eşşeğin kulağına kaçan karpuz kabuğu ile ilgili bile herkesin fikri var iken; hayret kimse değinmemiş. yavuz sultan selim küpelisinin şah ismail ile savaş esnasında, kendileri gibi şii olan alevilerden destek alamayınca kendilerini "soykırım"dan geçirmesi bilinen bir gerçektir. aynı küpelinin kürt düşmanlığı ayrı bir tartışma konusu. yine kendilerinin "oğlan haremi" bambaşka bir tartışma konusu.
tanım: resmi kaynaklarda geçen tarihteki alevi katliamlarından biri.
şah ismail in yaptığı ama ı.selim han'a kalmış hadisedir. yaklaşık 40 bin bir alevi katledildi denilir ama sayıları tam belli değildir. bu grup kızılbaş grubu olup şah ismail e sıkıca bağlı idiler. ve şah ismail tehlikesini önlemek için bu topluluğa gereken ceza verilmiştir. keyfi yerde şah ismail gibi mezhep için bir savaş alakalı değildir ki önemli osmanlı tarihçilerinden uzunçarşılı şöyle der ' selim han ın başka çaresi yoktu'. Şunu da eklemek lazımdır ki; Osmanlı Devleti, herkesi zorla sünni yapmak için zorlamamıştır.Ancak, dini inançlar kullanılarak devletin arkadan vurulması tehlikesi karşısında tedbirler almıştır.
bu arada küpeli derken eğer ı.selim kastediliyorsa, o küpeli şahıs şah ismail'dir.*
devletin bekası için fatihin bütün kardeşlerini öldürdüğü göz önünde bulundurulursa, yavuz sultan selimin yaptığı da devletin bekasını korumaktan başka birşey olmadığı görülebilir, zaman ve gereklilikler göz önünde bulundurulmalıdır.
alevi olmadığım halde alevileri daha çok seven birisi olarak bu o zamanlar iran'ın osmanlıyı parçalama stratejisinden başka birşey değildi.
aslen alevi bile olmayan şah ismail bu ayrımı körükleyerek ortalığı karıştırmıştır. bunu gören padişah da şimdiki gibi insani yollarla değil daha monarşik-despot bir tarzla ortalığı sakinleştirmeye çalışmıştır.
tarihi yorumlarken önce tarihi bilmek gerekir daha sonra o günün koşullarını. yoksa böyle işkembe-i kübradan sallanır.
Bahsi geçen 40 bin rakamının sadece alevileri değil şiileri de kapsadığı zulumdür.
Velhasıl, Şah ismail'i iran'da başa getiren Şii- Alevi Türkmenlerdir. Bu şii alevi Türkmenleri anadolu'da olmasına rağmen kendilerini şah ismail'e bağlı görürlerdi. Haliyle Yavuz Sultan Selim'in hıncına uğramışlardır.
Ha kimi tarihçiye göre bu sayının 40 bin olması abartılıdır. Şahsen Ben en güvendiğim tarihçiye inanırım doğrudan kaynaklardan araştırma olasılığım olmadığına göre ve bu sayı doğrudur.
Ancak bilinmesi gereklidir ki devrin koşulları, savaş şartları dikkate alınmadan bu olayı fevri görmek hatadır. Aynı zulümü o devirde Şah ismail de yapardı veya da çok daha hak tanır başka bir yönetici de. Keşke tarihte böyle olaylar olmasaydı ama iktidar mücadelesi buna gebe olmuştur.
yavuz, şah ismaille anadalonun iktidar mücadelesinde savaşırken yanlış tarafa geçenlerin söylemidir. yavuzun ordusuna kılıçla saldıran "kızılbaş"lılara yavuz gül atarak karşılayacak değildir. 40 bin rakamını neresi yazıyor. biri atıyor biri inanıyor. araştırma ve mantık yürütemeyen gençlerde buna inanıyor.
büyük padişah, ileri görüşlü, ihtişamlı önderin, kendisine türk isminden başka isim takan toplulukların, türk milletine, türk vatanına zarar verebilecekleri düşüncesiyle yapmış olduğu olaydır.
