Doğu seferleri ile osmanlı hazinesi 8 yıllık kısa bir sürede tamamiyle doldurmus olan, kimi tarihçilere göre osmanlı'nın en parlak donemine liderlik etmis padisahtır.
Yavuz mısır'ı fethettiğinde anlatılanlara göre orduyla birlikte tüm şehir halkı kılıçtan geçirilir,kadınlara tecavüz edilir.Nerdeyse şehirde yaşayan bir avuç insan kalmıştır onlar ise şehre yakın bir yerde saklanmış ve osmanlı ordularının gitmesini beklemektedir.Osmanlı ordusu geri çekilmiş gibi yapar,böylece saklananlarda şehre dönecek ve katledilecektir(bu bir moğol taktiğidir;hatta moğollar bir şehri ele geçirdiklerinde sivillerle birlikte hayvanları da öldürüyorlardı)Ordu geri çekilir ve şehre geri dönenlerde katledilir.
(bkz: tarihe objektif bakabilmek)
anadoludaki en büyük türkmen katliamını gerçekleştirmiş osmanlı padişahı. (bkz: tarihsel gerçekler)(bkz: herşey resmi ideolojinin tarih dersinde anlatılan gibi değil)
osmanlı nın en büyük padişahlarından biridir. kanuni ye 'muhteşem' sıfatının takılmasını sağlayan orduyu bizzat kurmustur. cok kısa süre oturdugu tahtta imparatorluk sınırlarını (bildigim kadarıyla) 2 ye katlamıstır. belki de bir 5 sene daha yasasa kanuni nin ulastıgı sınırlardan cok daha fazla fetih yapabilecek padişah(mış)..
En sevdiğim iki türk hükümdarından birisidir, diğer örnek Attila gibi gösterişten uzaktır. Kendisi şii-sunni çatışmasını önledi diye katil olarak anılır kimileri tarafından.
8 yıllık saltanatında harika işler yapmıştır, tam yüzünü batıya döndüğü anda hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Bazı faşistler tarafından kürtler aleyhine şiir yazdığı iddia edilmektedir. (bkz: kıçından sallamanın en güzel örneği)
Evet şairdir, kumandandır, padişahtır, halifedir. Ve tüm bunları layığıyla başarmıştır.
ilme çok değer verdiğini anlatan menkibeler de mevcuttur.
Vefât etmeden bir müddet önce yanında bulunan Hasan Can; "Sultanım Allahı hatırlamak zamânıdır." deyince Yavuz Sultan Selim Han:
"Lala, Lala bunca zamandan beri bizi kiminle biliyordun. Cenâb-ıHakka teveccühümüzde bir kusur mu gördün?" buyurmuş ve Yâsin-i şerîf okumasını istemişti.
Kendisi de onunla birlikte okurken rûhunu teslim etmiştir.
osmanli imparatorluğunun en güçlü dönemi bilinenin aksine deil kanuni dönemi deil yavuz sultan selim dönemidir. hazine agzina kadar dolmus her alanda zirve zorlanmistir. kanuniyede bu hazineyi har vurup harman savurmak kalmış öylede yapmıştır. hatta kanuninin son dönemleri için osmanlinin duraklama dönemi başlangıcı denilebilir.
hayran olduğum iki padişahtan biridir aynı zamanda. bir diğeri için (bkz: fatih sultan mehmet)
mısır 'ı fethettikten sonra halkın huzuruna çıkıp şunu diyen büyük osmanlı padişahı:
"ey mısır tebam! ben şimdi gidiyorum ama arkamda oniki yeniçerimi ve bir valimi bırakıyorum. eğer ki bu kullarımdan birinin bir tek kılına zarar verirseniz bizzat ben geri gelirim!"
yakın tarihe kadar mısır yüzyıllarca kuzu kuzu oturmuştur. *
ayrıca tek sakalsız osmanlı padişahıdır. kendini yeniçeri olarak kabul ettiği için sakal bırakmamıştır.
yaptığı seferlerden sonra hazineyi ağzına kadar doldurup kapısını mühürlemiş, sonra da şöyle bir vasiyette bulunmuştur. vasiyeti topkapı müzesinde de yazılıdır.
benim altınla doldurduğum hazineyi, torunlarımdan her kim doldurabilirse kendi mührü ile mühürlesin, aksi halde hazine-i humayun benim mührümle mühürlensin.
