düşüncelere daldığım andır.
yaşadığım günü ayrıntılarına kadar düşünürüm, yolda gördüğüm citroen'in plakası ne idi, mezarlıkta okuduğum isim ne idi, eve çıkarken hangi şarkıyı dinliyordum, bugün onunla nasıl konuştum...
her gece kendime rapor tutarım, 'bugün bunu dedim kalbini kırmış olabilirsin, aa bugün bunu dedim şahane güvenini kazandırabilir bu söz' gibi.
ihtiyacım var, yarınımı çünkü dün bıraktığım ilerleyişin devamı gibi yaşıyorum.
çünkü bazen, bilinçsiz bir şekilde istenmeyen sözler ve kalp kırabilecek cümleler kullanabiliyorum, farkında dahi olmadan, ya da bazen yanlış anlaşılıyorum.
o yüzden bunu yapıyorum, bilincimi açmaya çalışıyorum, lap lap konuşmak yerine, 'ne demeliyim' diye düşünüyorum. düşünmeden konuşma yapılmamalı, yapmamalıyım.
Uyuyabilmek adına her gece gözlerin kanayana kadar video izlersin, kitap okursun, sözlükte takılırsın.
Sonra beynin artık muşmulaya döner ve kendiliğinden dalar gidersin.
tuvaletini yaparken evreni dusundugun anla es degerdir. aklina gelmemesi gerek her sey gelir genellikle. rahat ama bir o kadar can skici neyse anladiniz.
otobüs ile seyahat halinde olanların kıskandığıdı andır. ulan koltuğu aşağı bile yatıramıyorum, ben nasıl uyuyabilirim böyle? dik açı oluşturdu gövdemle bacaklarım. isyanlardayım. yazar burda olanakların kısıtlılığını vurgulamak istedi. evet.
Rahat ve huzurlu bir uykunun arayışı içine girersin. Bazen sorarsım kendine ne için yaşıyorum ? Ne için yaşamalıyım ? Kendime karşı gelip hayatı zorlamak mı yoksa öylece bırakıp bir oblomov mu olmak mı gerek bilmiyorum. Ne bileyim, evlenmek çocuk sahibi olmak aylarca yıllarca ev mobilya kredisi ödemek, ömrün boyunca işe gidip yaşlanınca emekli maaşıyla evde oturmak mıdır yaşamak. Kağıt paralar karşılığında gençliği , zamanı emeği satıyoruz. Ömrün sonuna geliyoruz. insanları çözmeye çalışıyoruz henüz kendimizi çözememişken, tek başıma bir karar verdim şehir değiştirdim iyi bir işe girdim iyi insanlarla tanıştım. Ama, bir şey eksik. Bir yanımız hep eksik, ve o eksiği tamamlayım derken var olan aşınıyor azar azar zamanla, olmam gereken yeri bulamadım. Bulamama ihtimalim de var. Ne kadar sosyal olsam bile introvert kişilikten kurtulamıyorum. Farkında olduklarımı kendime saklıyorum bir yandan da. bazen canım acımıyor değil ama yoluma buruk bir gülümseme ile devam ediyorum.
Günün özetini çıkarma anı, yalnızlıkla, düşüncelerle baş başa kalınan an. Sözlüğe en severek bu zaman diliminde giriyorum aslında yatmadan böyle telefona filan bakmak hiç iyi değil ya neyse, mavi ışık filtre uygulaması kullanıyorum yine bir nebze etkili.
Şöyle bir anasayfaya göz atıp, takip ettiğim birkaç yazarın entylerine bakıp, bir iki tane de ben enrty girip z raporunu da alıp kepengi kapatıyorum. Haydi iyi geceler.
Önce bugün yaptığın rezillikler
Keşke bunu demeseydim ya da bunu niye söylemedim kı diye iç hesaplaşma
Düşüncek bişey bulamiyinca gecmişin aklına gelmesi
Ve sonunda zaten uykuya dalarsin ya da sabahlarsin..
bütün gün yaşadıkların gözünün önünden bir film şeridi gibi geçer. yapmak isteyip yapamadıkların, söyleyip de pişman olduğun şeyler için uyuyana kadar kendinle konuşursun.
günün kötü geçtiyse, moralim bozuksa işte tam o an bak göbek deliğinden 4 parmak yukarı çık. tam oraya bir şey oturur işte. bulantı desen değil, acı desen değil. başka türlü bir eziyet.