kahvaltının normal şartlarda iki lokma kurumuş peynir, birkaç sefil kara zeytinle geçiştirildiği eve yatılı misafir gelince, sabah masada en az 4 çeşit peynir, yumurta, salam, nutella, tahin pekmez, patates kızartması gibi en az 15 kalem yiyecek-sürecek belirmesi, evsahibi tarafından sanki evde her sabah dizi film kahvaltısı tüketiliyormuş gibi yalancı bir hava estirilmesi.
evet var böyle bir şey ama daha kötüsü de var. neymiş misafir var diye her tabaktan istediğimiz kadar yiyemezmişiz, efendim yemeğe saldırmamalıymışız, kibarlık elden gitmemeliymiş, çayı yavaş içmeliymişiz, o kadar sucuk yetermiş de helva azmış. karnım aç ulan sen ne diyorsun, yemişim kangal sucuğunu, yerim tabi.
buna riyakarlık demek ne derece doğru? hele, her zaman bunlarla kahvaltı yapıp misafir gelince -sözüm ona- o kurumuş peynir ve sefil zeytinleri verenleri de düşününce böyle olsa keşke tüm riyakarlıklar dedirtir. *
konuk yatılı olmasa da onu yatılı olmaya zorlama ve ikna etme, peşinden kahvaltıdaki lezzet cümbüşlüğü ile konukseverliğin tavan yaptığı olaydır. aslında bi nevi "yemedim yedirdim" in insana kattığı eşsiz duygudur o. misafirden arta kalanlar ise ev ahalisinin 1 aylık katığı oluvermiştir artık.
"hacı bakın biz böyle kahvaltı yapıyoruz her gün" deme çabası değil, misafiri sevindirme, misafirperverlik gösterme çabasıdır.
misafirsiz günümüz geçmediğinden iyi biliyorum. ben de uyuz oluyorum aslında. mızmız 3 tane çocuk geliyor anasıyla babasıyla, ibneler ekmeğe nutella sürecek, patates yiyecek, ketçap mayoneze salam batıracak diye benim annem iki saat kahvaltıyla uğraşıyor. siz misafirinize böyle davranmayın, kendi yediğinizden verin. misafirperverlik falan, peh. neymiş?
misafirliğe geliyor sonuçta. bir şey diyecek olursa da "ben mi dedim lan gel diye?" deyin. ooh mis.
bunun tam tersini yapan insan da vardır ki ''önce ben yemeliyim herşeyi, benim çocuklarım yemeli. misafir nasıl olsa bugün var yarın yok. o sonra da bunları yiyebilir.'' diye düşünen ki bencil midir, gerçekçi midir bilemedim.... böyle hassas bir konuda yorum yapmak gelmedi içimden şimdi. malum devir hesap devri.
kelimenin tam anlamıyla konukseverlik kılıfına bürünmüş riyadır. acaba o ikramlar konuk çok sevildiği için mi yapılıyor yoksa olduğundan daha iyi görünmek için mi? eğer konuk çok sevildiği için diyorsanız kusura bakmayın ama siz de bir parça riyakarsınız.
normalde bir işi bir saatte yapmasına karşın misafir gelince 10 dakikaya indiren,canavarlaşan,misafirin karnı ağrısa içine dert olan anne türlerinin sıkça yaptığı şeydir. bu anne, misafir geldiğinde klasik kahvaltı menüsünde sözü dahi geçmeyen besin maddelerini edinip kahvaltıyı açık büfeye çevirmektededir. ve genelde şu muhabbet insanı çileden çıkarmaya yeter;
misafir: ay faln hanım ne gerek vardı bu kadar zahmete
anne: aman olurmu hiç n'olcak herzamanki halimiz ne varsa çıkardık işte hadi afiyet olsun.
bunun adı riyakarlık mıdır bilmiyorum ama misafire iki lokmayı hor görmeyip, imkanlar doğrultusunda, elinden geleni vermeye, yapmaya çalışan insanı takdir etmek gerekir. şahsen bunun adı bonkörlüktür, misafirperverliktir, bir şeyleri paylaşabilme, misafire en iyi şekilde hizmet edebilme arzusudur. zaten türk insanında bu ve buna benzer davranışlar ve bu davranışların oluşturduğu diğer niteliklerin, özelliklerin var olması, türk insanına olan bakışı değiştiriyor. diğer var olmaması gereken olumsuz niteliklere ve olumsuz imaja rağmen.
çocuk:anne bu sofra ne böyle ?donatmışsın
anne:yapalım dedik birşeyler
misafir:ay ne gerek vardı bu kadara vallahi zahmet oldu
çocuk:yok yok hiç olmadı zaten bir siz gelince görüyoruz böyle kahvaltının yüzünü
baba:keh keh keh
anne morardığıyla kalır
misafire yedirmeyip izletse, "bak biz her gün böyle mükellef kahvaltı yapıyoruz" dese, riyakarlıktır. ama bu durum riyakarlık değil; daha çok, misafire ikramın önemli görülmesindendir.
kesinlikle katıldığım riyakarlık nitelemesidir. başka günlerde kahvaltı bile hazırlanmıyorken bir yakın kalmaya geldiğinde sofrada her şey özenle hazırlanır..
farkedildiğini bile bile sürekli vazgeçmeden yaptığımız şeydir aslında ve gereklidir de, biz millet olarak misafirsever bir milletiz ve onları en iyi şekilde ağırlarız. bu yapılan herne kadar rikarlık gibi görülse de öyle değildir...
öğrenci evinde bugün kendimizi ödüllendirelim deyip güzel bir kahvaltı hazırlanması sonucu arkadaşın ilk tepkisinin misafir mi gelecek demesinden anlaşılan durum. **