Yoğun sisli bir kış akşamı, yatalak dedeye, ben az iki dakkaya geliyorum deyip, evden çıkılır.
"neyseki çok soru sormadı" şeklinde bir düşünce geçiyor içimden. Acaba kabanımı alsa mıydım? Neyse yol kısa. Bir kaç yüz metre yürüyüp, doğan slx 98 model aracıma bindim.
Yaklaşık 35 dakika sonra gitmem gereken yere ulaştım. Sanırım yatalak dede biraz huzursuzlanmıştı; bir kaç defa telefonum çaldı. Umursamadan, 4 katlı apartmana girdim. ilk katındaki dairenin kapısına tıklayıp; ee ben şeker için gelmiştim. Lanet olsun sesim niye titredi ki?
Neyseki sorun çıkmadı. Hızlıca geri döndüm eve. Yatalak dede iyice sinirlenmişti. Hay aksi, sigarasını almayı unuttum. Dedim: Yemek yer misin ihtiyar? Söylendi; bir paça içerim evlat. içimden gülümsedim.
Paçayı ısıtırken, lsdyi içine attım. Bunu içtikten sonra yatalak dede, artık koşabilecekti. " afiyet olsun yatalak dede".