daha hiçbir şey bilmediğini farketmek ile birşeyler öğrenmek arasında çelişkiye düşüp, "birşeyler öğrenmek" yolunu seçerek iyi yönde gelişmiş yazarlardır.
din-siyaset-spor tartışmalarına bakış açısı.
bunlar bir üçgenin üç açısı olsa en geniş açıda olmak gerekir. yani olayların dışında durmak tavsiye edilir.**
(bkz: yeni başlayanlar için yazarlık)
en başta üslubunuzdur. yazdıkça pişersiniz, kendi pencerenizi daha iyi yontarsınız, sözlükten çıkma vaktiniz geldiğinde bir sanat eseri bile oluşturmuş olabilirsiniz. öyle yapanlar hala anılıyorlar zaten.
sonra da bilginizdir. sözlük belki de günümüz bilgi kaynakları içinde en sağlamıdır. yazılı ve görsel basının durumu içler acısı olduğundan 21.yy'ın tarafsız haberciliğini internet gazeteleri ve dolaylı yoldan da sözlükler yapmaktadır.
son olarak yazmaktan aldığınız hazdır. sözlük sizi bir sardı mı,bu hazı uzun süre tadarsınız. biraz azalırsa şöyle bir inzivaya çekilirsiniz. zamanı gelince yine devam edersiniz.
işte böyle de güzel birşeydir sözlük. darısı herkesin başına diyeceğim de fazla saçma olur *,o yüzden darısı ancak biraz yetenek parıltısı gösterenlerin başına diyelim.
daha nitelikli cümle kurma, yazı yazma, düşüncelerini ifade etme fakat eskiye nazaran kitap okumaya, film izlemeye, ders çalışmaya daha az vakit ayırmadır, benim açımdan sözlükte yazar olduktan sonra değişenler...
işin sosyal mesaj kısmına gelirsek: arada bazı yazdıklarımın beğenilmesine müteakip kimi yazar arkadaşlardan gelen; dostum bravo, süper yazmışsın, eyvallah harika olmuş türü yazıları güneş görmeyen kimi uzuvlar kalkmadan kabul ettiğim, kendimi bozmadığım sürece geri kalan hiç bir değişimin sorun olmayacağını düşünmekteyim.
neredeyse sözlük ile ilgili düşünülen her şey zamanla değişir. ilk gözlemlerin saçma olduğu anlaşılır falan.
şimdi ben de sözlükte yazar olana kadar sözlüğü gözümde nasıl büyüttüysem artık allahım ne kadar zeki insanlar falan diyordum. şukela entryleri okudukça hayran kalıyordum sözlük yazarlarına.
yazar oldum büyüsü kaçtı.
değil çok zeka olmak, zeka kavramına sahip olup olmama konusunda şüphelerim var artık. gerçeği zamanla fark ediyor insan.
-abi hani tanıştıracaktın beni zeyneple nerde kaldı oğlum??
+hah geliyor hazır ol!
/merhaba mustafa ben zeynep nasılsın?
+ne yapayım işte sözlük yazarıyım her daim bir pozitiflik bir espri yapma ayar verme arzusu kamçılıyor ruhumu derindeeen derinden.
/anlamadım?
+harun abi vazgeçtim bu kız da benim kültürel ağırlığımı kaldıramayacak yok mu kardeşim şöyle oturup laf edebileceğim kalitede bayan.
-abi seda var ekşi sözlük yazarı o da.olur mu??
+he öyle mi ne güzel.........yok ya tadı kaçtı ekşinin neyse ben kaçtım sonra görüşürüz....
evet sevgili okurlar yazar olduktan sonra aynı abazalıktan ve amelelikten şaşmayıp kendini kültürlü tanıtmaya çalışan mustafanın hazin öyküsünü izledik daha doğrusu okuduk..başka bir hikayeyle tekrar gelmek üzere...
bir (bkz: )hastalığıdır gidiyor, hadi bakalım nereye? insan otomatikman herkese heryerde bkz vererek cevap vermeye başlıyor...
(bkz: sözlük yazarlığı)
beslenme alışkanlı ilk değişenler arasındadır, kimse inkar etmesin... tüketilen sigara ve kahvenin artması, telefon faturalarının azalmasıdır. bir bakarsınız arkadaşlarınızla geçirdiğiniz süre de azalmaya başlamış...
(bkz: roman yazarlığı)