iki kaşın arasından hırçın ırmaklar akar
taklacı kuşlar uçuşur menevişli gözlerde
yanakları gül, gülü nisan yağmurları kokar
beni yoran yollarda o nazlı ceylan
seker kayalarından başı sisli ida'nın
yüreğimde bir meşale koşarım peşi sıra
yaz önünde rastladığım bir dağlı kızın
Işıktan yelpazeler serinletir tenimi
türkülerle uğuldar aşağıda bir deniz
bu tabloya kan yakışmaz ya aklıma düşer
Akhillius'un Hektor'u aşk uğruna biçişi
Troya'da at oynatan savaşcı süvariler,
ille de Helene'nin ağıdı yüreğimi deler
koynunda sabahlarım köpüren rüzgarların
Son etabını koştuğum ömrümün yarışında
düşlerimi yakıyor Kybele'nin ak kalçası
tapınakları tükeniyor yeryüzünün
içtikce ayılan Bakkhos'a dönüyorum yüzümü
incecik topuklarıyla yeri döven kadınların
göğüslerinden akan şaraba çağırıyor beni,
dalları basıyor bahar, çiçekler allanıyor
her kımıltıdan bir aşk izi kalıyor geriye
dağ sularıyla yıkanıyorum dağlı bir kızın gözlerinde. **
halı saha ya da mahalle maçlarında, gol pozisyonuna giren ya da uzaktan şut çekmeye hazırlanan oyuncuyu galeyana getirmek için takım arkadaşı tarafından söylenen söz.