Eski fetöcü, katıksız Atatürk düşmanı, müfteri, aşırı romantik bir yazardı aynı Mustafa Armağan gibi. Profesörümüz bu iki mezkûr zevat için dersinde dediğini bırakmazdı, haklıydı da.
Yavuz Bahadıroğlu vefat etmiş.
"Nasıl bilirdiniz?" diye soran olursa;
1. Türk'ün son başbuğu Atatürk'e düşmanlığı ile bilirdim.
2. Türklüğün son kalesi Türkiye Cumhuriyetine düşmanlığı ve hilafet hayranlığı ile bilirdim.
3. Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'a ve manevi kızı Ülkü'ye attığı çirkin ve aşağılık iftiraları ile bilirdim.
4. Saltanat hırsı uğruna "67 şehzadenin katli Kuran'a uygundur" diyerek yüce kitabımıza attığı iftiralarla bilirdim.
Bu iftira ve hakaretleri üzerine açılan dünya mahkemelerinden beraat ettirildi ama Mahkeme-i Kübra'da Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı şehitlerinin önünde yeniden yargılanacaktır.
daha düne kadar bir radyoda zannedersem moral fm olmalı.
gaziye hakaret eden sözde tarihçiydi. abuk sabuk kitaplar yazardı. son nefesine kadar ülkeyi felakete sürükleyen siyasi anlayışın destekçisi olmuştur.
en başta gazi mustafa kemal atatürk olmakla beraber
bu topraklar için can veren vatan evlatlarının üzerinde hakkı olduğunu düşündüğüm insandır.
pek çokları gibi o da hakikati bilmesine rağmen hakkını ödeyemeden hatta vefa nedir bilmeden göçüp gitmiş oldu.
inancım gereği ölenlerin sadece öldüklerini düşünüyorum. bir yere kaçıp göçtükleri yok yani.
fakat bir ömür böyle heba edilmemeli kanaatindeyim.
mısıroğlu karşılamak için fesiyle beraber cennet i ala nın kapısının önünde bekliyordur diye düşünebilir islamcı kardeşlerimiz. belki bu onları teselli edebilir.
yavuz bahadıroğlu'na bir kitap fuarında soru sordum. dedim ki: "hocam müslüman bir tarihçi olarak ihvan-ı safa ve moğol istilaları hakkında malumatınız nedir?" ihvan-ı safa'yı ve o dönem tarihini bilmediğini söyledi. moğollar hakkında da tarihi hiçbir malumatı yokmuş. sadece "bütün gerilememizin sebebi moğollar değil. bizde tembeliz." demekle yetindi. ayrıca kendisi tarihi araştırma yöntemleri konusunda tek bir kitap bile yazmamıştır. yazdığı kitaplarda esinlendiği ve alıntıladığı önemli eser sayısı çok azdır. neredeyse tüm kitapları edebidir. şimdi bazı arkadaşlar yavuz bahadıroğlu'na tarihçi diyor. tarihi rivayet ve hikayelerden ibaret sanan bir neslin Tarihçi ölçütü ancak bu kadar olur. Batıda yüzyıllardır tarihin yöntemi konusunda tartışmalar yapılıyor. Mesela Hegel ve Simmel'in eserlerinde bu yapılmıştır. Ama bizde tarih hep hikaye hep hikaye. Sonrada neden geride kaldık diye ah vah ediyoruz.
islamcıların çok sevdiği, laikilik, çağdaşlık ve cumhuriyet düşmanı bir kişiydi kendisi, fesliden sonra bununda gitmesiyle ortam mustafa armağan ve fatih tezcan ikilisine kaldı.
Bugün çoluk çocuğun "ehehe film diye bunları mı izliyordunuz aq " diyerek dalga geçtiği cüneytin tarihimsi filmlerinin sözümona roman muadillerin yazarıydı. Çocukken çok okumuştum kendisini, kitapları ve fikirleri ortalama zekalı 10-12 yaş kitleye hitap ederdi. Osmanlı dudaktan öpüşmezdi gibi argümanlarla padişahlarını savunurdu. Bak aklıma gelince patladım yine ahahaha.