bir 'içen adam' tribi. bilir ki gece ağız, dil tahta gibi olmuşken sürüne sürüne mutfağa gitmek zordur. bir şişe suyu koyar baş ucuna. diker onu sonra kesintisiz devam eder uykusuna.
çok değer verdiğim birisinden öğrendiğim, tembelliğime hizmet ederken güzelliğime güzellik katan, yatmak için yaptığım ön hazırıklardan birisidir. tembelliğinden mütevellit yanına ekmek koyan da var mıdır acaba? yatarken karnım guruldasa dahi gidip birşeyler yemeyi göze alamam. fakaaaat uyuma güçlüğü çektiğim gecelerde ve az kiloma kilo katmak için gider fasulye bile yerim. maksat açlığa değil ideal kiloya hizmet ettirmektir. sonra gelir bir güzel uzanırım yatağıma. dön oyana dön buyana derken susamak gibi bir his uyanır içerimde. tam da emin olmamakla birlikte ihtiyacım olduğuna kanaat getirdikten sonra kolumu yatağımdan aşağıya sallar bir iki seferde şişeme ulaşırım. lıkır lıkır içilen suyun duyurduğu bu ses, beni huzura kavuşturur ve kısa sürede yoğun konsantrasyon ile uykuya dalarım. hadi selametle.
benim gibi uykusu ağır olanların uyurken susadığında su içmeye çalışırken boğulmasına sebep olan harekettir. şöyle ki:
kişinin uykusu öyle ağır olur ki, susamıştır ama kalkacak gücü yoktur. yattığı yerden komidinin üzerindeki bir bardak suya uzanır, kalkmadan suyu içmeye çalışırken bardağı burnuna geçirir, öksürür, tıksırır. boğulma riskiyle karşı karşıya kalır.uyanır.
ha bir de içki içmesini beceremeyip yüzüne gözüne bulaştıran adamların yataktan kaltığı anda bulanacak miğdesinin verdiği tatsızlığı yaşamamak için başucuna su konulur ki tadından yenmez. her içişte sanki zemzem suyunu yudumluyormuş lezzetine vardırır. ama keşke bu durumda birisi hiç uyandırmadan ağza pamukla 10 dakikada bir su verse denilir. öyle olsa daha güzel olur yani. adamın su şişesini dahi bulmaya mecali yoktur neticede.
kışın o kadar gereksinim duyulmuyor ama yazın sıkça yaptığımız bir davranıştır gece mutfağa kadar gidip su içmek. bu nedenle yanımızda bir şişe içelim neşe ile.*
kaç yaşında öğrendiğimi bile hatırlamadığım uykudan önceki son eylemim.
Eskiden annem getirirdi suyumu. Başucumda dururdu 1 bardak.
içmesem bile annem düşünürdü ihtimalleri, ya susarsam?
Artık suyumu kendim alıyorum yanıbaşıma. Uyanıp içmiyorum bile çoğu zaman.
Ama ya susarsam?
Sırf artık yanımda olmayan annemin aklı kalmasın diye belki;
belki de onu yanımda sanıp kandırmak için kendimi...
Nedenini bugüne kadar hiç sorgulamadığım dolu bir bardak var her gece yanıbaşımda;
bütün gece başımı bekleyen...