çileğe 3. dereceden kronik alerjim olduğu halde nasıl , ne için yediğimi bilmiyorum fakat çilekli pasta yemiştim. yaklaşık bir dakika sonra üst dudak ve burunun olduğu çukurda küçük bir yanma hissettim. midemde bulantı vardı. kollarımda ilk önce kızarıklık , bir kaç dakika içinde kocaman oldu. burnumun altındaki kısımda sanki 2. burun varmış gibi şişmişti. ulan inanmayan olacak belki ama resmen derimin içine bişey koymuşlar sanki , dev sivilce gibi kocamandı. sonra kusmaya başladığımda sesimi duyup ambulansa kaldırmışlar ki , küçük mide ameliyatı geçirdiğim için yıkamak yerine ültiker tedavisinde kullanılan ilaç ve anestel yıkayıcı kullanmışlar. geçici hafıza kaybı ve sağırlık da yaşamışım.
--spoiler--
toplamda 3 kez araba çarptığı ve 4 kezde benim kaza yaptığım düşünülürse anlatmamın uzun süreceği hikayelerdir. ha birde başkasını kurtarayım derken boğuluyodum o çok farklı bir hikaye.
öğrencilik yılları. sanırım fakültede dördüncü yılımdı. finaller yaklaşmış kafam bir milyon.
canım gibi sevdiğim bir arkadaşımda kalıyorum. beraber çalışıyoruz. fakültelerimiz farklı ama beraber çalışınca saatlerce yardırabiliyoruz.
akşam yemeği nohut ve pilavdı. yemeği yedik bana acayip bi yorgunluk çöktü. aynı şey arkadaşımda da var.
bilenler bilir doğalgazın kokusu yoktur. sonradan belli kimyasallarla koku eklenir ki kaçak olduğunda insanlar farkına varabilsin.
dedim ya inanılmaz bir ağırlık çöktü ikimize de. uyuduk uyuyacağız yani. uyusak sonuç malum. beraber yürüyeceğiz arkadaşımla diğer tarafa.
kalktım uykum dağılsın diye evin içinde dolaşıyorum. mutfaktan aldım kokuyu. telefona sarıldım direk. gaz kaçak hattını aradım. 15 dakikaya geldiler. ellerinde bir alet vardır bu elemanların. kaçak oldu mu dıt dıt öter o. adam makineyi boşluğa tutuyor bırak dıt dıtı bizimkinde daaaaarttttt daaarttt darrrtt dart ediyor mübarek. biraz daha dolsaydı bu mutfağa bu gaz elektrikleri açtığınızda patlardı burası dedi adam. her yer gaz dolmuş. 5 dakikalık bir şekerleme ebedi uyku olacaktı bizim için.
allah esirgedi...
yaz tatilinde erkeklik yapıp boğulan birini kurtamaya sazan gibi atladım, adam beni boğuyodu baya bi dalaştık denizde, netice kurtuldum, ölüme en yakın oldugun andır. uzun hikayede kim yazacak şimdi.
Annemle teyzemi bogulmaktan kurtarirken olecektim. Kabus gibiydi. Havuza gittik beraber neyse bunlar yuzme bilmeden.bizde yuzeriz havalarina girdiler benle yuzmeye kalktilar. Kenarda kiyida takiliyolardi. Bir baktim ki annem boguluyor gittim onu kurtardim sonra arkadan ciglik geldi ordada teyzem boguluyomus ona gittim onu kurtarayim derken beni dibe cekti . Dort kisiyi daha cekti dibe gerci. iki metrelik havuzun dibine oturttu resmen beni. Yaklasik otuz saniye kadar dipte kaldim yukari ciktigimda nasil yuzdugumu hatirlamiyorum bile. Gorevli gelip cigerimi kontrol etmisti. Sukur ki birseyim yoktu.
otobanda araba sürüyordum, çişim geldi sağa çektim, indim arabadan iki suladım, tam binecekken arkamdan tır 2 cm kala durdu, son sözüm ananı sikeyim oç olmuştu, tır şoförü indi tokalaştık, iki laf ettik, meğer ki tırın motoru yanmış, bilmem ağabey dedim kaçtım oradan yoksa beni tır değil şoför sikecekti malum.
Bundan yaklaşık 12 yıl önce bir gece yalnız uyuyacağım odaya karanlık fobim dolayısı ile mum ve kibrit koymuştum. Sebep: elektrikler kesilirse mumla idare edecektim. Artık nasıl hissettiysem elektriklerin kesildiğini... Uyandım baktım her yer karanlık. Korkuma yenik düşmemek için hemen bir kibrit çaktım ve yanı başımda duran mumu yaktım. Gece 2 civarıydı. O saatte mumun yanışını izlemektense uyumayı tercih ettim.
