ilk başlarda her erkek çocuğu gibi futbolcu olabilmekti. biraz daha büyüyünce yani orta okul yıllarında iş adamı olmaya evrildi. bir fabrika açıp yanımda yüzlerce hatta binlerce insan çalıştırmak hem insanlara iş aş sağlayıp hem kendim rahat bir yaşam sürmekti. lise yılları çocukluk sayılır mı bilmiyorum ama o zamanlarda da bu düşünce devam etti. ta ki okul bitip full time çalışmaya başlayana kadar. sonrası zaten üstünde sorumluluk varken para kazanmanın ne kadar zor olduğunu, kazandığın parayı tutabilmenin daha da zor olduğunu görünce geçmişte kurulan hayallerin ne kadar masum olduğunu daha iyi kavrıyorsun. keşke hep o çocukluk kafasında, masumluğunda kalabilsek bir ömür.
Çok çalışınca tanrı bana kanat verir ve ben de uzaya kadar uçabilirim sanıyordum bunun için her işi mükemmele yakın yapma takıntım vardı daha o yaşta. Ardından bunun olmayacağını anladım ve astronot olmaya karar verdim.
Şimdi durumla tamamen alakasız bir meslek sahibi olacağım.
neredeyse hiçbirisi gerçekleşmemiş olan hayallerdir. arada tek tük şeyler oldu ama büyükleri olmadı. doksanlı yıllarda teknoloji, sinema sektörü vs bugünkü kadar gelişmemişken nasıl hayal ettiysek artık onları olacak şeyler değilmiş zaten bir çoğu *
Ben hep tanrının karısı olmayı, tanrıyla evlenmeyi hayal etmiştim küçükken. Bana aşık olabilir mi diye düşünmüştüm hep sonuçta o isterse her şey oluyormuş ya. Bu sayede evrene de dokunabilirdim. Bilmiyorum durum bu işte...
annemle babamı barıştırıp ailemizi düzeltmek. gerçekleştiremedim sözlük. bir de bunun üstüne kardeşim öldü. bunun da üstüne annem kocasını istedi beni sokağa atar gibi attı. babam olmasaydı ben hayatta değildim sözlük. peki bunları hak edecek ne yaptım ben sözlük ne yaptım!