yasar bedri ozdemir

entry4 galeri0
    4.
  1. şairliğinin yanında aynı zamanda profesyonel moturcudur. motor festivallerine katılır. araç olarak motorunu kullanan kendine özgü tarzı olan şairdir.
    0 ...
  2. 3.
  3. külliyatı;

    şiir:
    bağıracağım (1976)
    azad ettim yürek seni (1978)
    idris (1980, 1984, 1997)
    adını koyamadığım (idris'le beraber,1984, 1997)
    babil'i beş geçe (192, 1997)
    yorgun, derviş ve uzakta (1994)
    ölüm dağlara oğul bırakınca (1996)
    mutedil bir siyamlı (1999)
    âh minyatürleri (2004)
    yitik kalyon (2005)

    anlatı:
    sızıdır beyoğlu ibrânice yazılsa da (1996)

    roman:
    cabülka (yolcu ile derviş meseli) (2004)
    şehrengiz:
    trabzon'96, (1996)

    albüm:
    fotoğraflarla trabzon (2005)
    2 ...
  4. 2.
  5. bu şiir yakılmak içindir!

    erden söz ateşine çekiyor bizi, ateşi
    incitme
    suretimizde çürüyen hüzün sen bile
    savruldukça tenimiz paslı sarkaca
    üşüyecek
    sin

    talanın küllerinde eşelen uygarlık sen,
    ısrarla/doğurup, büyüttüğün
    kendi çocuğunun leşlerine
    direniyorsun!

    erden söz ateşine çekiyor bizi
    sözü incitme.

    sana
    en güzel şiirlerimi/yazın perçemine
    karışınca terim
    tay/
    ların yelesinde okuyacağım.

    karışacak söz
    şantiyelerin kirecinde çoğalan
    ağustos böceklerinin
    çıldırtan uğultusuna.

    yaka cebinde
    sakladığın sevgili fotoğrafını
    öpüp öpüp içlenirken
    bilmelisin
    yolcunun tebdil-i mekanda ülkesi olmaz.

    toplanmış
    dil yalayıcıları
    musallanın yorgun
    ve çürümüş ağacını konuşuyor.
    söylenecek sözleri kalmamış gibi.
    en son iplikleri ve çiçekleriyle tavaf ediyor
    ustasının
    mermer
    kabrini.

    semenderin ayak izinde yürüyen yolcu
    kaynayan
    ve
    dökülen suyun

    sesine karışıyoruz
    yarın
    senin yolculuğuna katılamayacağım
    bağışla

    sana hüzün dolu şiirlerimi
    dünyanın
    cehenneme açılan kapısında
    o
    k
    u
    y
    a
    c
    a
    ğ
    ı
    m

    şimdi bizim oralar, soğuk ve sistir.
    kurumuş toprağa düşen yağmurun
    genzimi acıtan kokusuna karışır hatıralar
    sen karışırsın

    ipek yumuşaklığında donup kalan bakışınız
    ıslak tende buğulandıkça,
    hiç
    yolcu
    olmamışım sanki
    ve sen hiç sevmemişsin.

    -kağıt kayıklarımızın bile batırıldığını
    biliyor musun?

    ben yolcu, aynadaki adam! derinliğim
    suya emanet.

    ihanet
    ve
    fitne kuşları fır dönüyor.

    ;şimdi ustam; kuşlari.

    sana şiirlerimi yüregimin
    memodasinda okuyorum.

    yüzünü saklayan cellat
    gece kabuslarindaki
    azgin firtinada kaybolur
    ölüm/cüzdanimizda taşidigimiz
    yirtik fotograf.

    kendini kiyiya vuran denizci
    yaralarima ezerken midye kabuklarini
    ve yosunu
    açilan her yaraya tütün basan ellerinde
    uyudum.

    kasiklari çatlayincaya kadar gülen
    sonra kadehleri infaz kalemi
    diye kiran
    dina/
    zorlar dizilmiş rüyalarima.

    sözcüklerimi devşiren lugat
    yetmiyor/yetmeyecek söz
    dokundukça uzak bir kentin çürüyen
    uygarligina.

    acı yok!
    sahipsiz bir ülkenin soyagacinda titreyen
    çok yaşayin ve varak apoletli
    hepbana kuşlari uçuyor erincimizde

    aci yok!
    dokunulmazligi kalkmiş ölüler konuşacak!
    dokunulmazligi kalkmiş ölüler
    dokunulmazligi kalkmiş
    dokunulmazligi

    acilariyla, tekrar,tekrar çekilirken dar
    agacina

    egilmeyen gölgeleri hiç yolcu olmamişti
    gencecik kalmiş
    gövdeleri atlaslara sigmadi hiç!

    sen, kavganla barişik yaşadin hep
    kavganla güzelleştin ölürken bile
    gece diyorum/karanligi üstümüze
    örten zaman
    degil
    ne de kiskanç sevgili
    düş yolculugumuzdaki
    huysuz kisrak.

    şeylerin aynasinda ruhumun firtinasi
    çogaliyor.
    ah!

    kehaneti fisildiyor agustos
    böcekleri,
    sögüt dallari.

    gece diyorum/karanlik renk degilmiş
    sen mülkünle aşksizdin,
    senin bitmeyen yolculugundu
    tek kişilik mutluluk.

    ne çok yolcu gibiyiz! yorgun kenti
    teslim ederken gerillasi oldugumuz
    uzun geceye

    paketimde buruşturdugum sigaramla
    paylaşirim yalnizligimi ve korkularimi

    şimdi
    açiklamasi olmayan bir ima ile geçiyorum
    kalabalik
    sözleri

    dokunulmazlığı kalımış
    ölüler konuştu:
    hüzündür,
    yolcusu oldugumuz zaman!
    ...
    körfezde ne garip uluyordu akşam
    konuşmuyordun

    zeytin
    &
    tuzdu

    çağın ve sevgilimin zinasından
    kaçırdığım..!
    1 ...
  6. 1.
  7. tabzonlu şari, yazar, düşünür.

    http://www.yasarbedri.com/

    tayy ı zaman meseli

    vakit tamam! penceremin pervazında hercaîzaman
    eyzan eyzan üstüne! karanlığımızı öğütsün seninle
    dedim ki: unutmabeni... tuzu, inciri, zeytini...

    çiy damlasında serpelense imâ. o rüzgâr! vedâ tozları ile
    açsam, bir gülün uykusunda saklasam kendimi.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük