israilin siyaset anlayışının adı olabilir. lakin olaylar karşısında takındığı tavır için yavşak kelimesi bile çok masum kalabiliyor bu ülke için. bunu anlayabilmek için bugün ki gazetelere şöyle bir göz atmak yeterlidir.
--spoiler--
israil'in dışişleri bakanı avigdor lieberman, türkiye'yi sert önlemlerle "cezalandırmak" istiyor. bu çerçevede israil, yahudi lobisinin güçlü olduğu abd'de ermenilerle işbirliği içine girecek ve terör örgütü pkk'ya askerî yardım teklifinde bulunacak. lieberman'ın planları arasında, "işbirliği yapmak ve mümkün olan her alanda destek vermek için" pkk'nın avrupa'daki elebaşıları ile görüşmek de var.
--spoiler--
daha bundan sadece bir kaç sene önce dostluk mesajlarını verirken etrafa gülücükler saçan bir tutumları varken, orta ölçekli bir anlaşmazlık sonucunda pkk gibi bir terör örgütüne işbirliği ve yardım teklif etmeyi düşünecek (yakın zamanda da eminim uygulamaya sokacak) kadar aşağılık bir politika izleyen bir ülkedir israil. hal böyleyken aklıma çok sevdiğim bir atasözü geldi. iki şey halkın önünde yapılmaz çünkü mide bulandırıcıdır der fransızlar, birincisi sosis imalatı ikincisi de siyaset. ben bugün gazetelerde bu haberi okurken gerçekten midem bulandı.
türkiye'nin suriye'ye sırt çevirmesiyle belki eşdeğer olabilecek siyasettir. daha birkaç ay önce tayyip erdoğan esad ile kardeşçe pozlar çektiriyordu, her türlü yardımı yapacağına dair sözler veriyordu,esad ile aralarında hiçbir problem olamayacağının sinyallerini veriyordu her gittiği yerde. sonra noldu? bop'un bir ayağı uygulamaya konuldu ve tayyip erdoğan o çok sevdiği esad'ına sırtını döndü ve suriye'deki rejimin devrilmesi için en ateşli savunucu oldu. tayyip erdoğan'ın siyasetinin nerden ithal edildiği de belli olmuş oldu. kimse bu hareketi tayyip erdoğan'ın siyasi zekasına falan yorumlamasın lütfen. bir miktar objektif olun. libya'ya da aynısını yaptık biz. nato bizden asker istediğinde libya'ya girmek için, "olmaz vermeyiz veremeyiz" dedik, sonra noldu? birkaç hafta sonra bizim askerler libya'ya gitti. e şimdi nerde kaldı dik duruş, nerde kaldı bağımsız politika izlemeler? ben muhalefetçilik oynamıyorum, bu muhalefetten bi bok olmaz zaten o ayrı mesele. benim karşı çıktığım akp'nin karşı çıktığı veya onaylamadığı her şeyi sorgulamadan eleştirenler ve bunu sözlükte yazanlar. belki bu dediklerimden haberdar değillerdir diye de objektifimsi bilgiler vermeye çalışıyorum. tamama akp'li olmadığım aşikar bu yazdıklarıma bakılınca. ama diğer partilerin sempatizanlığını yapmadığım da aşikar. ha nerde kalmıştık, tayyip erdoğan bir şeyler yapmaya çalışıyor kendi başına ama abd çıkarı söz konusu olduğu zaman veya başka dış güçlerin menfaatleri söz konusu olduğu zaman dümeni tersine kırmak durumunda kalıyor. en basit ve yakın iki örnek sundum sizlere, libya ve suriye. bop eşbaşkanı iken tek başına bir şeyler uygulamaya çalışması böyle sonuçlar doğuruyor mecburen. sonra israil'in izlediği politikayı kanıtsızca eleştirmek kolay oluyor tabii. bir de bu bizim israil'e uyguladığımız yaptırımlara inananlar var. füze rampalarını ülkemize yerleştirmelerini kabul ettikten sonra israil'e karşı bir tutum sergilemenin neresinde dürüstlük?