sünnilerin bir araba laf kalabalığına boğarak itiraz ettikleri gerçektir.
işte görün ki kendi kitaplarının yazdığını bile inkar ediyorlar işlerine gelmeyince...
yok o ona söz vermiş, yok bilmem neymiş... fakat şunca "akıl"(!) yürütmeye kitaplarından getirdikleri tek bir delil yok. "baği"yi tarif eden kitaplarınız da dediklerinizin bir gerekçe olabileceği ifade edilmiş mi? edilmemiş! baği tanımı son derece açık ve nettir:
"bir terim olarak ise bâğî; hak ve adalet ile ülkeyi yöneten islâm devlet başkanına veya nâibine karşı, bir te'vile, yani kendince doğru görülen bir delile, bir sebebe dayanarak itaat dairesinden çıkan kişiler için kullanılır"
yukarıda yaptığınız laf salatası tevil değilse nedir? yavuz babasına kılıç çekti mi? çekti! çorlu ovasında savaştılar mı? savaştılar! müslüman kanı döküldü mü? döküldü! bunu yapan baği değilse kim bağidir?
ehl'i beyt imamlarına gelince... kitaplarınızın bu konuda çelişkede olduğunu ifade etmiştim: (bkz: baği olan bir şahsa hazret demek)
ali'yi meşru halife olarak görüyorsunuz ama ona isyan eden muaviye'ye baği demiyorsunuz! ne iş? hasan ve hüseyin konusunda ise ne dediğiniz belli değil. yezit meşru halife ise ikisini de baği, dolayısıyla katledilmelerini helal görmeniz gerekir ki kadiros mısıryanis olayı böyle görüyor, diğerlerinizin ne dediği belli değil.
diğer ehl'i beyt imamlarına gelince... şiilerin görüşü açıktır. onlara göre emevi ve abbasi halifeleri meşru değildir. durum böyle olunca onlara isyan eden imamlar baği olmaz. sizin ise kendi kriterlerinize göre alayını baği saymanız lazım ama götünüz yemediği için sayamıyorsunuz.
protein eksikliğinden muzdarip eblehlerin müdahil olduğu mevzudur.
bak bak bak ne yazmış öküz: ""emevi halifesine başkaldıran ehl-i beyt imamları ne oluyor senin mantığına göre?" diyorum, adam havaya bakıp ıslık çalıyor."
ne yazmışım:
"diğer ehl'i beyt imamlarına gelince... şiilerin görüşü açıktır. onlara göre emevi ve abbasi halifeleri meşru değildir. durum böyle olunca onlara isyan eden imamlar baği olmaz. "
bunun üstüne böyle yazıyor!
yok, hayır, bunlara çomar demek doğru değil. çomarlar hiç değilse protein ağırlıklı beslenir...
Yeniçeriler Şehzade Ahmed'in hükümdarlığını tanımamış bununla da kalmayıp Ahmed'i destekleyen bir çok devlet büyüğünün de evini talan edip yağmalamıştı. iç karışıklığa sebep olan yeniçeriler tahtın Selim'in hakkı olduğunu savunmuş ve ona sadakat gösterip onun veliaht olması için Selim'i desteklemişlerdi. Yeniçeri olaylarını duyan Ahmed bu haber karşında sarayı terk edip Anadolu'ya geri dönmüştü. Selim'i padişah olarak istemeyen bazı devlet adamları bu olay üzerine hemen Şehzade Korkud'u hükümdarlığa geçirmek için onu istanbul'a davet etmişlerdi. Davete icabet ederek istanbul'a gelen Şehzade Korkud yeniçerilerden hürmet görse bile, yeniçerilerin tarafı değişmemiş ve hala Selim'i tutmakta ısrarcıydılar. Bu durumları gören ve zor duruma düşen Bayezid artık otoritesini sağlayamadığı devletin başkenti olan istanbul'a Selim'i davet etmişti. Babası saltanattan çekilmeyip Selim'e Şah ismail üzerine yapılacak seferlerde Serdarlık etmesini istese Selim bu görevi kabul etmemişti. Selim bir savaşa gidilecekse ordunun başında devletin padişahı olması gerektiğini savunup padişahlığı istediğini belli etmişti. Babası askerin ve bazı devlet adamlarının Selim tarafında olduğunu görünce tahtı zorlanarak oğlu Selim'e bırakmak zorunda kaldı. Selim'in padişah olduğunu simgeleyen cülusta 23 Mayıs'ta gerçekleşti.
bir yobazın atatürk'ün konumunu sormasına vesile olan gerçektir.
