bir sandığa üsküdarda müşahit yazılmıştım. nereden bilebilirdim ki akp'li sandık görevlisi bir kız tarafından kullanılacağımı.
her partinin sandık görevlileri anayasa mahkemesi edasıyla sandalyelere dizilmişlerdi. köşede duran akp'li sandık görevlisi kız hiç de fena değildi hani. yanına iliştim. havadan sudan sohbet arasına bir iki espri patlattım, anlamadı. anlarmış gibi yaptı geçti. ama olsun... bal gibi dudakları mağduriyet edasından çok uzakta, bıngıl bıngıldı. dudaklarından süzülen sözcüklerde anlam aramadım. sadece yankısı ve fısıltısı güzeldi. kulaklarıma: "bu seçimde de ak partimiz allah'ın izniyle kazanacak, başbakanımıza yapılan montajları millet oylarıyla temizleyecek" dedi. ben de samimi olmasam da "inşaaallah" dedim. çünkü kayıtsız kalamadığım bedensel bir çekicilik vardı ortada. sürmeli badem gözler, siyah kaşların birleştiği kavşak bölgesine odaklanan gözlerim birdenbire o güzel nar çiçeği türbanının arasından öne çıkan bal dudaklarında asılı kaldı.
her yerde oy pusulaları vardı. evetler falan filan... neyse efendim uzatmayayım. oyları akşama kadar topladık böldük çıkardık. seçim bitmişti, gelen haberlerde chp akp başa baş falandı. sandık başkanı ve diğerleri kavga ediyorlardı. yüzde 90'ı ampül sınırları dışındaki "evetli oy pusularını" içeri alarak geçerli hale getirmiş sandık başkanının cep telefonuna gelen mesaj ve sonrasındaki yüzünde oluşan ifadeden, ortalığın karışacağını anlamıştım. sandık başkanı, çuvaldaki oyları sırtına koydu yola koyuldu. diğerleri de hurra çuvalın ötesi berisinden tutarak bağrış çağrış uzaklaştılar. çok komik görünüyorlardı.. göz kırptım kıza. mesajı anladı gitmedi onlarla. kızla ikimiz kalmıştık odada. kapıyı kapattım. bölmeli yere geçtik. perdeyi çektim. tipsiz muhtar adaylarının isimleri yazılı pusulaları elimle süpürdüm. kızı kucaklayarak oy standına oturttum. artık sıcak nefeslerimiz paravanın içine sığmıyordu. oy zarfını sabırsızca açar gibi fermuarımı çözdü. akp'ye basar gibi kendine benden gelen "evet" bastı. (helali hoş olsun) dışarda gürültü patırtının arasındaki bu heyacan inanılmazdı. hızlandım. orgazma sayılı anlar vardı. son nokta her zaman küçük kırılmalarla gelir.. bazen bir hayal bazen küçük bir söz... bu kıza ayıp şeyler söylemeliydim. yaptım da.
+ duble yollar şimdi içinde. bomba yüklü tırlar içinden böyle tarıl tarıl geçiyor tatlım. bak görüyor musun? bak böyle işte, böyle işte!
- yav hee heeeeee!
titredi, titredi...
bu da böyle bir anımdır. demirbank iyi günler diler.
