam kosayim asla ulasamiyorum, bagirsam sesimi duyuramiyorum. annem beni ne duyuyor ne goruyor, arkasina bile bakmadan surekli ilerliyor. aglayarak uyanmamla sona erirdi. Sonra buyuyup bazi seyler yoluna girince gormemeye basladim bu kabuslari.
sürekli olarak tekrarlanmakta olan 2 adedine sahip olduğum mevzudur. birisinde tekrardan askere alıyorlar ama bitmiyor bir türlü 2 yıl 3 yıl ama yok bitmiyor.. ikincisi de tekrardan okula alıyorlar gene her gün tahta gönyesi ile dövüyor bölüm hocaları pata küte. herkes karne alıyor civelek gibi zıplaya zıplaya gidiyor bana vermiyorlar lan kan ter gözyaşı.. ilkinde de aynı herkese teskere veriyorlar bana vermiyorlar bir şeyde yapamıyorum tabi..
sadece ben görmüyorum ama bunları tüm arkadaşlarım görüyor. hani diyorlar ya erkek olmakta ne var falan diye kabul kadınların işleri daha zor ancak bizimde böyle boktan bir ruh halimiz var işte. özellikle bizim gibi 18 ay askerlik yapanlar ve meslek lisesi mezunlarına sorun çektiğimiz sıkıntıları atamıyoruz bir türlü içimizden..
aynanın karşısında masmavi gözlerimin içine parmak sokuyorum hiç acı hissetmiyorum sanki başka birinin bedeni. gözler löp diye yere düşüyor. uzun süre etkisini atamadım üzerimden, gözlerim mavi değil.
kardeşim kendini asıyordu. ağlayarak uyanmıştım çok gerçekçiydi. sabaha kadar uyuyamadım sonra. dua ettim inşallah gerçekleşmez diye o kadar gerçekçiydi yani.
Dislerimi sıkarak uyandığında bir rüyam vardı. Hayatımda ilk defa dislerimi sıkarak uyanmama neden olmuştu ilk aşkım dediğim insanla trafik kazası yapmak. Sonra üç gün cenem ağrıdı.
rüyamda daha önce adını bile duymadığım bir köydeydim. Düğün vardı. Sesleri geliyordu, eğlenenlerin. Köy meydanında kimse yoktu. Ben yürüdükçe ses yakinlasiyordu. Yanı başımda davul çaldığına yemin edebilirim. Ama kimse yok. Alkış sesleri, kahkahalar... çocuk sesi yoktu ama. Bir sandalye ve masa vardı. Oturdum, dizlerim titriyordu. Yanıma doğru döndüğümde gelini gördüm nihayet. Telli duvaklı. Diğer insanlar hala yoktu. Gelinin yüzünü görmek için duvağını kaldırdım. Böyle bir irkilme yok. Kaldırır kaldırmaz tüm oradaki seslerin sahipleri de bir anda göründü. Kahkaha atan suratlar bana bakıyor, alkışlıyordu. gelin yanımda çünkü damat benmişim.o suratların hepsi de arkadaşlarımdı. "Kabul ediyor musun?" Diye korkunç bir ses duydum. "Hayııııır" diye bağırırken .Kalktım ve hala bekarım. Derin bir oh çektim.
Bekarlık gibisi yok.
Mezun olduktan 10 sene sonraydı sanırım, rüyamda bazı dersleri vermemişsiniz diplomanız geçersiz dediler, ulen işim gücüm ne olacak, işten atarlar diyorum.
Sıkılmazsanız anlatayım çok ve enteresan kabus gören biriyim çünkü.
Otobüsle giderken inecegim yerde degilde yanlışlıkla anımsayamadığım bi yerde indim.Karanlıktı ve sürekli yerde karpuz kabugu yada çamur gibi bişeylere basıp kayıyordum.Derken demirden yapılmış bi köprüye geldim,köprünün ucunda bi kasaba vardı, ordaki gece lambasıyla sokak aydınlandı o arada..Köprüden geçip ordaki kasabaya ulaşınca ayağım gene ayağım kaydı bu kez düştüm.Yerden kalkarken baktım ki asfalta yapışmış bir insan yuzu gördüm ve o yollar tortulaşmış insan bedenleriyle doluydu...
Ordan geçen bi adama bunlar ne abi dedim,ta adam bana bi cevap vericekken çok güçlü bi siren sesi duyuldu.Adam bana bi ev bul kendine dışarda kalma dedi ve koşarak uzaklaştı.Yabancı yer nerden ev bulayım ordaki bi evin bahçesine girdim,bahçede büyük bi sepet vardı , onu ters çevirip içine girdim beklemeye başladım.Bahçe çeşit çeşit devasa süs bitkileriyle doluydu.
Meğer o bitkiler gündüz kafasını toprağa gömüp kendilerini gizleyen birer etçil hayvanmış.Bunlar avlanmaya çıktılar,ben sepette sabahladım,sabah olunca o hayvanlar hiçbişey olmamış gibi geri gelip topraga kafalarını sokup tekrar bitki oldular bende kactım o kasabadan...
Dedem ile ova gibi bir yerde beraber yurüyorduk. Garip bir yaratık kovalamaya basladi. Ben kaçtim uçurum gibi bir yer vardi. Ordan aşağı atladım. Felç olmuştum. Kıpırdayamıyordum. Birden istanbulda kendi mühitimizde buldum kendimi. Hipnoz edilmiş gibiydim. Gözlerimden başka hiçbir organımı kullanamiyordum. inanılmaz korkunç suratlı yaratık bana doğru geliyordu. Yanıma yaklaştıkça ürperiyordum. Başımın ucuna geldiğinde sadece ayaklarını görüyordum. Daha sonra başını bana doğru eğdi ve inanılmaz bir ses çıkardı. O anda sıçradım.
Bi ormana gidiyoruz,anlatılmaz biçimde kasvetli bi orman.Hava kararınca geri dönüyoruz, ama dönüşyolunda iriyarı iki köpekle karsılasıyoruz bunlar bizi görmüyor,hemen karanlığa saklanıyoruz ama bizi görmeleri an meselesi gibi.Gitsinler diye dua ederken bunlardan biri koklaya koklaya benim bulundugum yere dogru geliyor ve gelirken hırıldamaya başlıyor.Ve bu köpek sokakta ekmek attığımız köpecikler gibi bişey değil çok korkunç bi hayvan, uyandım o an,bayaa bi korkunç kabustu.
Tam kabus değil ama 2 gün etkisinden çıkamadım, niye bende bilmiyorum... işte anneme kafa tutuyorum (her zaman) sonra sadece benim görebildiğim yeşil bir adam beliriyor ve beni yakalamaya çalışıyor bende ne yapacagımı şaşırıyorum ve 2 kere tekrarlanıyor ve uyanıyorum... Bide uyanınca geceydi. Daha bir kötü oldum. Tabi bide 3 harflilerin musallat olduğu kabusum...
Hortum denizi ikiye boldu.. Binlerce insan gozlerimin onunde oldu.. Uzaktan izledim bir tepeden.. Seslendim.. Kimseye sesimi duyuramadim.. Caresizce izledim.. Cok etkilendim.. Agladim..