dünyanın en utanç veren duygusudur kesinlikle, evet tanımı budur.
sabah bir bakarsın ki külotundan pijamaya geçmiş ıslak leke. ön taraf sular altında. dakikalar geçmez, saniyeleri hesaplarsın. üç saniyede bir bakarsın kurudumu diye, ama nerde? pencereden atlayıp kaçasın gelir, ama yok. durup sakin kafayla düşünmek istersin, sakin olmak elde değil. utanırsın, sıkılırsın, kimseye yakalanmamak için içinden dualar edersin. yarım saat pijamanın ön tarafını sağ elin iki parmağıyla havaya doğru tutarsın kurusun diye. sıkılırsın bi süre sonra. nerden geldim dersin, sinirlenir çıkarırsın pijamayı. katlar yastığa koyar acelem var deyip çıkarsın evden. uzunca bir süre geri gelmemek üzere...
şöyle bir kolay yırtma tekniği vardır: lavobaya gidersin ve pijamnın o malum kısmını ıslatırsın, sonra da pijamayı veren kişiye, "yüzümü yıkarken su sıçrattım biraz kusura bakma" dersin ya da "sular gidip gelmiş heralde, açınca musluğu patlayıverdi su geldi işte buraya" dersin.
boşaldığını farkeden ev sahibinin, seni ,doldurmaya yeltenebilceği bir eylemdir. ev sahibi ister istemez 'adamaı eve aldık da karımıza kızımıza mı bakmış acaba bütün gece ' gibisinden düşünceleri bünyesinde barındırabilir. böyle bu durum karşısın da yapılacak olan en mantıklı hareket hafif hafif uzamaktır o evden.