Uyandığımda yine her yer karanlıktı ama siyah dumanlardan... Babam gelmiş, beni uyandırmaya çalışıyordu. O an çok bulanık ve silik sadece çok fazla öksürdüğümü hatırlıyorum. Sabaha karşı o soğukta evden çıktık. Babam pencerelerin tamamını ve kapıları açıp yanımıza geldi. O gün ölmem an meselesiydi. Babam duman kokusunu duymasa 8 yaşında bir çocukken ölebilirdim. Ama herkesin belli bir ölüm tarihi saati hatta saniyesi bile. Demek ki görülecek günler yaşanacak şeyler varmış...
askerde nöbet esnasında geyik yapıyorduk. karşımda konuştuğum çaprazda nöbette duran silahı dolu öküz kurma koluyla oynamaya başladı * yapma etme demeden nasıl olduysa ateşlendi silahı.Namlu bir kaç santimle beni ıskaladı. rahat bir beş dakika öylece bekledik ikimizde. sonra hiçbir şey olmamış gibi devam ettik nöbete.
seneler önce eski işyeri ..klasik öğle yemeği köfte ekmek istedik , o kadar acıkmısım ki gelir gelmez nefes almadan 2 ısırık aldım önce nefesim kesildi mutfağa koştum su içmeye çalıştım olmadı , lavaboya koştum orda kusmaya çalıştım başaramadim , sonra dışarı kostum gittikçe fenalasıyordum tam bayılmak üzereydim ki arkamdan is arkadaşım sarıldı ve vurdu burnumdan içtiğim sular boğazımdan az sonra ölmeme sebep olucak o parça çıktı ..ölüme hiç o kadar yakın hissetmemistim ..tek bildiğim böyle durumlarda kalabalık içine girilmeli bunu bilir bunu söylerim ..
5 yaşında bir çocuğum efenim, o sabah uyanmışım babama, ''annem beni tek başıma dışarı çıkartmıyor'' diye isyan ediyorum babamda tamam yavrucağızım, en sevdiğim oğlum, can tanem bugün çıkarsın ama önce öğlene kadar uyu öyle çıkarsın diyor. bende o şevk ile yataga koşuyorum at gibi uyuduktan sonra uykulu uykulu, adeta xanax atmışım gibi uyanıyorum ve dışarı çıkıyorum anneme bile söylemeden. o sıralar van'daydık biz, böyle 3 metrelik bi bodrum merdiveni var apartmanımızın yanında ama üstü açık, dibinde de 3 tane yavru van kedisi oynaşmakta. mutlu mutlu geldim oturdum o 3 metre derinlikteki bodrumun eşiğine, kedileri izliyorum. gözümü kapatıp açtığımda kediye okadar yakından bakıyodum ki anca o şekilde anladım kafa üstü yere çakılmakta olduğumu, nasıl saçma bir bünyedir ki bu öyle saçma bi yerde uyuyakalabilmiş. neyse efenim ben düşüyorum kedi bakıyor, ben bakıyorum kedi kaçıyor ve ardından ellerimi bile koyamadan kafa üstü yere çakıldım. göt kedi kaçmasa belki yavaşlatıcaktı düşmemi ve bu hale gelmicektim. 12 saat sonra hastanede uyandım, kafatasında çatlak mı dersiniz beyin trauması mı dersiniz hepsi var bende. doktor beni MR'a sokucak, annemi uyarıyor; eğer kolunu bacagını oynatırsa kırık çıkar diye. çocuk aklı işte direk sol kolumu oynattım, götlük olsun kase dolsun.
iki yıl üstüste bakırköy ebuziya caddesinde ve her ne hikmetse ikisi de mayıs ayına denk gelen pazar günlerinde, çöpe konulan ses bombalarının patlama anını teğet geçtim. özellikle ikincisinde patlama anında çöpü eşeleyen kedinin bedeninden kalanların bir kısmı önüme dökülmüştü. ve ölmeden önce o kediyle gözgöze gelmiştim. mukadderat işte kedinin yerinde olmakta vardı anasını satayım.
