istanbul denen şehirde oldukça sıradan olan şey. yahu dün çıktım dışarı akşam, üzerime hırka almadım ama allahtan şemsiyeyi yanımdan ayırmam. ıslanmadım ama üşüdüm. burun deliklerim tıkalı şu an. bugünse şapkasız dışarı çıkamıyorum. en uzun giyebileceğiniz şey şort. bakalım birkaç saate neler olacak? hortum mu istersin, dolu mu, fırtına mı? *
berbat ötesi durum.
"allahım sana geliyorum" diyerek başlıyorum.
geceleri uyutmayan öksürük krizlerinin ardından bir de hasta oldum bugün.
klimaya düşman bakışlarla bakıyor ama vazgeçemiyorum serinletici etkisinden.
ofistekiler benden kaçıyorlar; biri "denize gitcem haftasonu sakın bana bulaştırma" diyor, bir diğeri de "çocuğum var" diyor.
hayata küstüm şu an.
huysuz edit: ıhlamur iç diye mesaj atana telepati yoluyla meşe odunu var. hastanın telepatisi de kabul olur bak bulaşmayın uleyn.
grip versiyonu kış mevsiminde olunandan çok daha ağırdır. yaz gribi sizi öyle bir zamanınızda yakalar ki; bütün yaz planlarınız ve tüm sene biriktirdiğiniz hayaller alt-üst olur.
