her cocuğun hayali olan şeydir yaz tatilinde köye gitmek.
ben de gitmiştim vakti zamanında köye tatile. dün gibi hatırlıyorum nasıl unutabilirim ki ben de büyük anılar, büyük sevinçler ve büyük üzüntüler bırakmıştı.
ilk okulu birinci olarak bitirmiştim. normalde hersene izmir ahmet beyliye giderdik yaz tatili için. ama ben mutsuz olurdum çünkü; bütün arkadaşlarım erzuruma köye giderdi, ben izmir ahmet beyliye. tabi tatil bitince arkadaşlar arasında muhabbetler açılırdı, hep bir eziklik yasardım.. onlar birlikte yaptıkları şeyleri anlatırlardı, futbol oynamayı, agaçlara çıkmayı, çobanlık yapmayı, pikniğe gitmeyi, büyüklerin yanında ava gitmeyi falan anlatırlardı ağzımdan salyalar akarak dinlerdim onları çok da kıskanırdım. o sene ilk okulu birinci olarak bitirince babama dedim ''baba hiç köye tatile gitmedik bu sene köye tatile gidelim'' babam sıcak yaklaştı olaya ve köye tatile gitmemiz kararlaştırıldı. * tabi çok heyecanlandım çok mutlu oldum olm köye gidiyordum boru değil. hayaller kurmaya başlamıştım futbol oynayacaktık kimse kızmadan, ağaçlara çıkacaktık istediğimiz meyvayı ağaclardan koparıp yiyecektik kimse kızmadan falan. ohoo daha bir ton şey tabi 10 yaşında insan sınır tanımıyor. *
neyse gün geldi çattı trenle köye gitmeye karar verdik. cünkü köye hiç gidilmediği icin köyde ki ev harabe durumda ve hic eşya yoktu mecburen izmirden eşya götürdük. yolculuk 3 gün sürmüştü hayatımın en güzel 3 günüydü diyebilirim neler olmadı trende ki. 2 kere trenden düşüyordum 1 kerede tren durduğunda babamlara haber vermeden indim ve az daha treni kaçırıyordum falan. 3 gün boyunca hep köyü düşünüyordum falan. tren erzuruma vardı ** trenden indigim de hafif bir hayal kırıklığı olmuştu pek yeşil alan yoktu falan babam dedi ''köye gidelim orası güzel burası erzurumun içi ondan boyle''. neyse köye gittik. 1 hafta başımı kaldıramadım yataktan hastalık yüzünden. hava degişimi olmus falan 1 hafta hiç birşey goremedim. sonra iyileştim dışarıya cıktım ve tam bir hayal kırıklığı. ulan nerde yeşillikler nerde ağaclar nerde doğa her yer sap sarı kurak ağac desen tek tük. arkadaşlara dedim lan hani nerde top oynuyorsunuz? gotürdüler saha yamuk lan bayır arasında. tamam yesil cim saha ama yokuş aşağı topu bırakıyorsun kendi gol oluyor lan zaten. sonra hayallerim büsbütün yıkıldı. ağaçlara çıkıyoruz milelt peşimizden kosturuyor ''veletler dalları kırdınız'' diye. lan ben izmir de ağğaçlara çıkardım daha az kızarlardı. ne lan bu binlerce ağaç var zaten iki dal kırılsa ne olur kalbimizi kırmaya değer mi? tabi güzel anılarım da oldu arkadaslarımla cok eglendik herseye ragmen gölde yüzmeye gittik balık tutmaya gittik güzeldi yani. ağaçlara ne olursa olsun çıktık bostan talan ettik * falan. tabi yaz bitti biz bir ava gidememiştik tek isteğim bir ava gitmekti ama bir türlü bizi götürmüyorlardı küçüğüz diye. izmire dönmemize 1 hafta kalmıştı. mehmet diye bir arkaaşım vardı. erzurumda kalıyordu orda tanışmıştık cok iyi arkadaş olmuştuk. bütün gün beraber oynardık bana çapan sallamayı orak kullanmayı tırpan atmayı oğretmişti. onların evinde silah vardı ama bizi gotürmüyolardı büyükler. bu arkadaşım evinden babasından gizli silahı almış geldi yanıma Damdaki deli evden silah aldım ava gidelim mi? diye sordu ben de hic düsünmeden kabul ettim tabiki. gözlerimi açtıgımda hastanedeydim yanımda annem babam bana bakıyorlardı. sanki birisi beni yatağa baglamıştı hareket edemiyordum. Ne oldu? diye sordum. kaza dediler. annem ve babam gülmeye öalışıyorlardı. ben gercekten güldüm yani pek önemli degil benim için hayatın zorluklarına alışkındım o yaslarda bile. ayaklara ihtiyacım yok beynim bana yeter... boyle bir köy tatili anım işte kimine göre pek güzel olmayan bu olay bana her zaman keyif vermiştir. istedigim birseyi yaparken bir kaza gecirdim ve hayatım degişti. bunun zorluklarını yaşadım hala da yaşıyorum ama yaşamaktan hic bir zaman bıkmadım. yaşam tüm zorluklarına rağmen güzel hayat bir şekilde devam ediyor. ağlayıp sızlasakta hayat aynı hayat bir değişime uğramıyor. ağlayışlarımız o hayatı daha zor yapıyor sadece o kadar. yani zorluklar ile birlikte yasamayı öğrenmemiz gerekiyor. su anda hayatımdan oldukca memnunum. bu yasıma geldim * yapmak isteyipte yapamadıgım şey içimde ukte kalmış hic birsey yok. dediğim gibi ayaklara ihtiyacım yok beynim bana yeter... **