yavsak olan polisin hikayesi

entry1 galeri0
    ?.
  1. masasında oturmuş, rakısını yudumluyordu. anılar yavaş yavaş gözlerinin önünden geçiyordu:

    -küçük bir anadolu kasabasında doğmuştu. küçüklükten beri polis kıyafetleri onun için kralların giydiği kıyafetlerden daha çekici geliyordu. hep hayali vardı. insanlara yardımcı olacak, onları koruyacaktı.
    zorla dükkanın başına geçmesini istediler ondan. hiç sesini çıkarmadı. bir de evlendi. hiç güzel değildi kız, zaten güzel olsa da içinde bir şeyler her ilişkiye girdiğinde onu zorluyordu: ilişki sırasında yumuşamalar, geç boşalmalar.

    bir gece her şeye lanet edesi gelmişti. sevmediği bir işte çalıştığı yetmiyormuş gibi babası bugün ucuza sattığı ayakkabılar için azarlamıştı.

    -senden bi adam olmaz *mına koduumun pezevengi!!!!

    gece boyunca içtiii içti. sabah bankın kenarında uyandığında bağırdı kendi kendine:

    -ne duruyosun lan burda!!!, hayallerin, herşeyin elinden alınmış, ne duruyorsun burda?

    sonrası malum:

    evden kaçtı, bir yandan garsonluk bir yandan polis sınavlarına hazırlık derken ilk tayini istanbula çıktı. tabii aldığı eğitimler onun hayatını değiştirmişti.

    rüşvet alma eğitimi.
    mazlumu sıkıştırma eğitimi.
    vatandaşı düşman görme eğitimi.

    hiç farkına da varamamıştı hayallerinin onun kabusu haline geldiğini. yüzüne küfür edilesice bir tipti artık o...
    ... derken bir gün kel kafalı, sakallı, alnında uzun yara çizgisi olan o adam gelmişti kapısına:

    biraz tehdit, biraz da parayla onu uyuşturucu ve kadın ticareti şebekesinin içine almıştı. artık parası çoktu. ama yaşamıyordu. adeta bir açgözlülükle tek düğşündüğü para kazanmaktı. bu arada adının sonradan adnan olduğunu öğrendiği adamla cinsel ilişkiye giriyor, geceleri damardan uyuşturucu almadan yapamıyordu.

    ... ve bir gün kapısı çaldı, dışarda polis memurları.

    uzun hapis günleri bittiğinde gidecek hiçbir yeri yoktu. adnanı buldu. adnan ona son bir görev verdi:

    birisini öldürecekti.

    genç çocuğun yanına yaklaştı. yüzünü bile görmek istemiyordu. biliyordu ki görse; yapamayacaktı.
    vurdu.

    gece karında yanmalar, pişmanlıklar...
    vurduğu kapının önüne geldi ve gördüğü suret ağlayan eski karısıydı.

    sabah uyandı, sahil kenarında bir rakı açtırdı. anılarıyla biraz yüzleşti ve iki el silah sesi.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük