ay yıldım vallahi dostlar, yatı her ay bakıma götür, yalıyı her sene restore ettir, yazlığa bekçi bul, köpeğe bakıcı tut, inanın çok zor, allah düşmanımın başına vermesin, uçaga da tüp taktıracam, çok yakıyor meret.
o zaman serdar dan gelsin;
hayat beni neden yoruyossuunn....
tanım: "zenginin malı züğürdün çenesini ..." lafının cuk diyerek oturduğu önermelerden biri.
yat sahibi olmayanların ortaya çıkmasına neden olan zorunluluk.
Efendim bir kere yat her ay bakıma götürülmez. Bir marinaya kayıtlı olur ve periyodik bakımlar bu marinadan karşılanır. Bunlarda motor bakımı vs değil, temizlik vb gibi işlerdir.
ulan hem fakirsiniz, hem de zengin taklidi yapıyorsunuz.
ayar üzerine edit: yatın aylık bakımı olmaz. bahsi geçen alet zaten yılın yarısından fazlasını karada geçirmektedir. kompozit, fiberglas ya da ahşap olarak üç farklı materyalden üretilmiş teknenin yıllık olarak bakımı, boyaması, civata ve bağlantı elemanları kontrolü, sızdırmazlık kontrolü vb. yapılır.
bunun yanında hidrolik vb. yağlar, filtreler, akü ve bataryalar gibi detalylar teknenin bağlı olduğu marinanın teknik servisince karşılanır. yat sahibinin direktifleri ile, sizden aldıkları kira karşılığı bu işlemleri rutin olarak yaparlar. yat sahibi(!) arkadaşımıza da not, marinaların günlük kiraları, orta ebatlı bir yelkenli ya da motor yat için 150 dolar gibi bir rakamdan başlamaktadır.
imkansızdır. Bir yatın her ay ne bakımı olabilir ki? her kış çekersin bir yere boyanır, makine dairesine bakılır falan. zaten aile üyeleriniz makine motor yat dizayneriyse düzenli bakımını yaparlar, bir tek boya işi kalır geriye, onun için de iki yahut üç yılda bir kıyıya çekseniz olur biter.
ama şöyle de bir olay var ki yat cidden lüks. öyle bakımını falan kendiniz yapamıyorsanız -ki mesleğiniz değilse yapamazsınız- çoook zengin olmanız lazım, çook.