ev geçindirmek zorunda olan herkesin dar durumdayken yaptığı şeydir. ayakkabının altı deliktir, yağmurda suyu olduğu gibi içeri alır ama "hele bu kışı da bir atlatayım" diyerek yeni bir ayakkabı alamazsın. borçların vardır çünkü. kış atlatıldıktan sonra havalar sıcaktır, "ohh mis gibi yaz. yaz bitsin kışa doğru alırım yeni ayakkabı" dersin. bu genelde böyle sürer gider. biraz ferahlayıp ele para geçince en kalitelisinden bir ayakkabı satın alır yıllarca giyersin.
bu durumu babandan görürsün ama çocuk aklıyla olayın farkına varmazsın. çünkü baban sana her zaman yeni ayakkabı almıştır. evlenirsin, çocuğun olur, sıra sana geçmiştir. artık sen çocuğuna yeni ayakkabı alıp kendine hiç almıyorsundur.
yıllar önce ailem çok üzülürdü ayyakabı parçalayınca ben. bir gün ankaragücünün seçmelerini kazanıp basketbola başladığımda annem bana çok şık bir mike * ayakkabı almıştı. onu alırken cebindeki son parasını vermiş kredi kartı borcları olmasına rağmen bana ayakkabı almışlardı. çok üzülmüştüm farkedince, ama söyleyemedim onlara geri götürsünler diye. çocuk aklı işte sevmiştim ayakkabıyı. hala aynı spor ayakkabısını giyiyorum. ayak numaram değişmedi çünkü. iyi ki değişmemiş. bir kez daha teşekkür ederim ailem.
Sırf Burs ve Öğrenci kredisi ile geçinen üniversite öğrencisinin durumudur. O tek ayakkabısı eğer ki kışlıksa yazın ayakları pişecek, kışın rahat edecek, Yada tam tersi ise kışın ayakları buz kesecek, yazın rahat edecektir.
aile bütçesini denkleştirmeye uğraşan erkeğin içinde bulunduğu durumdur. sadece bir ayakkabı hakkı vardır o da hem yaz hem de kışın giyilen cinsindendir.