(bkz: mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır)
daha sayayım mı. özür diliyoruz zihniyetinin bokunun çıkarılması. ırak ta amerika şiilerin de sunnilerinde afedersiniz amına koydu, zulüm demedi bunu diyenler. valla bi siktirin gidin çay mı koyuyonuz kahve mi koyuyonuz napıyosanız yapın.
alevi oldukları için zulme uğradıkları yanlıştır. padişah denen devlet kölesi, devletin bekası için kendi kardeşini katlettiriyor. bundan da rahatsızlık duymuyor. boşa çamur atmayalım. atamızdır. o döneme yakın dönemlerde aksilik çıkaran türkmen unsurlar da safdışı edilmiştir.
olayları bugünün bakış açısıyla değerlendirmemek gerektir. hele ki osmanlı nın çekirdeğini oluşturan topluluklardan biri olan alevilerin en son yapacağı iş bu olmalıdır.
devletin kıç yalayıcılığını yapanların yine güçlüden yana olması ile karşımıza çıkan katliam. diğer yandan hacı bektaş-ı veli derneği başkanı zat kürt açılımı konusunda devlet söylemini dillendirmekten geri durmamıştır. yani işin özü herkes kendi özgürlük mücadelesini verirken diğerine burun kıvırıyor. e bu samimiyetsizliğin gideceği yer de demokrasi değil daha fazla sosyal gerilim oluyor.
2009 yılında yaşamakta olup, 500 yıl önce olan olayları bizzat kendisi görmüş de anlatmış gibi davranan zerzevatı bizlere göstermiştir. öncelikle kölelikle çok alakası var bu hadiseyi çılgınlar gibi savunmanın. henüz hala 'biz osmanlı çocuklarıyık olm' diye övünen fantastik kimselerin elbette savunması doğaldır. o kadar al-i kişilerdir ki osmanlı sultanları, kendi eserleri olan anadolu hala tam manasıyla aydınlanamamıştır.
mevzubahis vatansa gerisi teferruattır denmektedir. anadolu, ortadoğu, arabistan, balkanlar... tüm buralarda eğitim, ekonomik ve politik açıdan modern dünya ile yarışacak bir güç yok. istanbul'u ve buna bağlı olarak her daim düşündüğü payitahtını koruyacak ve geliştirecek padişah tabii ki. sonra sne 2009 gelecek, adamın biri vatan falan diyecek. ne güzel de korumuş, geliştirmişler vatanlarını öyle değil mi?
konuya baktığımız zaman da, aleviler, şiiler müslüman değil, özmüslüman biziz diyen kesimin ağızlarından salyalar akan kesimin çılgınlar gibi mutlu olduğu canavarlık. yavuz sultan selim o kadar yüce bir şahsiyet ki, tüm islam dünyasını bir araya getirmiş. ha evet bu o dönem için büyük bir güç. lakin bununla orgazm olanlar küpoe takan erkeklere 'karı mısın?' biçiminde söylemlerle taciz etmektedirler.
aralarda yine kaybolmayalım, velhasıl kelam, öldürülenler arasında kadınlar, çocuklar ve yaşlılar da vardı sanki. yoksa kafa kağıdına bakıp mı öldürdü yavuz sultan selim? o değil de, bak nereye gelicem, bunu haklı görenler, 1, dünya savaşında ermenilerin türklere yaptığı katliamlar hakkında ne düşünmekte acaba? ermeniler de savaş sırasında 'ne güzel savaşıyonuz' diyerek açılım mı yapacaktı sadece?
Çoluk çocuk demeden köyleri yok etmenin bahanesi olabilir mi? Bunu ne o günün koşulları, ne de devletin bekası haklı kılabilir. Şah ismail aynı şeyi yapmışsa, o da aynı pisliğe bulaşmıştır. Eğer birileri isyan etti diye, alakalı alakasız tüm köy kılıçtan geçiriliyorsa, ne devlet ne padişah, hepsinin canı cehenneme! Bir de çıkıp bu vahşeti savunanlar yok mu? O günün koşullarında belki çoğu padişah ya da devlet bunu yapardı, yapıyordu. Bunu anladık da, o padişahtan gurur duymak da neyin nesi oluyor? Herkesin yapmadığını yapan, insanlık tarihinde örnek olabilecek biriyle övünmek varken, gidip o günün koşullarında sık görülen bir olay da olsa, bir katliama neden olan biriyle övünmenin mantığı nedir?