iki üç yaşlarında ike burnuma nazar boncuğu sokmuşum amk aslında gayet net hatırlıyorum bunu yaptığımı hoşum gidiyordu bele sokuyorum çıkarıyorum kıvıra kıvıra oynuyorum sanki sümük gibi neyse bir daha sokmuşum daha da çıkmamış böyle bir kaç gün kaldı bu boncuk burnumda sonra doktorun cımbız gibi bir şey ile çıkardığını hatırlıyorum. öleceğim falan da yoktu aslında ama baya acıyordu burnum...
günlerden bir gün bisikletle yine geziye çıkmıştık. karşımıza bir kavşak çıkıverdi. bizim yoldan giderken yeşil yanıyordu halbuki. karşıya geçiyordum ki bir araba bana bir koydu 5 metre rahat uçtum. velhasıl kelam yerdeyim bir şeyim yok sandım kalktım ayağa, bir adım attım pat yerdeyim. sonra bir uyandım 3 gün geçmiş ya lan.
Ortaokul yaşındayken halk ekmek fabrikasına giderdik arkadaşlarla Ayvansaraydan edirnekapıya kadar yürüyerek. Çift yönlü otobandan karsidan karşıya geciyoruz. Ilk arayı geçtik ben oylece ikinci yola atliyordum ki ne olduğunu anlamadan arkadaşim beni en seri sekilde kolumdan tutup çekti. Oldugum yerde tur attim resmen ayni saniyr de önümden bir araba fişek gibi gecti. Refleksi azıcık zayıf olsa ben şimdi yoktum. O Kiza bildigin can borcum var.
bir yaz günü 3 arkadaş ada da bir bankta oturuyoruz. mesafe 50 metre var yok at parlamış at arabası yoldan üstümüze doğru süratle 4 nala geliyor. üstünde faytoncu da yok sanırım bir yere fırlamış. neyse biz gördük o anın şokuyla dona kaldık kendimize gelip fırlamamızın ardından fayton bildiğin bankın üstünden gecip arkamızdaki atatürk büssü'nün oraya girdi. bankın demirleri yerinden kalktı. paramparca oldu resmen.
önümüzdeki adam: vay amına koyim kovboy filimi gibi diyerek tepki verdi. istemsizce güldüm olay anında. ucuz kurtulduk.
25 katlı binanın çatısında içiyorduk. Ben 8. Biradan sonra kafayı bulmuşum. Koşarak uçacağım nidalarıyla boşluğa doğru koşmuşum. iki arkadaş son anda üzerime atlayarak dururmuş.
dün başıma gelen olaydır, karşıdan karşıya geçer iken öküzlük edip 2 metre ötedeki kırmızı ışıktaki yaya geçidini kullanmamakta ısrar etmem ve karşıdan karşıya her zamanki gibi normal şekilde geçmeye çalışmam az kalsın hayatıma mal oluyordu. tek şeritli yoldan karşılıklı arabalar geçerken, bir okul servisi sağa çekti, öğrencileri indirirken karşıya geçeyim dedim iki şeritin arasında ortada beklerken, iki taraftan da arabalar geçmekteydi, tam o sırada servis hareket etti ve yolda sollamak için yer kalmamış iken kamyonun teki, arabayı sollamaya çalıştı, solladı da fakat tam üstüme doğru geldi o sırada aklımdan neler geçmedi, bir anlık korku ve refleks ile kendimi geri attım servis ile kamyon arasında sıkıştım ve dimdik durdum, allahtan zayıf olduğum için iki aracın arasından sağ sağlim geçebildim. siz siz olun, eğer yolda yaya geçidi veya üst geçit var ise kullanın benim gibi öküzlük yapmayın.
ardahandayım memlekette max yaş 8 felan kımı diye bir ot var tadı biraz sabunu anımsatıyor ama son derece lezzetli neyse teyzemlerin bahçesinde bolca vardı atladım tellerin üstünden toplayıp yiyorum annemin çığlık seslerini duymamla irkildim arkamdaki k9 la göz göze geldim sahibini bile tanımayan ultra saldırgan hayvan bana hiç birşey yapmadı bağlı bile değildi öylece durdu bende tellerden atlayıp uzaklaştım oradan belkide benim dönüm noktam orasıydı şuan bu durum başka evrende yaşanıyor olabilir ve öteki benliklerim o köpeğin akşam yemeği oluyor kim bilir paradoksa girmeden konuyu kapatayım.
Babam vanilyalı dondurma almıştı ben löp diye yuttum bir baktım ertesi gün zehirli ishal olmuşum. Az daha gidiyorduk da direkten dönmüşüm. Yeşil kusma falan. Kötüymüş.