en büyük diktatör, en büyük halk(yerine göre) en büyük ezilmiş ve aynı zamanda en büyük ezendir. Tabi ki bu baskıyı kendinden sonra gelen kuşaklara uygular, bu açıdan bir diktatördür aynı zamanda kendisi de tarih ve gelenek tarafından ezilir, çünkü kitleye ancak bu şekilde hitap edebilir. bu anlamda geleneğin yaratıcısıdır yazar; şair gibi ya da sanatçı gibi.
"Bir yazara üç noktadan bakılabilir: Bir öykücü olarak görülebilir, bir öğretmen olarak, bir büyücü olarak. Büyük bir yazar üç niteliği -öykücü, öğretmen, büyücü- birleştirir, ama onda ağır basan, onu büyük yazar kılan özellik, büyücülüğüdür..." *
her ne kadar toplumundan ayrılmadan yazması gereken tanımı hakkında yapılsa da, kesinlikle özgün bir tarz geliştirip yolunu çizmesi gereken ve düşüncelerinin üzerine titreyip, onları kağıda dökerken özenli olması gereken düşünce ve eylem adamıdır.
"her yazar, yalnız kendisi için yazar ve yalnız kendini yazar.
yazarlar her ne yazarlarsa kendilerini yazdıkları gibi,
okurlar da her ne okurlarsa kendilerini okurlar."
işi sadece yazmak olan, bunu da dil ile yapacak olan. ama biz; türkçenin iki tane kuralını bilmeyip de, "gelipte", "geliyormusun", "ankara'da ki" yazan insana "yazar" sıfatını layık görüyorsak, yazıklar olsun bize.
girdiği entrylerle sözlüğe katkı yapabilecek, başlık altına entry girebilecek kişidir. anket ya da değil, başlık başlıktır, yazar da istediğinin altına entrylerini girebilen üyedir.
sözlükte çaylaklıktan sonraki mertebedir. sözlük kurallarıan uygun entry giren çaylakların ulaştığı mertebe de denilebilir. aksi durumlarda, çaylaklık süresinin uzamasından dolayı bir türlü varılamayan mertebe olarak da adlandırılabilir. *