--spoiler--
... Fatihlerin en zalimi olan Selim üzerine yazılanları okurken şaştım: Mısır' ı aldığında Şam şehrini bolluk ve güzellikle saran eşsiz bahçelere askerlerinden hiçbirinin eli değmemiş; hem de kapalı değil açık oldukları halde.
--spoiler--
Türk ordularındaki disiplin
Montaigne-Denemeler
s:345
cem yayınevi/30.basım-temmuz 1999
Yavuz Sultan Selim 10 Ekim 1470 günü doğdu. Babası Sultan ikinci Bayezid, annesi Gülbahar Hatun'dur. Gülbahar Hatun Dulkadiroğulları beyliğindendir. Yavuz Sultan Selim, uzun boylu, geniş omuzlu, kalın kemikli, omuzlarının arası geniş, yuvarlak başlı, kırmızı yüzlü, uzun bıyıklı ve yiğit bir padişahtı. Sert tabiatlı ve cesurdu. Kuvvetli bir ilim tahsili yapmıştı.
Babası Sultan ikinci Bayezid, padişah olduktan sonra, askeri sevk ve devlet idareciliğini öğrenmesi için, Şehzade Selim'i Trabzon Sancağı'na tayin etti. Şehzade Selim, Trabzon'da devlet işlerinin yanında, ilimle uğraşır ve büyük alim Mevlana Abdülhalim Efendi'nin derslerini takip ederdi. Trabzon'u çok güzel idare eden Şehzade Selim'in bu arada komşu devletler de ilişkisi oldu. Valiliği sırasında Trabzon halkını rahat bırakmayan Gürcüler üzerine üç sefer yaptı. En önemlisi olan Kütayis seferinde Kars, Erzurum, Artvin illeri ile birçok yeri fethederek Osmanlı topraklarına kattı (1508). Buralarda yaşayan Gürcülerin hepsi müslüman oldular.
Çok güzel ata biniyor, devrin en meşhur silahşörlerini alt edecek kadar iyi kılıç kullanıyordu. Güreşmekte, ok ve yay yapmada üstüne yoktu. Harpten hoşlanmakla beraber çok ince bir ruha da sahipti. Çok mütevazi bir kişiliğe sahip olan Yavuz Sultan Selim, her öğün yemekte tek çeşit yemek yerdi ve ağaçtan tabaklar kullanırdı. Gösterişten hoşlanmaz, devlet malını israf etmezdi. Babasından devraldığı tatminkar hazineyi ağzına kadar doldurdu. Hazinenin kapısını mühürledikten sonra, söyle vasiyet etti: "Benim altınla doldurduğum hazineyi, torunlarımdan her kim doldurabilirse kendi mührü ile mühürlesin, aksi halde Hazine-i Humayun benim mührümle mühürlensin." Bu vasiyet tutuldu. O tarihten sonra gelen padişahların hiçbiri hazineyi dolduramadığından, hazinenin kapısı daima Yavuz'un mührüyle mühürlendi. Yavuz Sultan Selim, ataları hep sakal uzattıkları halde sakalını keserdi. Bunun sebebini soranlara "Sakalımı ele vermemek için kesiyorum" dediği rivayet edilir. Bir kulağına da küpe takardı. 22 Eylül 1520'de "Aslan Pençesi" denilen bir çıban yüzünden henüz 50 yaşında iken vefat etti. Hayatının son dakikalarında Yasin-i Şerif okuyordu. Kanuni Sultan Süleyman, Fatih Camii'nde babasının cenaze namazını kıldıktan sonra, onu Sultan Selim Camii avlusundaki türbeye defnettirdi. Tarihçiler, Yavuz Sultan Selim'i sekiz yıla seksen yıllık iş sığdırmış büyük bir padişah olarak değerlendirdiler.
kendisi trabzonda şehsadelik yapmış bir osmanlı padişahıdır.Avlanmayı çok seven yavuz bir gün av sırasında ağır yaralanmış sümela rahipleri yavuzu manastıra götürmüş ve orda tedavi etmişler bunun için kendisi sümelaya özel bir sevgi duyup padişahlığı döneminde çok büyük maddi yardımlarda bulunmuştur.Kendisi Şirpençe hastalığından vefat etmiştir.
