beş kişiye orospu yapılan bir sigaranın ardından, fersiz florasanın aydınlatmaya çalıştığı loş koridor boyunca kafan yerde ilerlersin küçük odana. halısız zeminin üstünde duran çöplere ve dağınıklılığa söversiniz hep beraber, karar alırsınız ve başlar oda temizliği: seçilen şanslı kişi sensindir. zeminde ne var ne yok süpergeyle atarsın kapıdan dışarı, kimsenin sahiplenmediği sağ omuz askısı yırtık bir atlet, üçgen külot, ütüsü bozulmamış bir soru bankası, eşi olmayan çoraplardır çöp diye dışarı atılan. o sırada içeriden küfürler duyulur, sigara paketinin hemen bitmesine, belletmen öğretmenin zulayı hazırlayıp geçe içecek ve kendilerinin içemeyecek olmalarına savrulan küfürler. içeri girersin, eşlik edersin. daha sonra aç olmandan dolayı direk uyumaya çalışmayı tercih edersin.
günler geçer, beş kabinin ikisinin çalışmadığı banyoya girilir sıcak su gününde, malzeme toplanmıştır öncesinde. kabinler doludur,"çabuk olun ulan" dersin, banyodakilerin kim olduğunu kabinlerin dışına astıkları giysilerden tanıma girişiminde bulunursun, şaşırırsın. geçenlerde çöp diye kapının önüne koyduğun sağ omuz askısı yırtık atlet asılıdır orda. "birader ne zaman çıkıyorsun" dersin kabinin içindekine, "iki dakikaya çıkıyorum abi" der ince bir ses. "acele etmene gerek yok" der, yavaşça çıkarsın banyodan, loş odana döner kendini yatağa atarsın. irkilmişsindir, kendisi annesinin karnındayken babası bir terörist baskınında öldürülmüş şehit oğlunun sesi irkiltmiştir seni, senin hayatındaki uğraşların, yaşama dair beklentilerin, ilgilendiğin şeyler, çöp diye attığın atleti şehit oğlunun giymesi irkiltmiştir seni... senin çabuk biten sigara paketine sövebilme rahatlığının şehit çocuklarının yırtık atlet giymeleriyle artan korelasyonda olduğu irkiltmiştir seni.
yastığın ıslanmıştır.
isyanla pişmanlık arasında bir yerdesindir sebepli sebepsiz, tanımlayamazsın.