Bir de padişahların iktidar kavgasında kardeşlerini öldürmesine hala devletin bekası diye inanların olması ilginç. Adamlar iktidar kavgası veriyor. Bunu sanki devlet için yapıyorlarmış gibi haklı gösterilmesi ilginç. Ne hikmetse bu olaya karışanların tümü de kendi padişahlığını devletin bekası için gerekli görüyor. Biri de çıkıp devletin bekası için kendini öldürmemiş.
bu konu hakkında bunları yazmıştım vakti zamanında. şimdi bir de durumu alevilerin ve şiilerin gözünden görelim.
Neden Aleviler ve şiiler Osmanlı'ya bağlı olmamış da Safevilere bağlı olmuştur.
bu bağlılığı suç olarak adletmek yanlıştır. Merkezi otoritenin zayıfladığı, Devşirmelerce Anadolu Türklüğünün inim inim inlediği bir coğrafyada Halk kendi içinden çıkan bir liderin peşinden gidecektir ve bu lider şah ismaildir. şah ismail Alevi Şii türklüğün içinden çıkmış ve O türklükle iktidara gelmiş biridir. Şimdi Şii Alevi Türkmenlerin yerinde biz olsak Vergi toplamada her türlü yolsuzluğu yapan, Vilayetlerin başına gelen devşirmelerin yönettiği bir devletin tebaası mı olmak isteriz, istanbul'da oturan Yavuz'un tebaası mı olmak isteriz yoksa Kendi içinden çıkardığımız bir liderin mi?
Bu ve benzeri sorunlar her daim O çağlarda çıkmıştır. Bir lider çıkar merkezi otoritenin haksızlıklarına dur demek için baş kaldırır (illa haksızlık olacak diye bir şey de yok boy ayrışımları da neden olabilir) onun peşinden gidenler olur ve onların başı ezilir. iki taraflı bir konudur. Halkın ayaklanması da haklıdır, otoritesini koruyup devletin bekaasını düşünen güç sahibi de.
Bu değişmez düzen Roma'da da böyleydi, Hunlarda da , gaznelilerde de selçuklularda da.
Selçuklular tebaaları olduğu gaznelilere devamlı sorun çıkartırlardı. Gazneliler çok fazla selçuklu öldürmüştür, Selçuklular da çok fazla gazneli.Ha sonunda ne olmuştur selçuklular mücadeleyi kazanmıştır.
Osmanlı Selçuklunun merkezi otoritesinin güçlü olduğu zaman ortaya çıksaydı ve giderek güçlenseydi Osmanlı da selçukluya isyan edip kendi devletini kurmak isteyecekti.
yani olağan dışı, bir olay olarak nitelemek yanlıştır bu olayı.
Bununla beraber ders çıkartmak ve bu çağda böyle bir ayrışımın ne kadar yıkıcı olabileceğini görmek gereklidir.
Bu konuda hiç kimse suçlu değildir.
Ha yavuz sonrasında giderek artan kültürel ve ekonomik baskılara gelince.
Kürt aşiretlerinin işbirliğiyle gerçekleşmiş kıyımdır. Yavuz Sultan Selim dönemine kadar, bugün güneydoğu anadolu denilen topraklar, safevilerin idi ve bu yörede bolca alevi türkmen aşiretleri var idi. bu bölgede hakim unsur idiler. yavuz sulatn selim işte çıktığı doğu seferinde, kürt aşiretleri ile buradaki alevi türkmenleri ve daha sonra tüm anadoludaki alevileri soykırıma tabi tutmuş, büyük kısmını da sunnileştirmiştir.
