kendi ruhlarının, hislerinin özünde diğerlerinden farklı olmadığını, kendilerinin birer bebek, çocuk, ergen, genç ve yetişkin olduklarını hatırladıkları, değer verebilecekleri olgular olduğunu farkettikleri, katıksız soruguz sualsiz sevmek yada sevilmek istendiklerini kendilerine itiraf edip dışarıya karşı gösterebildikleri anlardır.
her beklediğim telefon, mesaj ve whatsapp iletisinin gelmemesinden mütevellit yaşanan anlardır. bir de sabah yataktan çıkarken oluyor ama ondan şu an bahsemedeyeceğim bu çöküntüye hazır değilim, değilsiniz.
(bkz: telefonun başında çaresiz bekleyen kadın)
Onun göğsüne başımı koyduğumda, elleriyle yüzümü oksadigi zaman; agladigimda elleriyle gozlerimi sildiği zaman; kısaca bana şefkat gösterdiği her zaman,
Beni benden çok düşündüğünu gördüğüm zaman; tabaklardaki en büyük eti bana koyduğu zaman, bana karşı olan herkesten beni korudugu zaman, kavga ederken bile beni düşündüğü zaman..
Dun gece saat 1 sularinda akasya ile konustugum an, bi tanesine ornektir.
ayni zamanda beni akasya ile tanistiran adamla da tartisiyorduk ama o da duygulandirdi sonradan.
buradan akasyam ve melatoninime sesleniyorum, sizi seviyorum.
Tanimsa tanim, yazarlarin kalplerinin bi baska carpmasina, gozlerinin dolmasina neden olan anlardir.
Acemı bırlıgınde kutahyanın dondurucu sogugunda 402 kısının ıcınde sadece bır kısıde bere ve eldıven yoktu. Eldıven takmamıza ragmen ellerımız buz keserdı. En son dayanamayıp sordum kardesım sen manyak mısın bu sogukta beresız gezıyosun dıye. Param yok askerıye yatıracak o zaman alacam dedı. Askerıyenın askerlerıne vatanı koruyan evlatlarına verdıgı o muhtesem para aylık 30 kusur tl. Onuda aylar sonra verır * not: kantınde eldıven 1 50 bere ıse 2 tl ıdı.
istisnasız yanındakilerin yardımıyla yürümeye çalışan yaşlı teyzeleri gördüğüm anlar. Boğazım düğümlenir her gördüğümde. Halbuki ağlak bi adamda değilim.
Sosyal mesajımızıda verelim yazmışken. Toplu taşıma araçlarında o yaşlı teyzelere ayh o altın gününden geliyordur kesin yeaa deyip yer vermeyenlere kafam girsin.
iki askerin kapıya gelip kapıya açan anneye acıklı şekilde bakması, oğlunuz demesi, başını öne eğmesi..
içim kan ağlıyor lan, gözümün önüne gelse duygulanıyorum, gözlerim doluyor..
bir kaç kere çocuk esirgemeleri ziyaret etmiştim, oradaki çocuklarla oynayıp konuşunca falan duygulanıyor insan. akabinde kutsal varlıklara ve insanlara güzelce sövüyor.
babaannem babam 9yaşından vefat etmiş. çok şişmanmış. zor yürüyomuş son zamanlarında. dedem-o da şekerden öldü.bi bacağını kestiler- yardım etmezmiş. kömür taşırken kalp krizi geçirmiş babaannem. babamların başında en büyük halam 12 yaşında. 9yaşında babam,6 yaşında amcam,bir kaç aylık en küçük halam da. dedem ilgilenmemiş halamı evlatlık vermişler.
kardeşimle ne zaman annemle kavga etsek babam kızardı bize. hiç unutmam bi gün oturttu karşısına,keşke benim anam da burda olaydı dedi,sizin kavga edebileceğiniz bi ananız var. mahallede oyun oynardık. akşam ezanı okunurdu herkesin annesi bağırırdı gelin yemek hazır diye. amcanla biz bakardık birbirimizi.gider eve kendi yemeğimizi yapar,bulaşığımızı çamaşırımızı yıkardık dedi. keşke anam burda olsaydı da ayaklarını öpseydim,dövseydi beni dedi. ne zaman düşünsem boğazım düğümlenir. yine doldu bak gözlerim.
Arkadaş bildiğim kişilerin bile yüzüstüğü bıraktığı bir günde bana iyi davranan herhangi biri ağlamam için yetiyor. Nedendir bilinmez ben güvenim sarsıldığında dağılıyorum. Çok az insanı umursar ve severim. Bu kişilerin yaptığı yanlışlar beni parçalıyor resmen.
Düşündüm de o kadar çok ki hangi birini yazayım. Babam bi kere sahurda ben bir daha yazın oruç göremem bu son demişti. Sabaha kadar aglamıştım.
Bir de şey var babam ilkokul mezunu ama ben matematik öğretmeni olucam diye TRT okuldaki matematik derslerini izleyişini duyduğum da çok duygulanmistim. Annem telefonda söylemişti baban sabaha kadar tv izlemiş diye.