17.
millet yaz aşklarına yelken açarken senin sap gibi dolaşman.
16.
yolda yürürken aniden bastıran, insanı savunmasız yakalayan yağmur.
15.
saat akşam 7'ye kadar günün iptal olması.
13.
öğlen sıcağında evde oturmaktan başka bir şey yapamamak.
12.
yazın yarısının ramazanla geçmesidir. sıkışmış festivaller bütçeyi sarsacak olmasından gidemedikleriniz içinizde patlar.
11.
uyku düzeninin bozulması. başlarda geç saatlerde yatıp öğle saatlerinde uyanmaya heves edilse bile bir noktadan sonra can sıkıcı olabiliyor.
10.
güneş yanıkları, nemle birlikte gelen isilik.
(bkz: isilik )
9.
ramazana denk gelmesidir.
8.
klimasız ve havalandırmasız toplu taşıma araçlarındaki muhtevası henüz tam olarak bilinemeyen o enfes kokulardır.
7.
sıcak ve nemden terleyip, vıcık vıcık olmak.
6.
Sıcakta dışarı çıkamamak.
Gece tuvalette ışığı yaktığınızda karanlık arayan karaböcek.
5.
hele kı antalyada ısenız, sıcaktan dısarı cıkamamak, cıksan da sadece kapalı mekanlara gıtmek ve bır sure sonra da oradan da sıkılmak. yıne sıcaktan sadece sabahın erken saatlerınde denıze gırebılmek. ve aylarca bekledıgın yaz tatılının evde sıkıntıdan patlayarak gecırmek..
ve not : ki kısın ben artık sıkılmak ıstıyorum derdim. al işte *
4.
diğer mevsimlere göre daha kısa bir zaman dilimi gibi gelmesi.
3.
yazlığa giden sevgilinin, neler yaptığını bılememektir.
1.
sıcaklar nem sıkılmak vs. değil. 'eline kahveni sigaranı alıp denizi seyredememek'