türkiye'de yapılanı, ülkenin geldiği noktayı açıkça göstermektedir.
17 aralık yolsuzluk süreci sonrası gelen yayın yasağına kadar belki birileri hala bu hükümete güveniyorduysa bile artık bitmeli. eğer bitmiyorsa zaten bu halkın artık kardeşçe ve barışçıl bir şekilde yaşamamız imkansızdır.
musul olayı konusunda medyaya yayın yasağı getirilmesi, açıkça olan bitenleri sümenaltı etmeye çalışmaktır. ve akp seçmeni hala " ehe tayyip" diyorsa, allah onların da belasını versin. elimde imkan olsa bu ortadoğu komşusu içi karışık cennet vatanımı terkeder giderim bu örümceklere, çünkü onlar kalabalıklar ve bu cehaletlerinden mutlular, ölenleri, kaçırılanları kendilerinden saymıyorlar. çünkü bu devlette başına devlet tarafından herhangi birşey gelen direk devlet tarafından ötekileştirildiği için, "kendilerinden" kimseye birşey olmuyor.
şöyle bir hikaye anlatmak istiyorum, bir boca juniors taraftarı, öldüğünde river plate bayrağı ile gömülmek istediğini söyler, etraftakiler aptallar tabi.
der ki; " river bayrağı ile gömülürsem, bizimkiler bir riverlı ölmüş diye sevinir"
işte sevinen akpliler, bocalıya river forması giydirenler ise oy verdikleri kaypaklar.
demokrasiyi sadece sandığa gidip oy almak sananların uyguladıkları yasaktır. işine gelince halkın seçimine saygı duy derler birde. halkın seçimi sadece sandıkta olan bir durum değildir, her alanda seçim devam eder. sen işine gelince halkın kararına saygı duy diyeceksin ancak kişinin kendi haberini kendi kaynağından almasına yasak getireceksin. bu demokrasinin iki yüzlü kullanılmasıdır.
17 şubat 2016 ankara'da meydana gelen patlamaya getirilmesi beklenen yayın yasağıdır.
"aman şşşşt kimse duymasın, milleti huzur gelecek diye kandırdık şimdi patlama falan karıştırmayın ortalığı" yasağıdır.
aylar önce onbinlerce yolcunun kullandığı, ülkenin en büyük üçüncü havalimanı sabiha gökçen'de bir patlama oldu ne olduğunu bilen var mı? şşşt yayın yasağı.
edit:an itibariyle gelmiş yasaktır, arkadaş bir kere yanıltın bizi be, bir kerede acaba mı diyelim içimizden.