öncelikle şunu söyleyeyim: göreceğiniz üzere bağilik açısından durumlarını sorduğum kişiler hakkında bir yorum yapamıyorlar. çünkü yemez.
bizim ise kimseye veremeyecek cevabımız yok çok şükür.
kendi tanımlarını yine hatırlayalım:
"bir terim olarak ise bâğî; hak ve adalet ile ülkeyi yöneten islâm devlet başkanına veya nâibine karşı, bir te'vile, yani kendince doğru görülen bir delile, bir sebebe dayanarak itaat dairesinden çıkan kişiler için kullanılır"
ehl'i salip islam toprağını işgal ederken, onlara karşı direnilmemesini isteyen bir padişah ülkeyi hak ve adaletle yönetiyor sayılırsa, evet, atatürk bağidir.
fakat biz vahdettin'in ülkeyi hak ve adaletle yönettiği kanısında değiliz. hadi bizi boş ver, o zamanki millet de o kanıda değildi ki birinci meclise temsilcilerini gönderdi ve o meclis ehl'i salip ordularını yenilgiye uğrattıktan sonra, saltanatı oy birliği ile lağv etti.
aldın mı cevabını yobaz?
peki sen diyebilir misin ki "halife ali devleti hak ve adaletle yönetmiyordu, dolayısıyla ona karşı isyan eden muaviye, talha, zübeyr ve ayşe haklıydı"?
bunu demezsen, sayılanların hepsinin baği olduğunu kabul etmiş olursun.
Babası tahttan çekilmek istemiş, verdiği ahitnameye uymayarak sağlığında şehzade ahmeti padişah ilan etmiş, fakat yeniçerilerden hüsnü kabul görmeyince istanbul karışmış, devlet otoritesinin zaafiyetini şehzade korkut da engelleyememiş, neticede padişah kendi eliyle görevi teslim etmiştir. Devletin başına geçmek öyle kolay bir iş değil. Babanız padişah bile olsa allah izin vermeden saltanata oturamazsınız. Sultan bayazit han görevi bıraktığı halde siz kalkıp yavuza bağyi diye iftira edemezsiniz. Olsa olsa taht kavgasıdır. Bu da islama göre caizdir. Çünkü yavuz sultan selim bu işe ehildir. Devlet başsız bırakılamaz. Ehil olmayana da bırakılamaz.
1- bağinin ne olduğunu öğrenmesi gereken, yarım yamalak bilgiyle ahkam kesen cahil cühela beyanı.
2- hazreti muaviye radiyallahu anh.
3- aynı mantıkla gidilse, emevi hilafetine baş kaldıran ehl-i beyt imamları için ne diyeceksiniz? (bizim açımızdan sorun yok, ehl-i beyt haklıdır ve büyüğümüzdür, rıdvanullahi teala aleyhim) sorun sizde.
baği, hilafete tâbi yaşarken isyan eden bir grup kalabalıktır. osmanlı döneminde anadolu'da ayaklanan ismaili kalıntıları gibi. (gerçi onlar islama tabi olmayıp bazı din büyüklerine -haşa- ilah dedikleri, reenkarnasyona inandıkları, farzları ve haramların bir çoğunu inkar ettikleri, kuran'a iftira edip "fatımi kuranı" diye uydurdukları bit mite inandıkları, farisi şahlarının yolunu osmanlı'ya karşı açmak için ajanlık ve provokasyon görevi üstlendiklerinden düpedüz mürteddirler.
halifenin zalim olduğu durumda güç yetmeyecek halde halifeye isyan ümmet içinde dağınıklık ve mevcut halden daha bozuk fırsatlara yol vereceğinden maslahat ile uygun değildir. Merhum Yavuz sultan han bir devlet, bir imparatorluk padişahıdır, başıbozuk kalabalık reisi değildir. hilafet için adaydır. çıkmış ve almıştır. buna baği denmez.
(eline üç sayfa broşür geçiren allame oluyor.)
siz şu masum imam olayını, ebu talib meselesini, reenkarnasyonu, muta nikahı ve adet döneminde cima şeklinin şiadaki durumunu ele alın bence.
guzel türkçemizde yeterince sanki yeterince arapça yokmuş gibi hiç duymadığımız arapça kelimeler kullanılıyor. bu, başka bir takımı destekleyen taraftarlık gibi bişey.
başkaldıran de, isyankar de, baği nedir la.