yok. uzun zamandır da olmadı. pazar günü en nefret ettiğim takım hak etmediği kesin olan bir şampiyonluk alırsa daha da mutsuz olacağım. ama bu konuyu anlamam gerekiyor. hayat sana gıcıklık yapabilir, bundan vazgeçmeyebilir ve hiçbir çözüm olmayabilir. bunu kabul edersem en azından pozitif bir şeyler hissederim biraz da olsa. yoksa mutlu olacağıma inanmıyorum. en iyisi hayal kurmamaya ve beklentiye girmemeye devam etmek olacak. zaten kimsenin de umurunda değilim ailem dışında, zorlamanın anlamı yok.
Aileme kavuştum. Anne yemeği yedim. Dinlendim, huzur buldum. Daha ne olsun? Ve bugün oğlumun doğum günü. Mirketlerle ilgili bir belgesel izleyerek istanbul'dan izmir'e yolculuk yapıyorsunuz çocuğunuzla. Yalnızca hayal edin.
son 3 gundur erkenci kus izliyorum. 3 gunde 10 bolum izledim. totalde 3 saatten her bolum 30 saat yapıyor valla:)
hastası olmus olabilirim.
su sıralar demet ozdemir oldugumu ve can yaman la ask yasadıgımı hayal ediyorum. sadece asortik yemekler de yapabilen, cubukla sushi yiyebilen ve davetlere şık giyinebilen versiyonu, geri kalan her sey bende de var demet de olan:)
bugunlerdeki mutluluk sebebim bu.
günlerdir psikolojimi alt üst eden bir hastalık sebebiyle ameliyat olmam gerekmediğini öğrendim bugün.
artık kaldıramıyorum ameliyathane, narkoz, anestezi, tepemde öten makine seslerini. yattığım yerden tavanı izlemeyi kaldıramıyorum. allahım sen affet çok savunmasız kaldım, değil neşter, iğne görmeye bile tahammülüm kalmadı.
cok guzel bir temizlik yaptım. 4 saatimi aldı. acayip yoruldum ama degdi. su an ev cicek gibi oldu.
-bulasıkları makineye yerlertirdim. yıkadım. tezgahı sildim. mutfaktaki masa ortusunu sildim. mutfagın yerlerini supurdum. buzdolabının ustunu sildim. fırınının ve mini-fırının, bulasık makinesinin, dolap kapaklarının ustunu sildim.
-salondaki tozları aldım. salonun yerlerini supurdum. cicekleri suladım. sehpayı sildim. kedilerin yere dusurdugu kitapları yerlestirdim. salondaki halıyı silkeledim.
-dusakabin, wc, lavobo, ayna. cifledim. temizledim. tuvaletin yerlerini sildim.
-yatak odasındaki dagınık kıyafetleri yerlestirdim. nevresimleri degistirdim. yerleri supurdum.
-sonra butun evi 2 kova viledayla viledaladım.
missss oldu, mis:)
bunları sabah karsı saatlerde yaptım dun gece. sonra bugun hastalandım yorgunluktan, butun gun uyudum. ihih.
olsun simdi toparlamısım da, gecmis yorgunlugum.
bugün de dünün aynısı ve ben buna müthiş derecede seviniyorum arkadaşlar.
hasta yatağında saniyelerin geçmediği, yürüyemediğim, yiyip içemediğim her günün, 17 kırık sayısız ameliyat ve alınan ilaçların uyuşturucuların soktuğu hâli düşünecek olursak sağlıklı ve monoton olan günler, belki de en değerli ve mutlu günlerimiz olabilir arkadaşlar.
aylardır denk gelmek istediğim bir vapur müzisyenine denk gelmek ve bana söylemesini istediğim şarkıyı söylemesi, otobüse yetişmek, yine uzun zamandır görmediğim bir abiyle oturup konuşmak, bir şoförle tanışıp sohbet etmek.
Bugün üniversitenin ilk günüydü ve oldukça güzel ve yoğun geçti. Geçen yıl sağlık sorunlarım nedeniyle mart ayından itibaren evden derslere katılmıştım; sadece belirli dönemlerde üniversiteye gidebilmiştim. Bugün, tüm sınıf arkadaşlarımı ve üniversitenin öğrenci işlerinden sorumlu kurumunda başkanı olduğum kulübüm ile departmanın öğrencilerini tekrar görmek, bir araya gelmek gerçekten çok güzeldi.
Bunlara ne kadar sevinsem de, önümüzdeki haftadan itibaren tekrar evden derslere devam etmek zorunda kalacağım, çünkü maalesef tekerlekli sandalyeden kurtulamadım. Ancak bu durum, yaşadığım mutluluğun önüne geçemiyor. Umuyorum ki her şey yoluna girecek.
Fakat bacaklarım hiç mutlu değil. Saat 08:00-18:00 arasında üniversitede topuklu ayakkabılarla oturmaktan mahvoldular, ahaha! Herkese güzel ve büyük başarıların olacağı bir eğitim yılı diliyorum.