Şehirler arası tren yolculuğu için olan aktarma otobüsünde uyuyakalmak. garajda park etmiş karanlık otobüste uyanıp sonra trenin bekletilmesi. Trene bindiğinde bir sürü uydurma ihtimalle suclanmak. ( sorgu gibi, hap mı içtin, sevgilinle mi takıldın da oyalandin gibi. ki bunun izahı arayanlarca yapılmıştı hâlbuki.)
1 ay çalışılan fabrika da sevilen adamın ilk kalpagrisinin kiz kardesiyle aynı makineye dusmek. (fabrikada en az 30 35 adet perde makinası varken.)
Avm'de telefonda hararetli bir konuşma yaparken, mağaza camına yansıyan yürüyen merdiveni gerçek sandım. Ayağımı attım ve ayağım ile başımı mağaza camına çarptım.
Mağaza sahibi Adnan kızıltaş ise hayvani bir gülüşle "iyi misiniz?" dedi. Evet sadece yıldızlar uçuşuyor başımda dedim ve yürüyen merdivene yöneldim.
millete göre absürt sayılabilecek bir çok olay geçti başımdan diyebilirim. 2-3 tanesinden bahsedeyim ama bunların çok daha fazlasını yaşamışımdır, hatırlamıyorumdur.
- daha önce grup seks yapılan kadının ortama el ele bir arkadaşının sevgilisi olarak gelmesi.
- üç adet sarışın ingiliz piçinin kendilerine çakmam için para teklif etmeleri.
- senelerce aynı okulda öğrenci olduğunu düşündüğümüz arkadaşımızın okulla bir bağının olmadığının ortaya çıkması. (herif sürekli neden okuldaydı, okula nasıl giriyordu hala anlamıyorum)
- yurt dışında yabancılarla olan kavgamda türkçe küfür etmeme şahit olan ilhan mansız ve arkadaşının benimle birlikte adamları dövmeleri.
daha çok vardır da işte dediğim gibi aklıma gelmiyor.
çoğu da seksüel konular zaten, anlatsam da inanmazsınız. alayınız buradaki herkesi kendiniz gibi zannediyorsunuz.
bugun parol icerken yine oya aydogan gibi talihsiz sekilde okecektim.
son 3 defa parol icerken oluyordum arkadaslar.daha once boyle bir problemim yoktu.tam suyu icerken parol bogazima yapisiyor takiliyor panikliyorum nefes alamiyorum.
acaba bir kez basima geldi diye tedirgin oldum ondan mi oldu yoksa hakiketen bu bir hastalik mi.
daha once boyle bir sey duysam dalga gecerdim.bir parolu icemiyor gelmis konusuyorsun derdim tokatlardim.
acaba yasla birlikte girtlak kaslarim mi gevsedi.baska seyler icer yerken boyle seyler olmuyor.
10 gün kadar önce danimarka kodlu bi numara aradı, açtım alo hasan orda mı dedi telefondaki ses. ıı yanlış numara dememle birlikte çat kapattı telefonu.
Hâlâ hatırladıkça hadi adam maldı ben de mi maldım diyorum kendi kendime. (Bu arada evet ben malın tekiyim.) Neyse Olay şöyle:
kedimi daha sahipleneli 2 gün olmuş, o günün akşamında kedim camdan aşağı düştü. Ama gözümün önünde düştü, yani olayın aşırı farkındayım. Tabi şoka girdim, beynim noluyor guzum be alarmları veriyor.. hemen saniyesinde cama çıktım, etraf zifiri karanlık, kedim ise aşağıdan kendisini yırtarcasına miyavlıyor. Ben iyice panik oldum kedinin sesini duyup kendisini göremeyince. Sonra o anda "ablam noldu?" Diye birinin bana seslendiğini duydum, bir baktım karşı komşum kambur amca ağzında sigarasıyla bana bakıyor. Kendisini hiç de sevmem ki zaten mahallenin sapığı olarak da adı çıkmış. Neyse ben de o an nasıl bir malsam amca, kedimi gördün mü aşağı düştü sanırım? Dedim. Tabi o an beynim: nasıl 'sanırım' gerizekalı kedi gözünün önünde düştü hem de aşağıda ciyaklıyor hayvan, kafana senin gerzek, ve tonlarca küfür halinde. Neyse bunu geçtim asıl mal olan amca.. diyor ki: yok ablam yan bina beyaz bi poşet attı aşağı.. (ne poşeti amca ya hadi onu geçtim hayvan bir tarafını yırtıyor zaten o an) tabi aslından da mal olan ben: nereye, hani ne renkti.. diyerekten amcayla sohbet etmeye başladık. Yok şuraya attı yok beyazdı yok ben gördümdü yok kötü komşuluktu derken.. ben bir anda olayın şokunu atlatıp amcaya bir şey demeden hemen aşağı inmeye koyuldum tabi..
Buradan sesleniyorum, senin kıyak kafana tüküreyim kambur amcam ya, ayrıca abla da sensin mk. Neyse bu kadardı Hoççakalın.
(Kediye hiçbir şey olmadı tabi o gün.)