eriyik durumdaki sakızın, yerle ayakkabı arasındaki bağı kuvvetlendirmesidir. sinir edicidir. ayağınızı yere sürte sürte gitme ihtiyacı hissedersiniz. ne kadar temizlerseniz temizleyin etkisi uzun süre devam eder.
antalyada başıma gelmiş tiksinç bi durum olmakla beraber atan kişiye bolca küfür edildikten sonra bi hafifleme gelsede 10 gün o sakızı çıkartmayı başaramamış olmanın insanı yinede çıldırtmasına yol açan durumdur.
Hayatta, hiçbir şey soğutmaz beni hayattan, ayakkabı altına yapışan sakız kadar. insanın aklından yaşama dair bütün o güzel tanımlamaların uçup gitmesine sebep olur ayakkabının altına yapışan sakız. Bir yapıştı mı kurtuluabilene aşk olsun. Artık sündükçe süner kurtulmaya çalıştıkça daha bir lanet edersiniz o sakızı oraya atan andavala. Ulan kardeşim, madem çiğniyosun bu mereti -zaten eminim çok da çirkin çiğniyorsundur,hani "cak cak" bu modda. - niye yere atıyorsun? Niye beni bütün insanlığa karşı kahrettiriyorsun? Neden yapıyorsun bunu zangoç?! Ulan seni bir yakalasam, o sakızı götünde şişirtip patlattırmasını da bilirim. (Başkasına şişirtirim olm ben niye şişireyim?) neyse. Demem o ki, yere sakız atan insanımsı mahlukatlar, çöp diye bir şey var. Her şeyi geçtim yutun lan sakızınızı. Mideniz çöpten farksızdır sizin zaten.
hasss... diyerek karşılanacak durumdur. gerçekten berbattır. her adım attığınıza vıccık vıccık yere yapışır o ayakkabı, her adımda biraz daha sinir olursunuz. hele bir de kızılayın orta yerinde yapışmışsa ve sesli bi şekilde hass.. diyerek herkesin size noooluyo lan diye bakmasına neden olduysa o sakız, daha da sinir bozucudur.
En nefret ettiğim durumlardan biridir. O sakızı pis ağzıyla tükürenin yedi ceddi o sinirle ağzımdan çıkan küfürden nasibini almıştır. Temizlenmez ya bir de, yapıştıkça yapışır, dağılır, dolanır. Attığınız her adımda erimiş halde bulunan sakız bir de yere tutunur. Yere sürtersiniz, yapıştığı alan genişler. insanın yaşama hevesini söndürür, mutluluğunu kurutur.
