başbakan recep tayyip erdoğanın, mutlak güce hakim olduğunu sandığını ispat eden, anti-demokratik, saygısız, muhalefeti hiçe sayan söylemidir. kendisi bu söylemi, merkez bankasının istanbula taşınması ile ilgili söylemiştir.
başbakan sayın recep tayyip erdoğan tabiki mutlak güce sahiptir, eminiz ki en çok o bu güce sahip olmayı hak etmiştir. şeriattan bu kadar korkmayınız efendim, korkmayın sizede bil yol vardır. fazıl say'ı takip edin!.. * artık bir şeyleri kabullenin ve kapatın çenenizi lütfen.. bunca yıl sizin istediğiniz oldu ne oldu, gördük neler olduğunu. *
benzer bir sözü çevre bakanı mahkemenin bir ilde (sanırım manisa) belediyenin gösterdiği yere çöp dökülmesinin halk sağlığı açısından zararlı olduğu gerekçesiyle alınan kararı iptal etmesinin akabinde kullanmıştır.
eminim hiç kimse, bu adam hakkında yasa çıkaramaz dememiştir, ama dünya tatlisi bir insan gelip, "yasaysa yasa, çıkarır, sustururuz sizi" diyorsa, buna bir artniyet vardır, bunda bir cibilliyetsizlik vardır. ve işte yurdum insanının birinin bile kafasına bunu soktuysa,biri bile onla eksen düşünüyorsa,yazık bize.. *
"burası benim çiftliğim istediğim gibi at koştururum." demenin biraz daha kibar şeklidir. daha da kötülerini görmemiz yakındır. at kabul etmiyor üstünden atıyor ama neyse...
bu sözle şu çıkmaktadır, "akp milletvekilleri el indirip kaldırma makinesidir"
hükümet anayasaya göre nedir ey muhteşem ulu yazarları? bildiniz! yürütme organıdır. recep tayyip erdoğan ile birlikte öğrendik ki, hükümet aynı zamanda yasama organıdır. neden? çoğunluk elinizdeyse, milletvekilleriniz yasanın ne olduğunu bilmeden el indirip kaldırma makinesi ise, başbakanın "höt dediğini" emir telakki eder ise, bunun adı demokrasidir. halkın tercihi tabi bir şey demiyoruz.
merkez bankası gibi bir kuruluşu taşıma fikriniz var ve siz diyorsunuz ki, "kimseye danışacak değiliz" merkez bankası'nın bağımsızlığı nerede kaldı? danışmayın tabi, ne de olsa demokratik bir ülkede yaşıyoruz, halkın iradesi bu.
işin diğer tarafı, merkez bankası, ziraat bankası, vakıfbank, halk bankası'nın merkezleri taşınınca personel ne olacak? istanbul'a alışacaklar mı? sonuçta bir yaşam değişikliği. her şey ne kadar basit? bu insanların büyük kısmı ankara'da kalmayı yeğleyecek ve şubelere transfer edilecek. yeni merkezlere de artık hısım akraba alınır. çünkü, kpss'ye girmek yeterli bu bankalarda işe girebilmek için -bir yakınımdan biliyorum, adamı olan herkes bu 4 bankaya da kpss'ye girmek şartıyla işe girebilir-
türkiye'de yasama-yürütme-yargı diye güçler ayrılığı ilkesi yoktur. yasama ve yürütme tek eldedir, yargı da son hakimler ve savcılar kanunu ile bu ele yakında dahil olacaktır.
buradan da anlaşılabileceği gibi demokrasinin zerresini yansıtmayan bir anlayış vardır. lakin bacım ayağına hatun götüren tipler gibi bu anlayış da demokrasi ayağına milleti götürmektedir. sürekli olarak bir yerden savunmaya kalkmanız çok komik durmaktadır. ben rte'ye hastayım, şeriat istiyorum gibisinden açık açık söyleyin de biraz onurunuz olsun...
gereksiz bir açıklamadır. daha da gereksizi bu partinin yüzde 47 oy almasıdır. merak ediyorum ne zaman uyanacak bu millet. umarım çok geç olmaz. o gün ,geldiğinde o yasalar bile , kurtaramayacak sizi.