Mehmet hocanın sıkıcı dersleri sayesinde karikatür yeteneğim gelişti. Derslerde çizdim de çizdim. Aynı zamanda küfretme defterimin en nadide eserlerini yine onun derslerinde kaleme aldım. Kendisine küfrettiğimden değil yanlış anlaşılmasın, içimdeki küfretme potansiyelini ortaya çıkarıp beni isyankar yapan bi yanı olduğundan. Onun sayesinde sınavlara çalışma şevkim kalmadı, ben de yine onun dersi hariç çok kasmadan geçilebileceğini farkettim çalışmaktan vazgeçtim. içimdeki okuyup adam olma isteğinin içine sıçtığı için, ne kadar boktan işe yaramaz bir bölümde okuduğumu anlamamı sağladığı için ve bölümümden- dolayısıyla mesleğimden- nefret etmeme sebep olduğu için 4 yıllık öğrencilik hayatımda sanırım en çok şeyi kendisinden öğrendim. Bu sene 3.ye aldığım dersini verebilirsem mezun olucam. Fakültemizin bazı diğer hocalarının da beni dersten soğutmakta başarıları mevcuttur fakat oscar goes to mehmet hoca...
Okulumun kurum olarak ne kadar boktan, adi, işe yaramaz bir yer olduğunu öğrendim. Staj zorunluluğu olmadığından staj yapamadığımız, 2. eğitim olduğumuz için hazırlık okuyamadığımız, basketbol sahası büyüklüğündeki sınıflarda 3-5 kalorifer peteği oluşundan sınıfta it gibi titreyerek ders dinlemek zorunda kaldığımız, yemekhanenin sadece gündüzcülere hizmet verişinden yemek hizmetinden faydalanamadığımız bir kurmmuş burası bunu öğrendim. ÖSS kitapçığında yazmıyordu tabi bunlar, bilemedim.
Bursanın ne kadar boktan bir yer olduğunu öğrendim sonra. insanlarının ne kadar yobaz ama bir o kadar da şerefsiz olduğunu öğrendim. Geceleri sokakta kız başıma gezmemem gerektiğini, kolumun bacağımın kopabileceğini öğrendim. saat 12'den sonra dışarıda kalırsam tüm ulaşım araçlarının balkabağına dönüşeceğini öğrendim.
Çarpık bir sistemden öğrenebildiğim kadar çok öğrendim kısacası. Bol bol film seyrettim, gezdim gördüm eğlendim. içmeyi iyi öğrendim. Hayatın tadını aldım her ne kadar engellemeye çalışsalar da, büyüdüm bir de tüm bu çarpıklarla. Güvenmeyi öğrendim, bir de güvenmemeyi.
Kardeşim dediğiniz insanlarla çıkarlarınız çatıştığında, nasıl hayvana dönüştüklerini görürsünüz.
insanların bencilliklerinin esiri olduğunu görürsünüz.
Baskı altında büyümüş insanların aile baskısından kurtulduğunda nasıl dönüştüğünü görürsünüz.
Kimseye güvenmemeyi öğrenirsiniz.
insanlar öyle güzel rol yaparlar ki, gerçeklerle yüzleştiğinde hassiktir lan dersin.
Elbette insanlarda vardır. Ama karşınıza ya hiç çıkmamıştır ya da bir tane çıkmıştır. iki olma ihtimali sıfıra yakındır.
insanların aşk dediği şeyin aslında arzularını ve egolarını tatmin etmekten başka bir şey olmadığını anlarsınız. Ama ben Ahmet i çok sevmiştim ya diye zırlar bir de bunlar. Oysa ki memleketlerinde Ahmet in bir yedeğini bulundururlar her zaman.
Size katacak bir şeyi olmayan insanlardan uzak durmayı öğrenirsiniz. Bir şeyler öğrenebileceğiniz insanlarla birlikte olmaya çalışırsınız. Öyle birileri çıkmazsa karşınıza dert etmemeyi öğrenirsiniz. Çünkü okunacak, görülecek, öğrenilecek çok şey vardır.
Kitapların verdiği müthiş hazzı öğrenirsiniz.
inandığı değerleri olan, onlarla var olan, karakteri oturmuş kimse yok mu diye çığlık atasınız gelir.
At gözlüğüyle bakan akademisyen mi olur la? diye düşünürken onlarcasını bir arada gördüğünüzde mal olursunuz. Geleceğe dair karalar bağlamışken bir kaç sağlam akademisyen görür rahatlarsın.
Her şeyi bilen insanlardan uzak durman gerektiğini öğrenirsin.
borç vermemeyi öğrenmek.
karşı cinsle alakalı konulardaen yakın arkadaşına bile güvenmemek.
sigara paketini cebinde bulundurmak bir tek çıkarıp tekrar cebine katmak.
hemşehrinden uzak durmak "toprak toprağı sılada skrmş"
üniversitede sevgilisiz hayat sürülmelidir. erkekler için avantajı paranın yarısı cebine kalır bu sayede iki misli eğlenirsin kızlar için avantajı başında sana karışan biri olmaz daha rahat gezer eğlenirsin. ha kafadengini bulduysan o başka.