Bazı arkadaşlarla bizim bildiğimizin aynı tarihmi olduğunu düşündüren olaydır. Herhalde bazıları Osmanlı devletini Anadolu da işgalci güç olarak görüyor.
zulüm mulüm yoktur , ihanet vardır ve cezası kısmen kesilmiştir. osmanlı topraklarına saldıran iranlılarla birlikte olan herkes savaşın bedelini öder. ödememesini beklemek akıl işi değildir.
asıl zülum şah ismailin yandaşları tarafından sunnilere yapılmıştır. tarih onun bunun demesi ile öğrenilmez. babadan oğula anlatımla tarih öğretilmez.
yavuz sultan selim , çaldıran savaşında kendi saflarından ayrılıp şah ismail'in birliklerine geçen tahtacı ve türkmen alevilerinin bedelini anadolu'daki bütün alevi boylarına çektirmiştir ... babadan oğula tarih anlatımını referans kabul etmeyip götünden sallamayı tarih olarak yutturmaya çalışan kişilere sormak isterim siz hiç düzlükte yaşayan anadolu alevisi gördünüz mü diye ? ya da anadolu alevileri niçin dağ tepelerinde yaşar diye ? acaba birilerinin zülmünden kaçıyor olmasın ? ya da kelleleri kuyuların dibini boylamasından korktuğu için olmasın ??
anadolu alevileri üzerine rivayet edilmiş bütün safsataların ve anlatımınların kökeni aslında bu olaydır . üst kültürün al külütürü ezmeye , sindirmeye çalışmasıdır bu olay... çok merak ediyorum osmanlı kendisine ihanet eden alevilerine bedel ödetti de ( sünni meshebini devletin resmi ideolojisi olarak gören osmanlı'nın anadolu hristiyanlarına yaptıklarını merak ediyorsanız kiliselerin nasıl camiye dönüştüğünü , dönüştürüldüğünü görmemek mümkün mü ? ) kendisine ihanet eden arapları , ingilizleri , fransızları da affetmedi değil mi ? onlara da bedel ödetti değil mi ??? osmanlı devleti kendi coğrafyasında yaşayan alt kültürlere malesef pek de hoşgörülü davranmamıştır.
bir de çok merak ediyorum şah ismail ile anadolu alevilerini aynı kefeye koyan ; anadolu alevilik anlayışı ile safevi devletinin ( iran da yaşayan alevilerin ) alevilik anlayışını aynileştirmek hangi tarih bilgisini ve yorumunu bize ifade eder ?!!
her şeye rağmen o dönemde ve o dönemin koşullarında yaşananalara saygı duyup ders çıkarmak gerekir diye düşünüyorum .
götünden sallayarak tarih yorumlamadan önce azıcık okumak gerek , çok değil azıcık .
emir yavuz sultan selim tarafından verilmiş olup katliamı idris bitlisi'nin önderliğineki kürtler gerçekleştirmiştir.
malazgirt'ten anadoluya giren ve doğuda yurt edinen milyonlarca türkmenden geriye çok az kişi kamştır.
bunlar;
urfa'da iki köy
elazığ'da hankendi *
diyarbakır'da 15 hanelik bir köy
safevi devletiyle savaşa giderken şah ismail'in destekçiliğini yaptığı yaklaşık 40.000 kişilik kızılbaşa ordunun arkadan vurulmasını önlemek adına yaptığı katliamdır. direkt yavuz suçlanamaz burda çünkü kızılbaşların da devlete ihaneti söz konusudur. ayrıca bu durum sadece yavuz sultan selim'le sınırlı değildir ve nerdeyse tüm osmanlı hükümdarları kızılbaş ve bektaşilere hor davranmıştır ancak böyle bir katliam sadece yavuz zamanında yapılmıştır. devletin bekası adına babasını dahi öldüren bir hünkar olan yavuz sultan selim'in devletin en ufak bir çıkarı için yapmayacağı bir şey yoktur. devleti arkadan vurma riski olan o insanlara, şah ismail'le birleşip vatana ihanet eden o insanlara gereken cezayı vermek zorunda kalmıştır.