başından beri ihtimal değil gerçek olan fakat bir şekilde unutturulmaya çalışılan vakadır. bu olayın bir suikast olduğu; henüz helikopterin düştüğü ilk gün bir çobanın çıkıp da, bu bölgede turkcell' in çektiği tek bir yer var demesine rağmen inatla o bölgeye arama kurtarma ekibinin gönderilmemesi ile benim gözümde kesinleşmişti.
ihtimalin güçlenmesi gibi bir ihtimal yok çünkü zaten bu bir suikast idi. canlı kurtulan kameramanın öldükten 1 gün sonra cesedine ulaşılması tesadüf olamaz. adam yalvarıyor yakarıyor, beni kurtarın diye ama herkes gördü nasıl bir kurtarma operasyonu yapıldı.
bu suikastta devletin bilgisi olduğuna eminim. devlet skandalın ortaya çıkacağını anlayınca suçu askerlere atmak için düğmeye basmıştır. aklıma birden bire israil in bu suikasttan haberi olduğu ve bunu ifşa edeceği gerçeği geldi. ama bence asıl suçlu, ermeniler istedi diye muhsin yazıcıoğlu nu öldürenlerdir.
yazık oldu bu ülkeye, tam kontrol amerika nın altındayız.
ergenekon sürecinin seyrini değiştirecek açıklamalarda bulunacağını söylemesinden kısa bir süre sonra helikopteri düşen yazıcıoğlu'nun kaza kurbanı olduğunu söylemek büyük bir saflık olur, ya da iyi niyet yoksunluğu da diyebiliriz. peki o zamanlar tayyip yaptırdı diyenler, helikopter başında parça söken askerleri görünce biraz olsun utanmışlar mıdır? ergenekon ifşaatı yapacak bir lider hakkında tayyip öldürmüştür yorumunda bulunmak ne kadar gerçekçi, ne derece mantıklıdır?
Muhsin Yazıcıoğlu'nun Türk siyaset hayatındaki yerinin "sıfır"a yakın olduğu düşünülünce kimsenin böyle uğraşlara girmeyeceğini düşündüğüm komplo hikayesi.
Edit: Eksileyen arkadaş rahmetlinin ne gibi bi fonksiyonu olduğunu, neler başardığını, ne gibi harikulade işlere imza atıp partisini veya Türkiye'yi nerelere yükselttiğini açıklarsa ben de memnun olurum çünkü dediğim gibi "sıfır"a yakın. Bilmemek değil öğrenmemek ayıp derlermiş öğretirse sevinirim.
not: buz gibi suikast, hala aksini inkar edenler solcu geçinen bağnazlardır. seversiniz sevmezsiniz ama doğru söze 'doğru' demeyi bilmiyosanız bir hiçsiniz.