zulmetmesiyle ve çalıp zimmetine geçirmesiyle sevilen padişah. 40.000 Alevi'yi katletmiştir. tarihe tarafsız bakmak gerekir. devlet arşivlerinde bu katliamlara yer verilmesi, düzen adamı tarihçilerin bu gerçekleri sonraki nesillere aktarması beklenemez. bunu yaparlarsa osmanlının kimi akıllardaki şöhretli hukuklu hoşgörülü hali yara alır da ondan. 40.000 alevinin öldürüldüğüne kanıt olarak, buna inanmayanların inanabileceklerini düşünerek milli eğitim bakanlığından onaylı, 1987 basımı lise 3 için tarih kitabını veriyorum. **. sayfa 42. devletin bile kabul ettiği katliamı kabul etmemek maksatlıdır.
Şah ismail Hatayi'nin Türkçeyi Safevi Devleti'nin resmi dili yapması, devlet içi yazışmaları Türkçe yaptırması, kendisinin de Türkçe edebi eserler vermesi, Türkçenin bugünlere gelmesine büyük fayda sağlamıştır. yavuzun halifeliği getirmesinden faydalıdır. yavuz fethettiği yerlerdeki mal varlıkları kendisine alarak arttırdığı o müthiş hazinesini neden ticaret ile arttırmamış demek de farklı bir bakış açısıdır. kendisinin o dönemde yaptığına bugün gasp deniyor. yaptığı gasp da ne tuhaftır övülür halde anlatılıyor.
her küpe takan erkeği dar görüşle kınayan insana verilen cevabı yaşayandır.
_erkeklikle küpe takmanın ne alakası var? bak yavuz sultan selimde takıyormuş zamanında.
Merdüm-i dideme bilmem ne füsun etti felek
Giryemi füzun eşkımı hun etti felek
Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek...
yavuz mücadele ettiği güçlü hükümdarları farsça şir demek olan aslana benzetiyor ve kendini yüceltiyor...ilgin olan şu ki yavuz
'şir pençe' denilen çıbandan dolayı vefat etmiştir...
ama öyle veya böyle herhangi biri yavuz hakkında kötü bi şey söylerse kendimi incinmiş hissederim...tarihimize sahip çıksak iyi olcak galiba...*
o dönem tarihini okumakta fayda oldugunu düşünüyorum. şah ismale yönelmiş ve tehlikeli bir gruba karşı yavuz sultan selim devletin bekası için alevileri engelleme çabasına girmiştir. katletme olayı yoktur. eğer boyle birşey varsa allah aşkına bu günkü alevi vatandaşlarımız uzaydan mı geldi yahu.birde eli vicdana koymak gerekir .zavalli hitler ve yavuz sultan selimi karşılaştırmak bilgisizlik ve okumamanın getirdigi cehaletle edilmiş laflardır.
Rivayete göre;Yavuz sultan selim dışarıda bir köle görür ve kulağındaki küpe dikkatini çeker.Yanındaki vezirine sorar"Bunlar niçin küpe takıyor ?" diye.Vezirde"Padişahım.Onlar köle.köle oldukları belli olması için küpe takıyorlar"der.Bunun üzerine Yavuz"Bende Allah'ın kölesiyim." der ve küpe takmaya başlar.
alevileri katlettiği şeklinde iddalarda hatta karalamalarda bulunulan, yaratıcıya nasıl hesap verilicek denen, yüzsüzlükte ve cahillikte son nokta olarak hitler le karşılaştrılan, (bkz: sözlüğü salaklar bastı) büyük osmanlı padişahı.
ön yargılarla tarihi bilmeden,arastirmadan ve senteze ulasmadan yorum yapan kişilerin hakkında sık sık yanılgılara düseceği, cennetmekan mi yahut cehenneme direk mi olucagi bilinmeyen osmanli devletinin suretini değistiren biraz piskopat ama döneme göre klasik bir hukumdar profili çizen padişah. zalim mi alim mi bilinmez ama eninde sonunda devlet-i osmaniye için yapmasi gerekenleri yapmistir. bilmeden zart zurt atan kişiler için: