filistin kurtulus hareketinin basinda uzun sure bulunmus insan. kaliteli bir siyasetcidir. dunyanin plitik manada en karisik bolgesinde, hic yoktan bir hareketin basina gecmek ve olene kadar eredeyse alternatifsiz olmak gercekten buyuk bir basaridir.
komunisttir ayrica, politik sebeplerden oturu.
kendisi hakkında bilgi sahibi olmadan yazarlarımızın yorum yaptığı kişidir. roy mustang olarak kendisini bir tabur zebaninin öbür tarafta beklediğine inanıyorum.
tek amacı türkiye cumhuriyeti devletine karşı terör eylemi yapmak olan ermeni örgütü asala 'yı kamplarında eğiten filistin kurtuluş örgütü* 'nün o dönemdeki isimlerindendir yaser arafat. türkiye 'nin müslüman bir ülke olduğunu unutup ortodoks ülkenin terör örgütünü kamplarında eğitip daha sonra üzerimize salmıştır. bir büyükelçiliğimiz bizzat bu kamplarda eğitilenler tarafından basılmıştır. diplomatlarımızın canları yanmıştır.
yaser arafat önce "tek düşmanı türkiye olan" asala 'yı eğitip daha sonra panislamizm propagandası adı altında türkiye'den israil konusunda yardım istenmiştir. türkiye de filistin'e tek sıcak kanlı yaklaşımda doğal olarak bulunmamıştır. hatta dönemin babacan lideri tarafından kendisine "şakk" diye bir haraketin çekildiğini kafamda canlandırırım.(akp hükümeti gelip dini duygularını devlet politikasının üzerinde tutana kadar)
doğru insan değildi rahmetli. yine de toprağı bol olsun.
muhammed abdurrauf arafat el kura el huseyni dir tam adı lakabı çöl aslanı manasına gelen ebu ammar dır. muhtemelen israil tarafından öldürülmüştür. türkiyede sevilmesine anlam vermek mümkün deildir, zira faydasından çok zararı olmuştur devletimizin bekasına ya yinede allah rahmet eylesin bir filistin halk önderidir (apo yada kürt halk önderi diye hitap ettiğini düşünürsek malum kitlenin belki arafata dair bikaç fikirde canlanır kafamızda)
aslında dünyadaki gelmiş geçmiş birçok lider gibi hayal kırıklığından başka birşey getiremeyen bir lider.yaser arafat hakkında dışarıdan bakan birisinin-hele de bu türkse ve her klasik türk gibi arapları din kardeşi olarak görüp te sevgi besliyorsa-görüşleri son derece pozitiftir.neymiş,halkının kahramanı,özgürlük savaşçısı,kefere düşmanı,vs.,vs...bunların hepsi aslında biz türklerin gönlünü okşuyor ve her zaman yaptığımız gibi bunu gurur meselesi haline getirip haklı da olsa haksız da olsa arap kardeşlerimizi(!) destekliyoruz.ama arapların da bazen suçlu olabileceği aklımıza gelmiyor nedense.
serdar turgutun bir yazısında yazdığı bir olay yaser arafatla ilgili düşüncelerimi tamamen değiştirmeye yetmiştir.isterseniz bunu direkt serdar turgutun kaleminden okuyalım:
Aşağıda anlatacağım olayı ben Suudi Arabistan'ın uzun yıllar boyunca Washington Büyükelçiliği'ni yapmakta olan Prens Bandar'ın Amerikan basınına yaptığı açıklamalardan öğrendim.
Prens Bandar sadece bir büyükelçi değil aynı zamanda dünya ölçeğinde güç oyununu oynayan bir devlet adamıdır da.
Bölgeyle ilgili gizli süreçlerin birçoğunda perde arkasında onun imzası vardır.
Hatta Washington'ın en güçlü insanları arasında yer aldığı bile kolaylıkla söylenebilir.
Prens Bandar'ın perde arkasını anlattığı olay Clinton'ın başkanlığı döneminde oldu.
Clinton, Filistin ile israil arasında barışın sağlanmasına büyük önem veriyordu. Bunun başkanlığının en önemli işi olacağı kanaatindeydi. iki ülke arasında barışı sağlayan başkan olarak tarihe geçmek niyetindeydi.
Bu işe giriştiğinde israil'de Başbakan Ehud Barak'tı.
Ehud Barak da barışa inanan, barışa giden yolda taviz vermeye hazır, duygusal bir insandı.
Clinton ve Barak bir araya gelince de Ortadoğu'da belki de tüm dünya tarihini değiştirecek önemde bir barışın gerçekten sağlanması yolunda en büyük şans da yakalanmış oldu.
iki lider birçok konuda taviz vermeye hazırdı, yeter ki bir noktada el sıkışılsın, bu iş de bitsin.
***
işte o noktada Yaser Arafat ortaya çıktı.
Görüşmeler sürecinde istediği tavizleri aldı. Aldıkça daha çok istedi. Daha çok aldı.
Sonunda gelinen noktada Arafat talep ettiklerinin yüzde 97'sini almıştı israil'den.
Ve bununla da yetinmedi. Geri kalan yüzde 3 için de bastırmaya başladı.
Yapma etme denildi kendisine. Hiçbir devlet her şeye taviz verip karşılığında bir şey almamayı göze alamaz, böyle tavır alma, bak işin sonuna gelindi, büyük bir işin eşiğindeyiz, tehlikeye atma işi denildi.
Ama o kimseyi dinlemedi. Tam uzlaşacakmış gibi gözükürken anlaşmayı reddetti ve halkı için koparmış olduğu yüzde 97'yi de harcadı.
Sevgili okurlar bana göre Arafat bir insanlık suçlusudur.
Mazlumun yanında otomatik yer almaya hazır alan kafalar bu suçlamaya tepki gösterecek biliyorum ama o gün Arafat, halkı için aldığı tavizlerle bir anlaşmaya imza atmış olsaydı ne 11 Eylül terörist saldırısı olurdu ne Afganistan ne de Irak'ın işgali.
Ve bugün barışı kurmakta olan bir Ortadoğu ile insanlık çok başka yerlerde olurdu.
Türkiye olayda taraflar arasında tavır alırken zamanında kimin ne yapmış olduğunu da iyi düşünmeli ve tavrını kardeşlik nutuklarına, yalan sevgi gösterilerine kanmadan belirlemelidir.
işte gördüğünüz gibi aslında herşey sanıldığı gibi gelişmiyor,savaşı bazen sadece özgür olmak istediğini papağan gibi tekrar eden,bunu da bilinçsizce söyleyen ve ne anlama geldiğini bile bilmeyen sonra pürüz çıkınca da bütün barış uğraşlarını bir kalemde silebilecek kadar cahil ve bilgisiz olan taraf ta çıkarabiliyor.
ama şunu de ilave edeyim;benim arafat hakkındaki fikirlerimi değiştiren sadece ve sadece bu yazıdır.o yüzden bu yazının kolpa çıkması durumunda da fena bir şekilde g.t olma ihtimalim de var.serdar turgut un amerika sevdasının onu bazen ne kadar şaşırtabilidiğini de işin içine katarsak aslında risk büyük.ama açıkçası yazıdaki siyasi liderleri biraz araştırınca da görülüyor ki evet,bu liderler barış yanlısıydılar. e bu durumda barış olmadığına göre suçlu arafattır!bakalım gelecek daha neler gösterecek,kahraman bildiklerimiz aslında nasıl da yobaz çıkacak;kimler bizi şaşırtacak izleyip görmek lazım.
kendisini terörist diye nitelendirebilecek derecede çirkinleşebilme kabiliyetine haiz olan ama aynı zamanda yeryüzünün en vahşi, en alçak, en hunhar kıyımlarının dolaylı yada direk uygulayıcıları yada destekçileri konumunda iken bu davranışı sergileyen küçük zavallı bir azınlık hariç, ölümü ile her ne kadar sevgisini gösterememiş olsalarda dünya üzerinde yaşayan 6 küsür milyarlık nufusun büyük çoğunluğunun yüreklerinin derinliklerindeki bir yerlerden irili ufaklı birşeylerin kopmasına sebep olmuş, aynı lisanı konuşmuyor olsalarda içlerinde bir yerlerini acıtmış, ömrünün tamamını her platformda devletini, milletini cesurca müdafaya adamış, ülkesini kan denizine çevirenlere karşı taşla, sopayla, kuş sapanıyla da olsa son nefesini verene kadar direnmiş mücadele insanı, efsanevi filistin devlet başkanı ve filistin mücadelesinin gelmiş geçmiş en büyük lideri, en büyük ismi, filistinin ve direnişin en büyük sembolü. alacağı para miktarı ne olursa olsun satacağı toprak miktarı kaç mm2 olursa olsun para karşılığında israile toprağını teslim edenler hariç gerçek filistinlileri temsil eden efsanevi lider, yeryüzündeki gelmiş geçmiş en onurlu, en cesur, en kahraman liderlerden.
isteseydi yeryüzündeki sayılı insanın yaşayabildiği kadar lüks bir dünya hayatı yaşayabilecekken, bu olasılık kendisine hiç te uzak değilken, kendisine halkının çilelerinden çile beğenmeyi, halkının yokluklarından yokluk seçmeyi tercih etmiş, hayatını varlık içinde yokluk çekerek en son nefesine kadar ülkesini müdafa etmeye adayabilecek büyüklükte bir onura sahip, akla gelebilecek her türlü olumsuzluğun bir arada olduğu bir ortamda ülkesini müdafa edebilmek uğruna gerek en ön safta savaşarak, gerek karargahı israil buldozerleriyle, tanklarıyla helikopteriyle yerle bir edilmişken, bulunduğu elektriği suyu kesilmiş inşaat molozuyla dolu yıkık dökük odanın dibine kadar girilmişken, kendi karargahında esir muamelesi görmüşken bile (herzaman olduğu gibi) dik durarak, hatta (herzaman olduğundan) daha da dik durarak örnek bir lider olduğunu cümle aleme göstermiş, yeryüzünün görüp göreceği en şerefli insanlardan bir tanesi.
geçtiğimiz ay itibariyle ölümünün 2. yıl dönümü olduğu için mekanının cennet olmasını bir kez daha yürekten dilediğim, sitede boka püsüre sayfalar dolusu entry girilmişken hakkında bu kadar az entry girilmiş olmasıyla insanın ayrıca üzüntü duyduğu insan oğlu insan, osmanlı torunu türk oğlu türk. değil bizler aklı selim sahibi her amerikan vatandaşının yada aklı selim sahibi her musevi vatandaşın bile oturup iki dakikalığına tarafsızca düşünebildiği taktirde kendisine hak vereceği hatta kendisine hayran olacağı, hatta yeryüzündeki her aklı selimin kendisini busha şarona tercih edeceği, oluk oluk kanlarla sulanmış kendi topraklarında son nefesini vermesi ve kendi dilediği yere gönlünce defnedilebilmesi bile çok görülmüş, defnedildiği tarihte milyonların değil milyar tane insanın cenaze namazı için dizilmiş olan milyonlarca insanın içine karışabilmeyi yürekten istediğini düşündüğüm, ardında öksüz bir halk ve kendi milletinden olmadığı halde davasına inanmış başka buruk milletler bırakmış olan, aynı zamanda filistinin kıyamete kadar sembolü olmaya devam edecek olan (hatasıyla sevabıyla) yegane isim. ölüm yıldönümü dolayısıyla ruhu şad, mekanı cennet olsun, ardında bıraktığı öksüz halka da Allah sabır, selamet versin, insanlıktan nasibini alamamış piskopat katilleri de nasıl biliyorsa öyle yapsın...
asil adi abdurrahman abdurrauf arafat el-huseyni olan, ingilizce kaynaklarda ve söylemlerde oldugu gibi "yaser arafat" olarak degil "yasir arafat" olarak bilinen filistin kurtulus örgütü eski lideri. 1929'da gazze'de dogmustur. 10 Ekim 1959'da kurdugu orgutu el fetih ile hamas arasindaki gerilim bugünde surmekte olup, secimlerden zaferle cikan hamas, israil'in de dolayli destegiyle bugun filistin'de yok sayilmaya calisilmaktadir. zira hamas dislanarak kurulan son hukumetin aninda butun dunya tarafindan taninmasi da oldukca ilginçtir!
yasir arafat hakkinda ise ölümünden sonra ortaya atilan, isviçre bankalarindaki milyonlarca dolari oldugu iddiasi ise halen bir iddia olmaktan öteye gidememis ve kanitlanamamistir. hamas'la olan lüzumsuz ve haksiz sürtüsmesini bir kenara koyarsak kendisi iyi bir politikaci, dirayetli bir liderdi.
el fetih ve filistin kurtuluş örgütünün lideri. 18 yaşında üniversite öğrencisiyken hayatındaki en büyük kararı verip, mücadelesini halkının bağımsızlığı için veren kimilerinin terörist, kimilerinin de bir kahraman olarak gördüğü tarihe adını yazdıran lider. 1974 birleşmiş milletler kürsüsünde elindeki zeytin dalıyla, umarım bunun elimden düşmesine izin vermezsiniz diyerek insanlık dersi vermiştir.
ölümünden yaklaşık 1 sene önce bir türk televizyonuna verdiği röportajda şunları söylemiş merhum:
mithat bereket: ''türkiye'den ne bekliyorsunuz ?''
ebu ammar: ''bu topraklar en son osmanlı zamanında gün yüzü gördü. osmanlıya herkes gıptayla bakıyor, bu toprakları sorunsuz yönetmek gıpta edilecek bir beceridir. bunu nasıl başardınız? ama ne zaman siz buralardan gittiniz, filistin sorunu o zaman başladı. arap kardeşlerimiz bile bize ihanet etti. filistinin toprak tapusu hala sizde. bu toprakları adam edecek birileri varsa onlar da türklerdir. bizden yana umutlamayın. filistinin bağımsızlığını dünyaya kabul ettirecek tek ülke türkiye'dir.''
son 50 yılın en büyük lideridir netekim dünyanın en zekadan yoksun toplumunu laftan anlamayan toplumunu bir arada tutmak icin gercekten cok buyuk zekaya sahip olmak lazımdır.oldukten sonra (bkz: hamas) (bkz: el fetih)
filistin in barışçıl lideri. aşırı dinci olmadığı için bazı kesimler tarafından sevilmez ama o öldükten sonra filistin daha karmaşık bir hal aldı. ee her milletin kendileriyle bütünleşmiş lideri vardır.
kurduğu terör örgütünün kampının bulunduğu bekaa vadisi'nde pkk'lı teröristler ile işbirliği yapan, onlarla birlikte eğitim yapan ölü terörist.
ha kendisi böyle bir boktur da ceddi farklı mıdır?
asla...
bu teröristin dedesi de ingilizler tarafından angaje edilerek osmanlı'ya karşı hainlik yapmış, filistinlileri osmanlı askerleri'nin karnında altın taşıdıklarına dair söylentiler yayarak binlerce askerimizin karınlarının deşilerek katledilmesine sebep olmuştur.
lakin yine de türk halkı tarafından filistin'in haklı mücadelesinin kahramanı konumuyla taçlandırılmış bunu müteakip türk televizyonlarından birine; "bu topraklar en son osmanlı zamanında gün yüzü gördü." şeklinde beyanat vererek ikiyüzlülüğünü göstermiştir.
ne mutlu dedelerimizin karınlarını deşen hainlere yardım götüren insancıl gazze gemiciklerine ve onlara destek verenlere...
El fetih olarak bilinen filistin kurtuluş örgünün kurucusu ve filistinde israil direnişinin sembolü olan önemli bir liderdi. Yıllar boyunca bu direnişi sürdürmüş ve en sonunda hastalandı diye kamoyuna bahane öne sürerek israilli mossad ajanları tarafında öldürülmüştür. Ondan terörist diye bahseden andavalların filistinde yaşamanın, özgülüğün bedelinin nasıl bir şey olduğundan bir haber oldukları bir gerçektir. Onlar ancak yahudi kardeşlerinin starbuck'unda kahve içmeyi bilsinler.
zehirlenip zehirlenmediği iddiaları hala tartışılan kişidir. bu tartışmalar günümüze kadar incelenmiş ve eşyalarında radyoaktif maddeye rastlanmış. ilginç.
