başta belirteyim o başlıktaki akp olmayacak ak parti olacaktı ama karakter sınırlaması işte. akp diye bişiy yok çünküm.
demin öğle namazını mübarek oruç ağzımla idrak ettikten sonra balkonda iki nefes alayım diye çöktüm sandalyeye... tam fark edemediğim ama karşı apartmanların birinden gelen mis gibi kurabiye kokularına meftun oldum o an. biraz sağa sola bakınıp "bu güzel kokular nereden geliyor ilahi yarab" derken, karşı balkonlardan birinde bir hareketlilik hasıl oldu:
minik yavru: anneciğim anneciğim, oldu mu kuyabiyeley.
anne: oldu kuzum, gel haydi yemeğe başla sütünü de koydum.
minik yavru: geliyoyum annecim, allah senden yaaazı oysun.
anne: ah benim güzel oğlum benim, haydi arkadaşlarını da çağır istersen.
nasıl duygulanmıştım anlatamam... hemen salondaki vitrinin çekmecesinden dürbünümü alıp daha yakından görmek istedim bu sevgiyi. biri dürbünle milleti gözetliyorum sanır diye perdenin arkasına saklanmıştım. annenin kılık kıyafetini şöyle bir kontrol edip onay verdikten sonra, çocuğun aşağıya inmiş arkadaşlarını çağırırkenki neşeli tavırlarına uzun uzun bakakaldım.
gözyaşlarım dürbünü ıslatıyor, görüş açımı kapatıyordu ama olsun. çocuk, arkadaşlarıyla birlikte yukarıya çıktıktan sonra annesine bir sarılışı vardı görmeliydiniz. sonra gözüme çok enteresan bir detay ilişiverdi... çocuğun annesi elinde tuttuğu tepsiyi masaya koyarken dürbünü iyice zoomlayıp kurabiyelere baktım, bir de ne göreyim; kurabiyeler ak parti logosu, yani her yere nur saçan ampul şeklindeydi. öyle muntazam da yapmıştı ki hayret...
taşlar şimdi yerine oturmuştu işte... böyle bir sıcak yuva sevgisi, böyle bir anne-oğul ilişkisi zaten böyle dinine bağlı bir ailede olabilirdi ancak. o logoları sindire sindire yiyen çocuk, annesine nasıl asi olabilirdi ki zaten, nasıl haylaz olabilirdi ki...
dürbünü bırakıp iyice ağlamaya başladım. hıçkırıklarım, çocukların mahallede yankılanan neşeli seslerine karışıyor; ve ben şimdi yeni bir partidaş daha kazanmış olmanın haklı gururunu yaşıyordum. o çocuk büyüyecekti çünkü... yeni bir yiğit bulut daha geliyordu, kim bilir belki de yeni bir başbakan büyüyecekti o sevgi dolu ana kucağında...
menfaatçilikte sınır tanìmayan insandìr. annedir. asla bir anneye hakaret etmem. ama tùm ev ahaliside memur olarak belediyede ise girmistir. buda bir gerçek.