otobüslerde, dolmuşlarda bir klasik vardır. araç tıka basa dolmuştur ama şoför hala yolcu almaya devam eder. otobüsten birisi seslenir "yeter kardeşim daha ne yolcu alıyorsun" diye. halbuki o kişi dışarda olsa ve otobüs durmasa şoföre ana avrat küfredecektir. öyle işte.
20 milyon liraya dayana bir cirosu olan sözlükte, zall'ın yapamayacağı şey. yapamaz güzel kardeşim, yapamaz bunu. ama yapsa ve de uzun süreli olarak yazar alımını kapatsa, sözlük kendi içinde bir dengeye oturur. en basiti, fake hesapların önü kesilir. adeta "silin beni" der gibi bir şeyler yazanlar da kendilerine belki hakim olur. bu kadar basit aslında.
hadi kapatmıyorsun yazar alımını, anladık. peki yazar alım politikasını neden gözden geçirmiyorsun? 100 karakterin üzerinde6 entry giren herkesin yazarlığını onaylanıyor. bunu biraz zorlaştır mesela, ne bileyim ortalama 500 karakterle yazmalı yazar olmak isteyenler. bakıyorum yeni tasarım sayesinde çaylakların yazdıklarına, hepsi tek cümlelik şeyler ve genelde anket oluyor. ama biz ne kadar yazarsak yazalım bunu yapmayacak yönetim. biz portakal istiyoruz, onlar "bizde elma var" diyor. orta vadede sözlük ergen yuvasına dönecek. bu bir gerçek.
bizzat moderatörlerin sol frame'i hareketlendirmek için fake hesapla yazdıklarını söylüyor yazarlar. daha ne diyelim.
burayı ekşi yapmaya kasmak nedir ben anlamıyorum arkadaş? bu neye benziyor biliyor musun?
cadde üzerinde çok iyi bi kahveci var. markası a. yanına b kahvesi açılıyor. siz diyorsunuz ki ben b'den alayım ama a'nın aynısı olsun. kardeşim gidip a'dan al o zaman. aynısı olursa neden b'den alsın insanlar?
şimdi de diyeceksiniz ki "iyi de a'dan alacak durumumuz yok". ee benim saf kardeşim a'yı a yapan da o zaten.
bu tip bir şey yapmak, alımı durdurmak, seviyeyi yükseltmek falan hikaye. zall'ın bunu yapması için geri zekalı olması lazım ki değil.
ulu, ekşi ile inci arası bir yerdir. adamın stratejisi bu. boşa kürek çekmeyin valla üzülüyorum şu halinize. makul olun lan!
ekşiye üye olup altı ay sabırsızlıkla bekleyip yazar oldum, buraya üye olup ertesi gün yazar oldum. durum gerçekten çok vahim ve aklıma demek ki araştırılmadan her önüne gelen yazar yapılıyor gibi bir varsayım geliyor ve soğuyorum buradan, kalite mühim.
ilk oyum sarıgüle diyen 18'e basanlar, günlük 30 liraya trollük yapan sözde aklar, sözlüğü ocağa çeviren milliyetçilikten bihaber milliyetçi hareket partililerin daha fazla yüklenmemesi adına seçim dönemlerinde yapılması gereken kampanyadır. beni de siyasete bulaştırıyorlar zorla.
ne yazar alımı ne de yazar denetimi çözüm değildir. sözlük formatı artık zamanını doldurmuştur. bütün sözlük ortamları kısır döngü içinde anlamsızlıklara doğru artan bir ivmeyle savrulmaktadır.
Yazar alımı kapatılınca -dikkatinizi çekerim- "hiç kimse" kayıt olamaz. Bu, iyi ve kötü hiç kimsenin kayıt olamayacağı anlamına gelmektedir. Yani, kötüleri uzaklaştırmak isterken iyiler de etkilenir. Yani, kurunun yanında yaş da yanar.
harika bi çözüm yöntemi. yazar alımını kapatınca deve kuşu misali kafamız toprakta her şey hallolmuş sanıcaz.
öyle olmuyor işte. sen yeni üyeyi hop diye yazar yaparsan sıkıntı çıkar. durdurmak çözüm değil, çözüm olarak da bahsetmeyin şundan.
gidin adamlara ter döktürün, ayıklayın. mesela zall beni 3 saatte yazar yaptı. ama kızmıyorum neticede harika bi şeyim ne de olsa.
ama herkese yapmayın bunu.